Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | biriyle ilişkisini bitirmek | end one’s affair with someone v. |
Idioms | ||
Idioms | biriyle ilişkisini bitirmek | give somebody the (old) heave-ho v. |
Idioms | biriyle ilişkisini bitirmek | give somebody the push [uk] v. |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | (biriyle) ilişkisini bitirmek | break up with (one) v. | ||
Tom broke up with Mary. Tom Mary ile ilişkisini bitirdi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | biriyle olan ilişkisini bitirmek | end one’s affair with someone v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | biriyle ilişkisini kesmek/bitirmek/sonlandırmak | break someone up v. | ||
Phrasals | (biriyle/bir şeyle) ilişkisini bitirmek | get through (with someone or something) v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | biriyle/bir şeyle olan ilişkisini bitirmek | be done with somebody/something [uk] v. | ||
Colloquial | biriyle/bir şeyle olan ilişkisini bitirmek | have done with somebody/something [uk] v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | (biriyle/bir şeyle) ilişkisini bitirmek | see the end of (someone or something) v. |