coastal - Türkisch Englisch Wörterbuch

coastal

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "coastal" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
coastal adj. sahil
Blackpool is a coastal town.
Blackpool bir sahil kasabasıdır.

More Sentences
coastal adj. kıyı
We are fortunate in having a Scottish coastal forum to perform this role.
Bu rolü yerine getirecek bir İskoç kıyı forumuna sahip olduğumuz için şanslıyız.

More Sentences
coastal adj. sahille ilgili
coastal adj. kıyı ile ilgili
coastal adj. sahile ait
coastal adj. kıyı (ile ilgili)
Technical
coastal adj. kabotaj
coastal adj. kıyısal
coastal adj. sahil boyunca
Military
coastal n. sahil devriye uçağı

Bedeutungen, die der Begriff "coastal" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 181 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
coastal waters n. kıyı suları
Seabed disturbance in many coastal waters and deeper waters threatens biodiversity.
Birçok kıyı sularında ve daha derin sularda deniz tabanının bozulması biyoçeşitliliği tehdit etmektedir.

More Sentences
coastal fishing n. kıyı balıkçılığı
We agree with the rapporteur's observation that attention must be paid to small-scale coastal fishing.
Raportörün küçük ölçekli kıyı balıkçılığına dikkat edilmesi gerektiği yönündeki gözlemine katılıyoruz.

More Sentences
coastal area n. kıyı bölgesi
Everyone, at this stage, will recognise that climate change is having a major impact on our coastal areas.
Bu aşamada herkes iklim değişikliğinin kıyı bölgelerimiz üzerinde büyük bir etkisi olduğunu kabul edecektir.

More Sentences
coastal zone management n. kıyı bölgesi yönetimi
So there really is an urgent need to tackle coastal zone management.
Dolayısıyla kıyı bölgesi yönetiminin ele alınmasına gerçekten acil ihtiyaç vardır.

More Sentences
coastal regions n. kıyı bölgeleri
What good is the cleanest water to us, if there are no jobs left in coastal regions?
Kıyı bölgelerinde hiç iş kalmadıktan sonra en temiz suyun bize ne faydası var?

More Sentences
Trade/Economic
coastal trade n. kıyı ticareti
In addition, market access to coastal trade is reserved for Turkish-flagged vessels.
Ayrıca, kıyı ticaretinde piyasaya giriş, Türk bayraklı gemilerle sınırlıdır.

More Sentences
Politics
coastal area n. kıyı bölgesi
This is why replacement employment in coastal areas must be sought, as well as the protection of the Third World.
Bu nedenle, Üçüncü Dünyanın korunmasının yanı sıra kıyı bölgelerinde ikame istihdam aranmalıdır.

More Sentences
Marine
coastal zone n. kıyı bölgesi
No one coastal zone is the same as another.
Hiçbir kıyı bölgesi bir diğeriyle aynı değildir.

More Sentences
coastal resources n. kıyı kaynakları
Europe has experienced a great increase in pressures on coastal resources.
Avrupa, kıyı kaynakları üzerindeki baskılarda büyük bir artış yaşamıştır.

More Sentences
coastal erosion n. kıyı erozyonu
We can no longer ignore threats from climate change on coastal erosion.
İklim değişikliğinin kıyı erozyonu üzerindeki tehditlerini artık görmezden gelemeyiz.

More Sentences
coastal area n. kıyı alanı
Coastal areas generally have milder climates.
Kıyı alanları genellikle daha yumuşak iklimlere sahiptir.

More Sentences
Geography
coastal zone management n. kıyı bölgesi yönetimi
I would like to stress that this integrated coastal zone management is not a procedure for land-use planning per se.
Bu entegre kıyı bölgesi yönetiminin kendi başına bir arazi kullanım planlaması prosedürü olmadığını vurgulamak isterim.

More Sentences
coastal fishing n. kıyı balıkçılığı
I ask you to support my amendments to extend the exclusive coastal fishing zone to 24 miles.
Münhasır kıyı balıkçılık bölgesinin 24 mile çıkarılmasına yönelik değişiklik teklifimi desteklemenizi rica ediyorum.

More Sentences
Military
coastal waters n. kıyı suları
There is something wrong with a system that allows that off the coastal waters of Ireland.
İrlanda'nın kıyı sularında buna izin veren bir sistemde yanlış giden bir şeyler var.

More Sentences
coastal zone n. kıyı bölgesi
The coastal zone is very important for Europe, as other speakers have said.
Diğer konuşmacıların da belirttiği gibi, kıyı bölgesi Avrupa için çok önemlidir.

