comet - Türkisch Englisch Wörterbuch

comet

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "comet" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
comet n. kuyrukluyıldız
Don't mix up comets and asteroids.
Kuyrukluyıldız ve asteroitleri karıştırmayın.

More Sentences
comet n. kuyruklu yıldız
But it hasn't rained since the comet.
Fakat kuyruklu yıldızdan beri yağmur yağmadı.

More Sentences
Astronomy
comet n. kuyrukluyıldız
It is generally thought that the earth's water came from collisions with comets.
Genel olarak, dünyadaki suyun kuyrukluyıldızlarla çarpışmalardan geldiği düşünülür.

More Sentences
comet n. kuyruklu yıldız
Our gravity is way too small to have any effect on this comet.
Yerçekimimiz bu kuyruklu yıldız üzerinde herhangi bir etki yaratamayacak kadar küçük.

More Sentences
Colloquial
comet n. hızla yükselip konumunu koruyamayan şey
Marine Biology
comet n. üstün bir japon balığı ırkı
Sport
comet n. küçük bir yarış teknesi sınıfı
Card
comet n. bir iskambil oyunu
comet n. (comet oyununda) sinek dokuzlusu
comet n. (comet oyununda) karo dokuzlusu

Bedeutungen, die der Begriff "comet" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
halley's comet n. halley kuyruklu yıldızı
Halley's Comet comes round once every eighty years.
Halley Kuyruklu Yıldızı, her seksen yılda bir gelir.

More Sentences
halley's comet n. halley kuyrukluyıldızı
Technical
sungrazing comet n. güneşe çok yakın geçen ve hemen buharlaşıp parçalanan kuyrukluyıldızlar
comet tails n. kuyruklu yıldız kuyrukları
Computer
stray comet n. kuyruklu yıldız
comet destroyed expr. kuyruklu yıldız yok edildi
Automotive
comet head n. komet kapak
Medical
comet tail artifact n. ultrason sırasında bir kist veya gaz baloncuğunun içerisindeki ultrason sinyalinin yansıması olduğunda ortaya bir iz gibi görüntünün çıkması
Food Engineering
dna comet assay n. dna komet analizi
dna comet assay n. dna komet deneyi
Astronomy
tail of a comet n. kuyrukluyıldızın kuyruğu
near-earth comet n. güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız
halley's comet n. halley kuyrukluyıldızı
biela's comet n. biela kuyruklu yıldızı
halleys comet n. halley kuyruklu yıldızı
comet-finder n. kuyruklu yıldızları tespit için kullanılan geniş görüşlü bir tür teleskop
comet finder n. kuyruklu yıldızları tespit için kullanılan geniş görüşlü bir tür teleskop
comet seeker n. kuyruklu yıldızları tespit için kullanılan geniş görüşlü bir tür teleskop
comet tail n. kuyruklu yıldızın kuyruğu
comet hale–bopp n. hale-bopp kuyruklu yıldızı
extrasolar comet n. güneş sistemi dışındaki kuyruklu yıldız
comet-like adj. kuyruklu yıldıza benzeyen
Abbreviation
nec (near-earth comet) n. güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız
Ornithology
sappho comet n. sappho cinsi sinekkuşu
Slang
vomit comet n. astronotların yerçekimsiz ortamda mide bulantısını deneyimlemeleri için dalıp serbest düşüş yapan bir uçak
Star Wars
comet casino n. kuyruklu yıldız kumarhanesi
red nebula comet field n. kırmızı nebula kuyruklu yıldız tarlası
sgs-41b comet breaker n. sgs-41b kuyruklu yıldız kırıcı