Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
hombro dislocado
sert/haşin huy veya karakter
moving backward
laufflächendicke
étendue du marché
decision making process
rate zone principle
düz (çizgi)
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"düz (çizgi)"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
düz (çizgi)
straight
adj.
She had
straight
blond hair.
Düz sarı saçları vardı.
More Sentences
Bedeutungen, die der Begriff
"düz (çizgi)"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
düz çizgi
grid
n.
The
grid
lines on the map are a kilometer apart.
Haritadaki
düz çizgilerin
arası birer kilometreye tekabül ediyor.
More Sentences
Technical
2
Technical
düz çizgi
flatline
n.
I made a device that makes the sound of a
flatline.
Düz çizgi
sesi çıkaran bir alet yaptım.
More Sentences
General
3
General
düz çizgi
straight
n.
4
General
düz çizgi
beeline
n.
5
General
düz çizgi
straight line
n.
6
General
düz çizgi
airline
n.
7
General
düz çizgi
rectitude
n.
8
General
nesnelerin düz bir çizgi halinde hizalanması
alineation
n.
9
General
nesneleri düz bir çizgi halinde hizalayan kimse
aliner
n.
10
General
nesnelerin düz bir çizgi halinde hizalanması
allineation
n.
11
General
çokgenin bitişik olmayan iki köşesini birleştiren düz çizgi
diagonal
n.
12
General
düz çizgi belirlemek için bir şey boyunca bakarak hedef almak
bone
v.
13
General
cetvelin düz kenarıyla çizgi çekmek
rule
v.
14
General
çıkıntı yapmadan düz çizgi halinde uzanmak
plane
v.
15
General
düz çizgi halindeki
rectilinear
adj.
16
General
düz çizgi halindeki
rectilineal
adj.
17
General
düz çizgi halinde
as the crow flies
adv.
Idioms
18
Idioms
çizgi gibi düz/ dümdüz
as straight as a line
expr.
19
Idioms
düz çizgi halinde
the way the crow flies
expr.
Technical
20
Technical
uçak veya gemi inşası gibi işlerde düz orta hat elde etmek için kullanılan çizgi
ramline
n.
21
Technical
düz çizgi
straight-line
n.
22
Technical
düz çizgi
solid line
n.
23
Technical
lazerin hedef işaretleyicisinden hedefe gittiği düşünülen hayali düz çizgi
laser-target line
n.
24
Technical
mastara veya cetvelin düz çizgi çizmeye yarayan kenarı
fiducial edge
n.
25
Technical
düz/kavisli çizgi
space of dimension
n.
26
Technical
(kesikli çizgiyi) düz çizgi haline getirmek
smooth
v.
Computer
27
Computer
düz çizgi
solid
n.
Telecom
28
Telecom
dışa doğru düz çizgi halinde uzanan iki eşit çubuktan oluşan anten
dipolar
n.
Marine
29
Marine
alabildiğine orsa giderken düz bir çizgi üzerinde hareket etmek
make a good board
v.
Medical
30
Medical
elektriksel beyin aktivitesi olmadığını gösteren (düz çizgi)
isoelectric
adj.
Math
31
Math
düz çizgi
straight line
n.
32
Math
kesişen iki düz çizgi ile veya arasında oluşan
included
adj.
Geometry
33
Geometry
konik cismin kesit eksenine dik gelen düz çizgi
applicate ordinate
n.
34
Geometry
düz çizgi ile eğri arasında oluşan açı
mixed angle
n.
35
Geometry
düz çizgi
right line
n.
36
Geometry
düz bir çizgi ile birleştirmek
join
v.
37
Geometry
düz çizgi halindeki
right-lined
adj.
Astronomy
38
Astronomy
karşıt konumda olan ay veya gezegeni dünya ve güneşle bağlayan düz çizgi
line of syzygies
n.
History
39
History
hanedan armalarında en büyük erkek evladı gösteren, düz çizgi üzerinde aşağı bakan çıkıntıların bulunduğu arma işareti
label
n.
Sport
40
Sport
(bilardo) bir oyunun başlangıcında isteka toplarının arkasına yerleştirildiği düz çizgi
baulk line
n.
41
Sport
(bilardo) bir oyunun başlangıcında isteka toplarının arkasına yerleştirildiği düz çizgi
balk line
n.
42
Sport
(bilardo) bir oyunun başlangıcında isteka toplarının arkasına yerleştirildiği düz çizgi
string line
n.
43
Sport
(bilardo) bir oyunun başlangıcında isteka toplarının arkasına yerleştirildiği düz çizgi
baulkline
n.
44
Sport
(bilardo) bir oyunun başlangıcında isteka toplarının arkasına yerleştirildiği düz çizgi
baulk-line
n.
45
Sport
(hipodromda, yarış pistinde) düz çizgi/kenar
stretch
n.
Engineering
46
Engineering
düz çizgi veya daire şeklinde olan loküs
plane locus
n.
47
Engineering
(haritacılık) tüm büyük daireleri düz çizgi olarak gösteren
gnomonic
adj.
Slang
48
Slang
elektrokardiyogramda kişinin kalbinin durduğunu işaret eden/belirten düz çizgi (nebraska'nın nerdeyse dümdüz bir eyalet olmasına istinaden)
nebraska sign
n.
49
Slang
elektrokardiyogram ekranında kişinin öldüğünü işaret eden/belirten düz çizgi (nebraska'nın nerdeyse dümdüz bir eyalet olmasına istinaden)
nebraska sign
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of düz (çizgi)
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy