Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | closure n. | kapanma | ||
We must not induce, however unintentionally, any more closures in that vital area. İstemeden de olsa, bu hayati alanda daha fazla kapanmaya neden olmamalıyız. More Sentences |
||||
Common Usage | closure n. | kapatma | ||
The Commission stated in this communiqué that it understands that closure will take place by no later than 2006. Komisyon bu tebliğde kapatma işleminin en geç 2006 yılında gerçekleşeceğini anladığını belirtmiştir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | closure n. | kapanış | ||
Once the Council has taken a decision, real time closure would no longer be efficient. Konsey bir karar aldıktan sonra, gerçek zamanlı kapanış artık verimli olmayacaktır. More Sentences |
||||
General | closure n. | kapatma | ||
First of all, the closure is not an act of strength on the part of Belarus. Her şeyden önce, kapatma Belarus açısından bir güç gösterisi değildir. More Sentences |
||||
General | closure n. | kapanma | ||
And how can those things be in place if there are closures, if there are curfews, if there are tanks in the streets? Kapanmalar, sokağa çıkma yasakları, sokaklarda tanklar varken bunlar nasıl gerçekleşebilir? More Sentences |
||||
General | closure n. | son | ||
The time to bring closure to enlargement is at hand. Genişlemeye son noktayı koymanın zamanı geldi. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | closure n. | kapanış | ||
I must mention the Kozlodvy nuclear power plant and in particular the closure dates for units 3 and 4. Kozlodvy nükleer santralinden ve özellikle de 3. ve 4. ünitelerin kapanış tarihlerinden bahsetmeliyim. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | closure n. | kapatma | ||
Closure aid is to come to an end in 2007. Kapatma yardımı 2007 yılında sona erecektir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | closure n. | kapanma | ||
Let me also briefly enlarge upon the social dimension of the problem of the closure of undertakings. İşletmelerin kapanması sorununun sosyal boyutuna da kısaca değinmeme izin verin. More Sentences |
||||
Informatics | ||||
Informatics | closure n. | kapanma | ||
It remains blind to the increase in unemployment, mass redundancies and sudden closures of companies. İşsizliğin artması, kitlesel işten çıkarmalar ve şirketlerin aniden kapanması karşısında kör kalmaya devam etmektedir. More Sentences |
||||
Construction | ||||
Construction | closure n. | kapanma | ||
The TPA negotiated actually represents the closure of the German market. Müzakere edilen TPA aslında Alman pazarının kapanması anlamına gelmektedir. More Sentences |
||||
Linguistics | ||||
Linguistics | closure n. | kapanma | ||
The closure of the factory was a tough pill to swallow to the town's residents. Fabrikanın kapanması kasaba sakinleri için yutulması zor bir haptı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | closure n. | kapama | ||
General | ||||
General | closure n. | kapanım | ||
General | closure n. | kapama | ||
General | closure n. | son verme | ||
General | closure n. | bitirme | ||
General | closure n. | kapatıcı | ||
General | closure n. | oylamaya geçme | ||
General | closure n. | kötü bir şeye son verme | ||
General | closure n. | bitiş | ||
General | closure n. | belirleyici bir olayın sonuçlanması | ||
General | closure n. | hayattaki belirleyici bir yılın sonuçlanmasından duyulan memnuniyet | ||
General | closure n. | sonuçlandırılmış iş | ||
General | closure n. | çözümlenmiş durum | ||
General | closure n. | karar sonucu | ||
General | closure n. | sosyal açıdan içe kapalılık | ||
General | closure v. | oylamaya geçmek | ||
General | closure v. | koymak | ||
General | closure v. | yasama tartışmasını sonlandırmak | ||
Politics | ||||
Politics | closure n. | müzakere sonu | ||
Politics | closure v. | tartışmayı çözüme bağlamak | ||
Technical | ||||
Technical | closure n. | conta | ||
Technical | closure n. | kilit | ||
Technical | closure n. | boru tıkanıklığı | ||
Architecture | ||||
Architecture | closure n. | bariyer | ||
Transportation | ||||
Transportation | closure n. | varış yerine yaklaşan | ||
Transportation | closure n. | yaklaşma | ||
Transportation | closure n. | mesafeyi azaltma | ||
Medical | ||||
Medical | closure n. | bir açıklığı kapatma | ||
Medical | closure n. | klosür | ||
Psychology | ||||
Psychology | closure n. | eksik şekilleri önceki tecrübelerine dayanarak tamamlama | ||
Psychology | closure n. | kesinlik hissi | ||
Psychology | closure n. | bütünlük hissi | ||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | closure n. | kapak | ||
Math | ||||
Math | closure n. | belirli bir kümeyi içeren en küçük kapalı küme | ||
Math | closure n. | kapsayan küme oluşturma işlemi | ||
Logic | ||||
Logic | closure n. | kapalı cümle | ||
Logic | closure n. | kapalı cümle oluşturma | ||
Linguistics | ||||
Linguistics | closure n. | kapalılık | ||
Linguistics | closure n. | kapanıklık | ||
Geology | ||||
Geology | closure n. | antiklinalin tepesi ile onu çevreleyen en düşük eğri arasındaki dikey mesafe | ||
Hunting | ||||
Hunting | closure n. | tüfek fişeğinin ağzını kapatan tıkaç maddesi | ||
Sport | ||||
Sport | closure n. | (krikette) kapalı vuruş sırası isteme hakkı | ||
Archaic | ||||
Archaic | closure n. | anlaşmaya varmak |