beni

Bedeutungen von dem Begriff "beni" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Social Sciences
1	Social Sciences	beni n.	güney nijerya'da benin ilinde yaşayan bir halk
Linguistics
2	Linguistics	beni n.	edo halkının dili
Geography
3	Geography	beni n.	bolivya'da bir nehir

Bedeutungen von dem Begriff "beni" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	beni	me pron.
Your answer simply referred me to the Commission's opinion on the IGC. Cevabınız beni sadece Komisyon'un HAK ile ilgili görüşüne yönlendirdi. More Sentences
2	General	beni	mee [obsolete] n.
Colloquial
3	Colloquial	beni	uz [dialect] pron.

Bedeutungen, die der Begriff "beni" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 2 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Archaeology
1	Archaeology	beni hasan n.	mısır'da antik mezarların bulunduğu bir köy
Geography
2	Geography	beni-suef n.	mısır'da bir şehir

Bedeutungen, die der Begriff "beni" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	affet beni	forgive me interj.
Forgive me, Brother. Affet beni kardeşim. More Sentences
2	General	beni bağışlayın	excuse me interj.
Please excuse me for being rude. Kaba davrandığım için lütfen beni bağışlayın. More Sentences
3	General	beni rahat bırak!	leave me alone! interj.
Leave me alone. Beni rahat bırak. More Sentences
Phrasals
4	Phrasals	beni benden almak	carry away v.
I was carried away by the music. Müzik beni benden aldı. More Sentences
Phrases
5	Phrases	görev beni çağırıyor	duty calls expr.
Duty calls to me. Görev beni çağırıyor. More Sentences
Colloquial
6	Colloquial	öp beni	kiss me interj.
Shut up and kiss me! Kapa çeneni ve öp beni! More Sentences
7	Colloquial	kurtar beni	save me interj.
Save me, you coward! Kurtar beni, seni korkak! More Sentences
8	Colloquial	ara beni	call me expr.
You ever want to do this again, call me. Bunu bir daha yapmak istersen, ara beni. More Sentences
9	Colloquial	ışınla beni	beam me up expr.
Beam me up. Işınla beni. More Sentences
10	Colloquial	unut beni!	forget me! expr.
Forget me. Unut beni. More Sentences
11	Colloquial	duydun mu beni?	(do) you hear me? expr.
Did you hear me? Duydun mu beni? More Sentences
12	Colloquial	beni duyabiliyor musun?	(do) you read me? expr.
Do you read me? Beni duyuyor musun? More Sentences
13	Colloquial	beni suçlama	don't blame me expr.
Please don't blame me. Lütfen beni suçlamayın. More Sentences
Idioms
14	Idioms	bu beni aşar	it's beyond me expr.
It's beyond me. Bu beni aşar. More Sentences
15	Idioms	bu beni aşıyor	it's beyond me expr.
It's beyond me. Bu beni aşıyor. More Sentences
Speaking
16	Speaking	beni affet	forgive me n.
I do it now instead and hope he will forgive me for not doing so earlier. Bunun yerine şimdi bunu yapıyorum ve daha önce yapmadığım için beni affedeceğini umuyorum. More Sentences
17	Speaking	beni bekle	wait for me interj.
Wait for me! Beni bekle! More Sentences
18	Speaking	beni çöz	untie me interj.
Untie me now. Şimdi beni çöz. More Sentences
19	Speaking	beni takip edin	follow me interj.
Please follow me. Lütfen beni takip edin. More Sentences
20	Speaking	acele ettirme beni!	don't rush me! expr.
Don't rush me. Acele ettirme beni. More Sentences
21	Speaking	beni unut!	forget me! expr.
Promise you won't forget me, Tom. Beni unutmayacağına söz ver, Tom. More Sentences
22	Speaking	beni anla	understand me expr.
You're the only one who understands me. Beni anlayan tek kişi sensin. More Sentences
23	Speaking	beni asla unutma	never forget me expr.
I hope you never forget me. Umarım beni asla unutmazsın. More Sentences
24	Speaking	beni izle	follow me expr.
Just follow me. Sadece beni izle. More Sentences
25	Speaking	beni uyandır	wake me up expr.
Please wake me up at six tomorrow. Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır. More Sentences
