Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | canlı doku | living tissue n. | ||
These particles emit alpha-radioactivity, which is particularly aggressive towards living tissue. Bu parçacıklar özellikle canlı dokulara karşı saldırgan olan alfa radyoaktivitesi yayar. More Sentences |
||||
Marine | ||||
Marine | canlı doku | organisms attaching n. | ||
Medical | ||||
Medical | canlı doku | living tissue n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Medical | ||
Medical | aşılanan canlı doku | implant n. |
Medical | canlı doku eşdeğeri | living tissue equivalent n. |
Medical | canlı doku veya vücut yapılarının ultrason veya MRI ile ölçümü | biometry n. |
Biology | ||
Biology | canlı doku aşılama | implantation n. |
Biology | elektriğin canlı doku üzerindeki etkilerine ait | bioelectric adj. |
Biology | elektriğin canlı doku üzerindeki etkileriyle ilgili | bioelectric adj. |
Biology | elektriğin canlı doku üzerindeki etkilerine ait | bioelectrical adj. |
Biology | elektriğin canlı doku üzerindeki etkileriyle ilgili | bioelectrical adj. |