More Sentences
General
coastal refraction n. sahil kırılması
coastal and harbor engineering n. kıyı ve liman mühendisliği
coastal reflection n. karadan yansıma
coastal ecology n. kıyı ekolojisi
adjacent coastal zone n. komşu olduğu kıyı bölgesi
coastal current n. kıyı akıntısı
coastal town n. liman kenti
department of sea and coastal management n. denizler ve kıyı yönetimi dairesi
coastal recreation n. kıyı bölgesi düzenlemesi
coastal dune n. kıyı kumulu
coastal sand dune n. kıyı kumulu
coastal waters n. karasuları
coastal dune n. sahil kumulu
delta coastal profile n. delta kıyı profili
coastal fishery n. kıyı balıkçılığı
coastal navigation n. kabotaj
coastal engineering n. kıyı mühendisliği
coastal road n. sahil yolu
coastal strip n. kıyı kuşağı
coastal strip n. kıyı şeridi
coastal stretch n. kıyı şeridi
coastal city n. kıyı kenti
coastal town n. liman şehri
coastal town n. kıyı şehri
coastal region n. kıyı bölgesi
coastal length n. kıyı uzunluğu
coastal region/area n. sahil kesimi
coastal region n. kıyı kesimi
coastal town n. sahil kenti
coastal city n. sahil kenti
coastal town n. sahil şehri
coastal city n. sahil şehri
cliffy coastal scenery n. kayalıklı sahil manzarası
coastal city n. deniz şehri
coastal city n. kıyı şehri
coastal fortress n. kıyı kalesi
near-coastal adj. kıyıya yakın
Law
coastal law n. kıyı kanunu
coastal trade n. kıyı ticareti
coastal rights n. kıyı hakları
Politics
coastal municipalities n. kıyı belediyeleri
coastal municipalities n. kıyı belediyeler
coastal water n. kıyı suları
coastal state n. sahildar devlet
Institutes
directorate general of coastal safety n. kıyı emniyeti genel müdürlüğü
directorate general of coastal safety n. kıyı emniyeti genel müdürlüğü
directorate general of shipyards and coastal structures n. tersaneler ve kıyı yapılan genel müdürlüğü
directorate general of shipyards and coastal structures n. tersaneler ve kıyı yapıları genel müdürlüğü
Tourism
coastal voyage n. kıyı yolculuğu
coastal band n. kıyı şeridi
coastal voyage n. kıyı seferi
coastal tourism n. kıyı turizmi
coastal band n. sahil şeridi
coastal town n. sahil beldesi
Technical
coastal harbour n. deniz limanı
coastal shipping n. kabotaj taşımacılığı
coastal reflection n. karadan yansıma
coastal reach n. sahil bölgesi
coastal area n. sahil sahası
coastal region n. sahil bölgesi
coastal refraction n. sahil kırılması
Construction
coastal line n. kıyı çizgisi
coastal zone management n. kıyı alanları yönetimi
Marine
gravity-type coastal dike n. ağırlığa dayalı kıyı hendeği
coastal dike covered with concrete n. beton kaplı kıyı hendeği
coastal dike covered with concrete blocks n. beton blok kaplı kıyı hendeği
upright coastal dike n. dikey  kıyı daykı
slope-type coastal dike n. eğimli tip kıyı hendeği
tsunami coastal dike n. hendeği
tsunami protection coastal dike n. hendeği
step-type coastal dike n. kademeli  tip kıyı hendeği
coastal hydraulics n. kıyı hidroliği
coastal structures n. kıyı yapıları
coastal sediment n. kıyı sedimanı
coastal defence facilities n. kıyı koruma yapıları
coastal landform n. kıyıda kara oluşumu
coastal safety n. kıyı emniyeti
coastal ecosystem n. kıyı ekosistemi
coastal levee n. kıyı seti
coastal resort project n. kıyısal mesire yeri projesi
coastal disasters n. kıyı felaketleri
coastal land area facilities n. kıyıdaki kara alanı tesisleri
coastal aids n. kıyı kurtarma
coastal investigation n. kıyı araştırması
coastal dike n. kıyı hendeği
coastal harbour n. kıyı limanı
coastal destruction n. kıyının yok olması
coastal cliff n. kıyı uçurumu
coastal management body n. kıyı yönetimi
coastal navigation n. kıyı seyri
area for coastal protection n. kıyı koruma alanı
coastal defence facilities n. kıyı koruma tesisleri
land reclamation works in coastal areas n. kıyı alanlarındaki kullanılabilir yerlerdeki çalışmalar
coastal region n. kıyı bölgesi
coastal engineering n. kıyı mühendisliği