26	Speaking	bağışla beni	forgive me expr.
Forgive me, for I have sinned. Bağışla beni, çünkü günah işledim. More Sentences
27	Speaking	beni yalnız bırakın	leave me alone expr.
Go away, leave me alone! Gidin, beni yalnız bırakın! More Sentences
28	Speaking	beni bekleyin	wait for me expr.
Wait for me. Beni bekleyin. More Sentences
29	Speaking	beni ilgilendirmez	not my concern expr.
It's not my concern. Bu beni ilgilendirmez. More Sentences
30	Speaking	beni hatırla	remember me expr.
It seems like you don't remember me. Beni hatırlamıyorsun gibi görünüyor. More Sentences
31	Speaking	beni utandırma	don't embarrass me expr.
Don't embarrass me. Beni utandırma. More Sentences
32	Speaking	beni utandırıyorsun	you're embarrassing me expr.
You're embarrassing me. Beni utandırıyorsun. More Sentences
33	Speaking	beni kurtar	save me expr.
Save me. Beni kurtar. More Sentences
34	Speaking	beni rahatsız etme	stop bothering me expr.
Stop bothering me. Beni rahatsız etmeyi bırak. More Sentences
35	Speaking	beni unutma	don't forget me expr.
Don't forget me! Beni unutma! More Sentences
General
36	General	beni israilin mısırdan hicreti	exodus n.
37	General	unutma beni çiçeği	forget-me-not n.
38	General	dudak üstü beni	beauty spot n.
39	General	güzellik beni	beauty spot n.
40	General	et beni	skin tag n.
41	General	beni temsilen	in behalf of me adv.
42	General	beni temsilen	as my representative adv.
43	General	otobüs beni almadan gitti	the bus has left without me expr.
44	General	otobüs beni almadan gitti	the coach has left without me expr.
Phrases
45	Phrases	beni olduğum gibi kabul et	take me as you find me expr.
46	Phrases	bunlar da hep beni bulur?	what's (someone's) beef (with someone or something) expr.
47	Phrases	iş beni bekler	duty calls expr.
48	Phrases	allahtan ki (olması beni müthiş derecede rahatlattı)	to my great relief expr.
49	Phrases	bana arkadaş de ama beni yakın tut	call me friend but keep me closer expr.
50	Phrases	beni sıkan şudur ki	what troubles me is expr.
51	Phrases	beni öldürmeyen şey beni güçlendirir	what does not kill me, makes me stronger expr.
52	Phrases	beni rahatsız ediyor	get to me expr.
53	Phrases	beni üzen şudur ki	what troubles me is expr.
54	Phrases	beni uyuz ediyor	get to me expr.
55	Phrases	beni izlemeye devam edin	stay tuned expr.
56	Phrases	beni temsilen	representing me expr.
57	Phrases	beni derhal bilgilendirin	inform me as soon possible expr.
58	Phrases	dışı seni içi beni yakar	good from far, far from good expr.
59	Phrases	dışı seni içi beni yakar	good from afar, far from good expr.
60	Phrases	beni bir daha görebileceğini pek sanmıyorum	not if I see you sooner, and not if I see you first expr.
Proverb
61	Proverb	sen beni destekle ben de seni destekleyeyim	you scratch my back and I scratch yours
62	Proverb	istediğin kadar konuş söyle beni yaralayamazsın	sticks and stones will break my bones but words will never hurt me
63	Proverb	istediğin kadar konuş söyle beni yaralayamazsın	sticks and stones can break my bones but words can never hurt me
64	Proverb	istediğin kadar konuş söyle beni yaralayamazsın	sticks and stones may break my bones but hard words cannot hurt me
65	Proverb	beni bir kere aldatırsan sen utan, ikincide ben kanarsam ben utanayım	fool me once, shame on you; fool me twice, shame on me
