cohesion - Türkisch Englisch Wörterbuch

cohesion

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "cohesion" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 45 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Politics
cohesion n. uyum
It is a combination of competitiveness and cohesion.
Bu, rekabetçilik ve uyumun bir kombinasyonudur.

More Sentences
Construction
cohesion n. kaynaşma
I cannot help thinking that the road of integration will lead to greater cohesion of the parties involved.
Entegrasyon yolunun, ilgili tarafların daha fazla kaynaşmasına yol açacağını düşünmeden edemiyorum.

More Sentences
General
cohesion n. bağıntı
cohesion n. uyuşma
cohesion n. bağlılık
cohesion n. uyum içinde olma
cohesion n. iltisak
cohesion n. yapışıklık
cohesion n. yapışma
cohesion n. kavuşma
cohesion n. birleşme
cohesion n. kohezyon
cohesion n. türdeş yapışma
cohesion n. özyapışkanlık
cohesion n. anlam bütünlüğü
cohesion n. birbirini tutma
cohesion n. tutarlık
cohesion n. birlik ve beraberlik
Technical
cohesion n. birleşme
cohesion n. kohezyon
cohesion n. özyapışkanlık
cohesion n. özbağlaşma
cohesion n. tutma
cohesion n. türdeş yapışma
cohesion n. yapışma durumu
cohesion n. yapışma
Computer
cohesion n. hesaplama sistemindeki farklı modüllerin işlevsel olarak diğerlerine bağlı olma derecesi
Construction
cohesion n. birleşme
cohesion n. kohezyon
Automotive
cohesion n. kohezyon
Aeronautic
cohesion n. bitişme
Marine
cohesion n. yapışkanlık
Food Engineering
cohesion n. kohezyon
Physics
cohesion n. türdeş yapışma
Chemistry
cohesion n. içyapışkanlık
cohesion n. madde bileşenlerini bir arada tutan moleküllerarası çekim
Biochemistry
cohesion n. yanaşım
Botanic
cohesion n. aynı türden olan parçaların doğuştan birleşik olması
Agriculture
cohesion n. birleşme
cohesion n. kohezyon
cohesion n. toprağın birbirine tutunma özelliği
cohesion n. yapışma
Linguistics
cohesion n. bağlaşıklık
cohesion n. içsel bağlılık
cohesion n. tutarlılık

Bedeutungen, die der Begriff "cohesion" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 42 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
territorial cohesion n. bölgesel uyum
The criterion favoured is that of price over social and territorial cohesion, equality and employment.
Sosyal ve bölgesel uyum, eşitlik ve istihdam yerine fiyat kriteri tercih ediliyor.

More Sentences
cohesion policy n. uyum politikası
My third conviction is that future cohesion policy should be fair and non-discriminatory.
Üçüncü inancım ise gelecekteki uyum politikasının adil ve ayrımcı olmaması gerektiğidir.

More Sentences
Politics
cohesion policy n. uyum politikası
The question we must ask ourselves is whether a cohesion policy would not be better conducted without a Cohesion Fund.
Kendimize sormamız gereken soru, bir uyum politikasının Uyum Fonu olmadan daha iyi yürütülüp yürütülemeyeceğidir.

More Sentences
cohesion fund n. uyum fonu
The second line which may require additional appropriations is the Cohesion Fund.
Ek ödenek gerektirebilecek ikinci kalem ise Uyum Fonu'dur.

More Sentences
Social Sciences
social cohesion n. sosyal uyum
The next item is the Commission communication on economic and social cohesion.
Bir sonraki madde ekonomik ve sosyal uyum üzerine Komisyon bildirisidir.

More Sentences
General
territorial cohesion n. ülkesel uyum
social cohesion n. sosyal bütünlük
social cohesion n. sosyal kaynaşma
cohesion criterion n. uyum ölçütü
team cohesion n. ekip uyumu
team cohesion n. ekipdaşlık
team cohesion n. ekip bağlılığı
social cohesion n. toplumsal uyum
lose cohesion v. bütünlüğü bozulmak
Trade/Economic
economic and social cohesion n. ekonomik ve sosyal bütünleşme
Politics
party cohesion n. parti tutarlılığı
Institutes
economic and social cohesion n. ekonomik ve sosyal uyum
structural funds and cohesion fund n. yapısal fonlar ve uyum fonu
Technical
undrained cohesion n. drenajsız kohezyon
apparent cohesion n. görünür kohezyon
apparent cohesion n. görünen koheziyon
real cohesion n. hakiki kohezyon
true cohesion n. hakiki kohezyon
available cohesion n. kabul edilen kohezyon
determination of cohesion of the mix n. karışımın kohezyonunun tayini
cohesion of solids n. katı kaynaşması
determination of the adhesion/cohesion properties after immersion in chemical liquids n. kimyasal sıvılara daldırıldıktan sonra adezyon/kohezyon özelliklerinin belirlenmesi
cohesion curve n. kohezyon eğrisi
cohesion strength n. kohezyon gücü
degree of cohesion n. kohezyon derecesi
cohesion force n. kohezyon kuvveti
Informatics
sequential cohesion n. ardışımlık uyumu
functional cohesion n. işlevsel uyum
logical cohesion n. mantıksal uyum
temporal cohesion n. zamansal uyum
procedural cohesion n. yöntemsel uyum
Construction
determination of adhesion and cohesion properties at constant temperature n. sabit sıcaklıkta adezyon ve kohezyon özelliklerinin tayini
adhesion/cohesion properties after immersion in water n. suya daldırdıktan sonra adezyon ve kohezyon özellikleri
Aeronautic
ground with cohesion n. kohezyonlu zemin
Psychology
group cohesion n. grup dayanışması
rhetorical cohesion signals n. retorik bağlayıcı işaretler
social cohesion n. sosyal dayanışma