coastal revetment n. kıyı  koruma dış duvarı
coastal forest n. kıyı ormanı
coastal fisheries enterprise n. kıyı balıkçılık yatırımı
coastal fisheries structure improvement project n. kıyı balıkçılık yapılarının islahı projesi
coastal aquifer n. kıyısal akifer
coastal line n. kıyı çizgisi
coastal boundary current n. kıyı sınır akıntısı
coastal environment improvement n. kıyısal çevre ıslahı
coastal protection works n. kıyı koruması çalışmaları
coastal topography n. kıyı topoğrafyası
buttress-type coastal dike n. payandalı kıyı hendeği
gentle slope-type coastal dike n. tatlı eğimli tipte kıyı hendeği
tsunami protection coastal dike n. tsunami koruma kıyı daykı
tsunami coastal dike n. tsunami kıyı daykı
coastal plain n. yatay veya yumuşak eğimli kıyı ovası
coastal plain n. yumuşak eğimli kıyı ovası
Marine Biology
coastal department n. kıyı kesimi
Botanic
coastal sagewort n. deniz pelini
coastal sagewort n. deniz yavşanı
coastal strawberry n. şili çileği
coastal rein orchid (habenaria greenei) n. kaliforniya'nın merkezi ve washington'un kuzeyinde yetişen beyaz kokulu çiçekli büyük bir orkide
coastal hibiscus n. eski dünya'nın tropikal kıyı bölgelerine özgü, ebegümecigiller familyasından olan hafif ve sert odunu kano yapımında ve lifleri halat ve kalafat yapımında kullanılan çalımsı bir ağaç
Environment
coastal protection n. kıyı koruması
coastal terrace n. kıyı taraçası
coastal destruction n. kıyı tahribatı
coastal current n. sahil akıntısı
coastal facilities n. sahil tesisleri
coastal cliff n. sahil falezi
coastal protection n. sahil koruması
coastal sand dune n. sahil kumu birikintisi
artificial nourishment of a coastal area n. yapay kıyı düzenlenmesi
Geography
coastal encroachment n. denizin karayı istila etmesi
coastal dune n. hareketli kumul
coastal subsidence n. kıyı çökmesı
coastal geomorphology n. kıyı jeomorfolojisi
coastal subsidence n. kıyı oturması
coastal morphology n. kıyı morfolojisi
coastal water body n. kıyı suyu kütlesi
coastal watershed n. kıyı su bendi
coastal landform n. kıyı arazi formu
coastal planning n. kıyı planlaması
coastal current n. kıyı akıntısı
coastal geomorphology n. kıyısal jeomorfoloji
coastal area n. sahil alanı
Military
naval coastal warfare n. abd donanmasının kıyı deniz kontrolü, liman savunması ve liman güvenliği için oluşturulan bir bileşeni
naval coastal warfare area n. donanmanın yetki alanındaki coğrafi operasyon alanı
naval coastal warfare commander n. belirlenmiş bir coğrafi bölgede deniz kıyı harbi için görevlendirilen subay
naval coastal warfare commander n. deniz kıyı harbi komutanı
fast coastal forces n. çevik kıyı kuvvetleri
guided missile coastal escort n. güdümlü füzeli sahil refakat gemisi
boundary and coastal surveillance report n. hudut ve kıyı gözetlemesi raporu
border and coastal surveillance report n. hudut ve kıyı gözetlemesi raporu
coastal safety and security search and rescue teams n. kıyı sularda emniyet güvenlik ve arama kurtarma timleri
coastal defence n. kıyı savunması
coastal frontier n. kıyı hudut bölgesi
coastal convoy n. kıyı konvoyu
coastal artillery n. kıyı topçusu
coastal surveillance radar n. kıyı gözetleme radarı
coastal route n. kıyı rotası
coastal refraction n. kıyı kırılması
coastal protection n. kıyı koruması
coastal force n. kıyı savunması deniz kuvveti
coastal frontier defence n. kıyı hudut savunması
defensive coastal area n. kıyı savunma bölgesi
minesweeper coastal n. mayın tarama gemisi
minehunter coastal n. mayın avlama gemisi
coastal command n. sahil komutanlığı
coastal defense force n. sahil savunma gücü
coastal sea control n. kıyı bölgesinin yalnızca dost kuvvetler tarafından kullanımını sağlamak için askeri birlik görevlendirme
Music
a folk dance of the eastern black sea coastal region n. horon
Ornithology
coastal diving bird n. martı, makasgaga, korsanmartı veya dalıcı martı familyasından olan kuş