cousin - Türkisch Englisch Wörterbuch

cousin

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "cousin" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
cousin n. kuzen
That is not likely to prevent Central Europe from being the poor cousin of the West for a long time to come.
Bu durum, Orta Avrupa'nın uzun bir süre daha Batı'nın fakir kuzeni olmasını engelleyemeyecektir.

More Sentences
General
cousin n. amca oğlu
Nobody knows we're cousins.
Bizim amca oğulları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.

More Sentences
cousin n. amca kızı
Nobody knows we're cousins.
Bizim amca kızları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.

More Sentences
cousin n. teyze oğlu/kızı
cousin n. kuzin
cousin n. dayı oğlu/kızı
cousin n. hala oğlu
cousin n. teyze çocuğu
cousin n. dayı oğlu
cousin n. amcazade
cousin n. hala kızı
cousin n. akraba
cousin n. daha güçsüz bir rakibe sürekli ve kolayca yenilen oyuncu
cousin n. uzun zamandır tanınan kimse
cousin n. etnik veya kültürel olarak benzer bir ırka veya halka mensup kimse
cousin exclam. hükümdarlar veya üst kademeden soyluların birbirine kullandığı bir hitap kelimesi

Bedeutungen, die der Begriff "cousin" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 78 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
first cousin n. ilk kuzen
Tom is Mary's first cousin.
Tom Mary'nin ilk kuzenidir.

More Sentences
Idioms
second cousin n. ikinci dereceden kuzen
Tom and Mary are second cousins.
Tom ve Mary ikinci dereceden kuzenler.

More Sentences
Law
second cousin n. kardeş torunu
Tom is Mary's second cousin, isn't he?
Tom, Mary'nin kardeş torunu, değil mi?

More Sentences
General
cousin german n. öz kuzen
first cousin n. teyze çocuğu
cross-cousin marriage n. akraba evliliği
a first cousin once removed n. kuzenin çocuğu
a first cousin once removed n. kuzen çocuğu
a distant cousin n. uzaktan bir kuzen
first cousin twice removed n. kuzen torunu
little cousin n. küçük kuzen
country cousin n. taşralı kimse
male cousin n. erkek kuzen
kissing cousin n. karşılaşınca öpüşülecek kadar samimi olunan uzak akraba
kissing cousin n. birbirine çok benzer iki veya daha fazla şeyden biri
cousin [obsolete] n. aptal
cousin [obsolete] n. enayi
cousin [obsolete] n. budala
cousin-german n. kuzen
parallel cousin n. paralel kuzen
parallel cousin n. teyze veya amcadan olan kuzen
country cousin n. şehre adapte olamamış taşralı akraba
first cousin n. yakından bağlantılı unsur
first cousin n. benzeyen birey
cousin [dialect] v. uzakta yaşayan akrabaları ziyaret etmek
Colloquial
a country cousin n. kaba saba
someone's country cousin n. kaba saba
someone's country cousin n. köylü
a country cousin n. köylü
someone's country cousin n. taşralı
a country cousin n. taşralı
a distant cousin n. uzak akraba
a distant cousin n. uzaktan akraba
kissing cousin n. yakından akraba olunmayan ama tanınan/iyi bilinen aile ferdi
a country cousin n. taşralı
a country cousin n. köylü
a country cousin n. yol yordam bilmez tip
a country cousin n. adap bilmez kimse
a country cousin n. hödük
Idioms
first cousin n. birinci dereceden kuzen
first cousin n. çok benzer
first cousin n. neredeyse aynısı
first cousin n. yakın akraba
second cousin n. uzaktan akraba
second cousin n. az çok benzer
second cousin n. türevi
first cousin n. çok benzeyen kimse ya da şey
first cousin n. yakından ilişkili kimse ya da şey
think someone is god's own cousin v. birisinin mükemmel olduğunu düşünmek
think someone is god's own cousin v. birisini göklere çıkarmak
everybody and his cousin pron. önüne gelen herkes
everybody and his cousin pron. cümbür cemaat
everybody and his cousin pron. herkes
everybody and his cousin pron. çok sayıda insan
everybody and his cousin pron. sürüyle insan
everybody and his cousin pron. çoğu insan
everyone and his cousin pron. önüne gelen herkes
everyone and his cousin pron. cümbür cemaat
everyone and his cousin pron. herkes
everyone and his cousin pron. çok sayıda insan
everyone and his cousin pron. sürüyle insan
everyone and his cousin pron. çoğu insan
everyone and his cousin pron. bir sürü kişi
everyone and his cousin pron. kalabalık
everyone and his cousin pron. ipini koparan herkes
Speaking
I can't come over my cousin is coming expr. gelemiyorum kuzenim geliyor
I can't come over my cousin is coming expr. gelemem kuzenim geliyor
Law
cousin gentian n. birinci derecede kuzen
quarter cousin n. çok uzak akraba
cater cousin n. dördüncü derecede kuzen
quarter cousin n. dördüncü derecede kuzen
quater-cousin n. dördüncü derecede kuzen
quater-cousin n. uzak bir akraba
cater cousin n. uzak bir akraba
Social Sciences
cross cousin n. çapraz kuzen
cross-cousin n. çapraz kuzen
Archaic
cater-cousin n. yakın arkadaş
Slang
what's buzzin' cousin? expr. neler oluyor?