concentrate - Türkisch Englisch Wörterbuch

concentrate

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "concentrate" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 51 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
concentrate v. yoğunlaşmak
We must concentrate it in order to reduce the cost of recycling.
Geri dönüşüm maliyetini azaltmaya yoğunlaşmamız gerekir.

More Sentences
concentrate v. konsantre olmak
I cannot concentrate at all.
Hiç konsantre olamıyorum.

More Sentences
concentrate v. yoğunlaşmak
The dialogue must, however, have a stable technical basis, and that is what we are at present concentrating upon.
Bununla birlikte, diyaloğun sağlam bir teknik temeli olmalıdır ve şu anda üzerinde yoğunlaştığımız konu da budur.

More Sentences
concentrate v. odaklanmak
Finally, I would like to concentrate on heading 4, external policies.
Son olarak, 4. başlık olan dış politikalara odaklanmak istiyorum.

More Sentences
General
concentrate n. konsantre
It is more difficult to decide on dosages for concentrates if you are used to using greater amounts.
Daha büyük miktarlar kullanmaya alışkınsanız konsantreler için dozajlara karar vermek daha zordur.

More Sentences
concentrate v. konsantre olmak
I'm having a hard time concentrating.
Ben konsantre olmakta zorluk çekiyorum.

More Sentences
concentrate v. toplamak
The current ruler is concentrating all power in his own hands.
Mevcut yönetici tüm gücü kendi elinde topluyor.

More Sentences
concentrate v. dikkatini vermek
You must concentrate your attention on what you are doing.
Yaptığın şeye dikkatini vermelisin.

More Sentences
concentrate adj. yoğunlaştırılmış
Concentrated Internet marketing would be the cheapest way.
Yoğunlaştırılmış internet pazarlaması en ucuz yol olacaktır.

More Sentences
Technical
concentrate n. konsantre
In the same way, some fruit juices are produced by mixing fresh fruit juice and juice made from concentrate.
Aynı şekilde bazı meyve suları taze meyve suyu ve konsantreden yapılan meyve suyunun karıştırılmasıyla üretilir.

More Sentences
General
concentrate n. konsantre madde
concentrate n. derişik madde
concentrate n. yoğunlaşma
concentrate n. güçlü örnek
concentrate n. çarpıcı emsal
concentrate v. dikkati bir noktada toplamak
concentrate v. yoğunlaştırmak
concentrate v. gücü bir noktada toplamak
concentrate v. toplanmak
concentrate v. bir araya getirmek
concentrate v. yığmak
concentrate v. konsantre etmek
concentrate v. düşünceyi bir noktada toplamak
concentrate v. teksif etmek
concentrate v. bir noktada toplanmak
concentrate v. koyulaştırmak
concentrate v. deriştirmek
concentrate v. bir noktaya toplamak
concentrate v. derişmek
concentrate v. tek noktada toplamak
concentrate v. az ve öz hale getirmek
concentrate v. sıkıştırmak
concentrate adj. esas unsur bakımından zengin
concentrate adj. güçlü
concentrate adj. seyreltilmemiş
concentrate adj. yoğun
Technical
concentrate n. derişinti
concentrate v. çillemek
concentrate v. deriştirmek
concentrate v. koyulaştırmak
concentrate v. kümelemek
Computer
concentrate n. yoğunlaştırmak
Construction
concentrate v. birikmek
Mining
concentrate n. maden cevherinin katışkılarından arınmış kısmı
concentrate n. mineral cevherindeki pislikler arındırıldıktan sonra elde edilen değerli mineral
concentrate v. (cevheri) saflaştırmak için taş veya kumdan arındırmak
Food Engineering
concentrate v. konsantre hale getirmek
Gastronomy
concentrate v. suyunu çekinceye kadar pişmek
concentrate v. suyunu çekinceye kadar pişirmek
Environment
concentrate n. bir maddenin özü
Military
concentrate v. teksif etmek

Bedeutungen, die der Begriff "concentrate" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 98 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
concentrate on v. yoğunlaşmak
The two topics I have concentrated on today are of crucial importance for us at this time.
Bugün üzerinde yoğunlaştığım iki konu şu anda bizim için hayati önem taşımaktadır.

More Sentences
concentrate on v. konsantre olmak
I would ask you all to cooperate and to concentrate on the debate until the start of voting time.
Hepinizden işbirliği yapmanızı ve oylama başlayana kadar tartışmaya konsantre olmanızı rica ediyorum.

