contain - Türkisch Englisch Wörterbuch

contain

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "contain" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 42 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
contain v. kapsamak
The Commission's proposed directive covers all uses of pentaBDE, and articles containing pentaBDE.
Komisyonun önerdiği direktif pentaBDE'nin tüm kullanımlarını ve pentaBDE içeren eşyaları kapsamaktadır.

More Sentences
contain v. içermek
Does this cake contain butter?
Bu kek tereyağı içeriyor mu?

More Sentences
contain v. ihtiva etmek
The document contained evidence that could change the course of the case.
Belge, davanın seyrini değiştirebilecek kanıtlar ihtiva ediyordu.

More Sentences
General
contain v. kontrol altına almak
It is not enough to contain terrorism, although I have no doubt of the power of our states to do so.
Devletlerimizin bunu yapma gücünden hiç şüphem olmamasına rağmen, terörizmi kontrol altına almak yeterli değildir.

More Sentences
contain v. frenlemek
I couldn't contain my anger.
Öfkemi frenleyemedim.

More Sentences
contain v. tutmak
Tom couldn't contain himself any longer.
Tom kendini daha fazla tutamadı.

More Sentences
contain v. içermek
Yet, these products contain toxic substances that are harmful to the environment such as lead, cadmium and mercury.
Oysa bu ürünler kurşun, kadmiyum ve cıva gibi çevreye zararlı toksik maddeler içermektedir.

More Sentences
contain v. almak
But the answer contained in this report is exceptionally good.
Ancak bu raporda yer alan cevap son derece iyidir.

More Sentences
contain v. barındırmak
Let us acknowledge once and for all that Europe is secular and contains many different religions.
Avrupa'nın laik olduğunu ve birçok farklı dini barındırdığını bir kez daha kabul edelim.

More Sentences
contain v. zapt etmek
We also have the Army Corps of Engineers here to build a fence to contain them.
Ayrıca onları zapt etmek için burada Kara Kuvvetleri İstihkam Birliği'ne bir çit yaptırıyoruz.

More Sentences
contain v. kendini tutmak
Tom couldn't contain himself any longer.
Tom artık kendini tutamadı.

More Sentences
contain v. bastırmak
Petra tried hard to contain her excitement.
Petra heyecanını bastırmak için epey uğraştı.

More Sentences
contain v. önünü almak
The company failed to contain bankruptcy rumors.
Şirket iflasa ilişkin söylentilerin önünü alamadı.

More Sentences
contain v. (açı) oluşturmak
Please find the angle contained by lines AB and AC.
Lütfen AB ve AC doğrularının oluşturduğu açıyı bulunuz.

More Sentences
Technical
contain v. içermek
For the current period, 2000-2006, many programmes also contain risk prevention actions.
Mevcut dönem olan 2000-2006 için, birçok program risk önleme eylemleri de içermektedir.

More Sentences
General
contain v. içine almak
contain v. sınırlamak
contain v. eşit olmak
contain v. baskı altında tutmak
contain v. tespit etmek
contain v. çevirmek
contain v. kapsamak
contain v. ihtiva etmek
contain v. havi olmak
contain v. bünyesinde bulundurmak
contain v. (düşman kuvvetini) çevreleme ve kısıtlama politikasını başarıyla uygulamak
contain v. kontrol altında tutmak
contain v. (bir şeyi) yapacak kapasiteye sahip olmak
contain v. zapt edebilmek
contain v. denk olmak
contain v. ima etmek
contain v. zorunlu olarak içermek
contain v. gerektirmek
contain v. kendini frenlemek
Law
contain v. havi olmak
Technical
contain v. ihtiva etmek
Math
contain v. (bir şeyin) katı olmak
contain v. (bir şeye) tam bölünebilmek
contain v. alt küme olarak içermek
Military
contain v. (düşmanı) kısıtlı alana hapsetmek
contain v. (düşmanın) cepheyi yarıp geçmesini önlemek
Ottoman Turkish
contain v. tazammun etmek

Bedeutungen, die der Begriff "contain" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 40 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
contain error v. hata içermek
That said, regrettably the report contains errors of fact.
Bununla birlikte, ne yazık ki rapor gerçeklere ilişkin hatalar içermektedir.

More Sentences
contain cholesterol v. kolesterol içermek
Only animal products contain cholesterol.
Sadece hayvansal ürünler kolesterol içerir.

More Sentences
Computer
not contain expr. içermez
Secondly, I would like it to be noted that my questions did not contain statements of any type.
İkinci olarak, sorularımın herhangi bir ifade içermediğinin belirtilmesini isterim.

More Sentences
General
contain oneself v. kendini tutmak
contain overtones v. izleri taşımak
contain overtones v. izleri olmak
be unable to contain oneself for v. yerinde duramamak
contain overtones v. havası olmak
be unable to contain oneself v. içi içine sığmamak
contain violence v. şiddet içermek
hardly contain oneself v. kendini zor tutmak
contain a message v. mesaj içermek
contain within itself v. bünyesinde barındırmak
contain in itself v. içinde barındırmak
contain within itself v. içinde barındırmak
contain in itself v. bünyesinde barındırmak
contain the damage to a small area v. zararı küçük bir alan(l)a sınırlamak
contain risk v. risk içermek
contain a fire v. yangını zaptetmek
contain a fire v. yangını kontrol altına almak
contain [obsolete] v. davranmak
contain [obsolete] v. davranış sergilemek
contain [obsolete] v. ölçülü yaşamak
self-contain adj. eksiksiz
self-contain adj. tam
self-contain adj. kendine yeten
self-contain adj. gereken herşeye sahip
Phrases
this review may contain spoilers expr. bu eleştiri, filmde/dizide neler olacağı hakkında bilgiler verebilir
this review may contain spoilers expr. bu inceleme/eleştiri, film/konu hakkında ipuçları verebilir
Idioms
not contain oneself for v. kendini alamamak
not contain oneself for v. kendine hakim olamamak
not contain oneself for v. kendini kontrol edememek
not contain oneself for v. kendini tutamamak
Speaking
he could not contain himself expr. kendini tutamadı
Computer
contain text n. içerilen metin
doesn't contain expr. içermez
your username can only contain letters a-z or numbers 0-9 expr. kullanıcı adınız sadece a'dan z'ye kadar olan harfleri ya da 0'dan 9'a kadar olan rakamları içerebilir
password must contain at least one letter expr. şifre en az bir harf içermelidir
Food Engineering
materials and articles which contain vinyl chloride monomer and are intended to come into contact with foodstuffs n. gıda maddeleri ile temas eden ve vinil klorür monomer içeren madde ve malzemeler
above mentioned product does not contain any animal diseases n. yukarıda belirtilen ürün hayvan hastalığından aridir