Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | cover for v. | işine bakmak (geçici olarak başkasının) | ||
Tom had to cover for Mary. Tom Mary'nin yerine işe bakmak zorunda kaldı. More Sentences |
||||
General | cover for v. | geçici olarak başkasının işine bakmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | cover for v. | birisini idare etmek | ||
Phrasals | cover for v. | birisini korumak | ||
Phrasals | cover for v. | birisini suçunu ya da hatasını örtbas etmek | ||
Phrasals | cover for v. | birisinin yerine bakmak | ||
Phrasals | cover for v. | birisinin işlerini üstlenmek | ||
Phrasals | cover for v. | sigortalamak | ||
Phrasals | cover for v. | koruma sağlamak |