More Sentences
emulsifiable concentrate n. emülsiyon konsantrasyonu
tomato concentrate n. konsantre domates
concentrate by boiling n. kaynatarak koyulaştırma
orange-juice concentrate n. konsantre edilip dondurulmuş portakal suyu
concentrate on v. ağırlık vermek
be unable to concentrate v. konsantre olamamak
can not concentrate v. odaklanamamak
be unable to concentrate v. odaklanamamak
can not concentrate v. konsantre olamamak
concentrate by boiling v. kaynatarak koyulaştırmak
concentrate one's attention on studies v. çalışmalara ağırlık vermek
concentrate one's attention on works v. çalışmalara ağırlık vermek
Phrasals
concentrate upon v. bir konu üzerinde odaklanmak
concentrate on v. bir konu üzerinde yoğunlaşmak
concentrate on v. bir konu üzerinde odaklanmak
concentrate at somewhere v. bir yerde toplanmak
concentrate upon v. bir konu üzerinde yoğunlaşmak
concentrate someone or something at something v. birilerini/bir şeyleri bir yere/şeye toplamak
concentrate someone or something at something v. birilerini/bir şeyleri bir yerde/şeyde buluşturmak
concentrate someone or something at something v. birilerini/bir şeyleri bir noktada birleştirmek
concentrate something on someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin üzerinde/üzerine yoğunlaştırmak
concentrate something on someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye odaklamak
concentrate upon someone or something v. birine/bir şeye yoğunlaşmak
concentrate upon someone or something v. birine/bir şeye odaklanmak
concentrate upon someone or something v. biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak
concentrate upon someone or something v. birine/bir şeye konsantre olmak
concentrate upon someone or something v. birine/bir şeye ağırlık vermek
concentrate on someone or something v. birine/bir şeye yoğunlaşmak
concentrate on someone or something v. birine/bir şeye odaklanmak
concentrate on someone or something v. biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak
concentrate on someone or something v. birine/bir şeye konsantre olmak
concentrate on someone or something v. birine/bir şeye ağırlık vermek
concentrate at (some place) v. (bir yere/yerde) toplamak
concentrate at (some place) v. (bir yerde) buluşturmak
concentrate at (some place) v. (bir noktada) birleştirmek
concentrate at (some place) v. (bir yere/yerde) toplanmak
concentrate at (some place) v. (bir yerde) buluşturmak
concentrate at (some place) v. (bir noktada) birleşmek
concentrate at (some place) v. (bir yere) doluşmak
concentrate at some place v. bir yere üşüşmek
concentrate on (someone or something) v. birine/bir şeye yoğunlaşmak
concentrate on (someone or something) v. birine/bir şeye odaklanmak
concentrate on (someone or something) v. biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak
concentrate on (someone or something) v. birine/bir şeye konsantre olmak
concentrate on (someone or something) v. birine/bir şeye ağırlık vermek
Idioms
concentrate the mind v. zihni odaklandırmak
concentrate the mind v. bir şey hakkında ciddi ve açık bir biçimde düşündürtmek
concentrate the mind v. düşünceyi odaklandırmak
concentrate the mind v. düşünceyi/zihni bir noktada toplamak
Technical
low-expansion foam concentrate n. düşük genleşmeli köpük konsantresi
natural rubber latex concentrate n. doğal kauçuk lateks konsantresi
natural concentrate n. doğal konsantre
natural rubber latex concentrate n. doğal kauçuk lateksi konsantresi
tomato concentrate n. konsantre domates  
concentrate determination of volatile fatty acid number n. konsantre uçucu yağ asidi sayısının tayini
concentrate storage bins n. konsantre depolar
foam concentrate n. köpük konsantresi
medium expansion foam concentrate n. orta genleşmeli köpük konsantresi
color concentrate n. renk derişintisi
high-expansion foam concentrate n. yüksek genleşmeli köpük konsantresi
Automotive
coolant concentrate n. soğutma suyu konsantrasyonu
Marine
certificate of foam concentrate test n. köpük konsantrasyonları sertifikası
Mining
ore concentrate n. cevher derişintisi
ore concentrate n. cevher konsantresi
flotation concentrate n. flotasyon konsantresi
Medical
concentrate for solution for fish treatment n. balık tedavisi için yoğun çözelti
dip concentrate n. daldırma konsantresi
dip concentrate n. daldırma konsantresi
concentrate for dip n. daldırma konsantresi
coagulation factor concentrate n. koagülasyon faktör konsantresi
concentrate for gargle n. konsantre gargara çözeltisi
concentrate for rectal solution n. konsantre rektal çözeltisi
concentrate for solution for injection n. konsantre enjeksiyonluk çözelti
concentrate for dip emulsion n. konsantre daldırma emülsiyonu
concentrate for dip solution n. konsantre daldırma çözeltisi
concentrate for cutaneous solution n. konsantre deri çözeltisi
concentrate for solution for infusion n. konsantre infüzyon çözeltisi
concentrate for hemodialysis solution n. konsantre hemodiyaliz çözeltisi
concentrate for dip suspension n. konsantre daldırma süspansiyonu
teat dip concentrate n. meme ucu daldırma konsantratı
sterile concentrate n. steril konsantrat
Food Engineering
apple juice concentrate n. elma suyu konsantresi
fruit juice concentrate n. meyve suyu konsantresi
protein concentrate n. protein konsantresi
fish protein concentrate n. balık unu
fish protein concentrate n. un formunda konsantre balık proteini
Gastronomy
apple juice concentrate n. elma suyu konsantresi
grape juice concentrate n. üzüm suyu konsantresi
sourcherry concentrate n. vişne suyu konsantresi
sour-cherry juice concentrate n. vişne suyu konsantresi
Chemistry
natural rubber latex concentrate n. doğal kauçuk lateks konsantresi
natural latex concentrate n. doğal lateks konsantresi
Breeding
concentrate feed n. kesif yem
total concentrate feed n. tümüyle kesif yem
Environment
fish protein concentrate n. konsantre balık proteini
uranium oxide concentrate n. uranyum oksit konsantreisi