66	Proverb	beni seven beni olduğum gibi kabul edecek	who loves me loves my dog
Colloquial
67	Colloquial	bul beni	find me interj.
68	Colloquial	öyleyse öp beni	then kiss me interj.
69	Colloquial	bela bir şekilde beni bulur	trouble has a way of finding me expr.
70	Colloquial	biri beni durdursun!	somebody stop me! expr.
71	Colloquial	beni rahat bırak	bolt ya rocket expr.
72	Colloquial	beni iyi kandırdın	you got me good expr.
73	Colloquial	beni bu işe karıştırma	don't bring me into it expr.
74	Colloquial	başkasının işi beni ilgilendirmez	am I my brother's keeper expr.
75	Colloquial	beni niye engelledin?	why did you block me? expr.
76	Colloquial	beni niye blokladın?	why did you block me? expr.
77	Colloquial	beni neden blokladın?	why did you block me? expr.
78	Colloquial	beni neden engelledin?	why did you block me? expr.
79	Colloquial	beni niçin blokladın?	why did you block me? expr.
80	Colloquial	beni niçin engelledin?	why did you block me? expr.
81	Colloquial	beni rahat bırak	let me off expr.
82	Colloquial	beni rahat bırak!	stay out of my hair! expr.
83	Colloquial	beni çimdikle bu gerçek olamaz	stall me out expr.
84	Colloquial	defol git ve beni rahatsız etme!	go fly a kite! expr.
85	Colloquial	defol git ve beni rahatsız etme!	go climb a tree! expr.
86	Colloquial	defol git ve beni rahatsız etme!	go jump in the lake! expr.
87	Colloquial	dinle beni!	listen to me! expr.
88	Colloquial	defol git ve beni rahatsız etme!	go chase yourself! expr.
89	Colloquial	gelip beni al	come get me expr.
90	Colloquial	götür beni gittiğin yere	take me where you are going expr.
91	Colloquial	eğer beni anladıysan	if you catch my drift expr.
92	Colloquial	en azından beni bir dinle	listen to me at least expr.
93	Colloquial	ilgilenirseniz beni arayın	give me a call if you're interested expr.
94	Colloquial	insanlar beni hep başkalarına benzetir	people are always taking me for other people expr.
95	Colloquial	ne olur beni eve götür	please take me home expr.
96	Colloquial	öyleyse beni mahkemeye ver	so, sue me expr.
97	Colloquial	niye beni blokladın?	why did you block me? expr.
98	Colloquial	niye beni engelledin?	why did you block me? expr.
99	Colloquial	neden beni blokladın?	why did you block me? expr.
100	Colloquial	neden beni engelledin?	why did you block me? expr.
101	Colloquial	niçin beni blokladın?	why did you block me? expr.
102	Colloquial	niçin beni engelledin?	why did you block me? expr.
103	Colloquial	şaşırt beni	dazzle me expr.
104	Colloquial	şaşırt beni	surprise me expr.
105	Colloquial	(gelince) beni arasın	have him call me back expr.
106	Colloquial	(gelince) beni aramasını söyleyin	have him call me back expr.
107	Colloquial	(kısa süreliğine) bekle beni	half/just a mo expr.
108	Colloquial	(gemiden gezegene) ışınla beni, scotty	beam me down, scotty expr.
109	Colloquial	yapması/yaptığını bilmek beni şaşırtmazdı	not put it past someone expr.
110	Colloquial	o halde beni dava et	so, sue me expr.
111	Colloquial	(kısa süreliğine) bekle beni	hang on a mo expr.
112	Colloquial	beni ırgalamaz	it's no skin off my nose expr.
113	Colloquial	beni ırgalamaz	it's no skin off my nose expr.
114	Colloquial	beni ırgalamaz	it's none of my concern expr.
115	Colloquial	beni öldüreceksin	you'll be the death of me expr.
116	Colloquial	(bu yaptıklarınla) beni mezara götüreceksin	you'll be the death of me expr.
117	Colloquial	iş/görev beni bekler	duty calls expr.
118	Colloquial	beni duyuyor musun?	earth to someone expr.
119	Colloquial	bu beni ilgilendirmez	that's (someone's) problem expr.
120	Colloquial	satma beni	don't sell me out expr.
121	Colloquial	beni habersiz bırakma	write if you get work [old-fashioned] expr.
122	Colloquial	beni ara	write if you get work [old-fashioned] expr.
123	Colloquial	beni habersiz bırakma	wiygw (write if you get work) expr.
124	Colloquial	beni ara	wiygw (write if you get work) expr.
125	Colloquial	beni rahat bırak!	give me a break! expr.
126	Colloquial	beni rahat bırak!	gimme a break! expr.
127	Colloquial	beni kandırmaya çalışma	do not hang noodles on my ears expr.
128	Colloquial	beni küçük görme	don't patronize me expr.
129	Colloquial	beni hor görmenize gerek yok	don't patronize me expr.
130	Colloquial	git beni yalnız bırak!	go peddle your papers expr.
131	Colloquial	defol git beni sinirlendirme!	go peddle your papers expr.
132	Colloquial	eğer yalan söylüyorsam allah beni çarpsın	may god strike me down if I lie expr.
133	Colloquial	eğer yalan söylüyorsam allah beni çarpsın	Let god strike me down if I'm lying expr.
134	Colloquial	beni çağrı cihazımdan ara	hit me on the hip expr.
135	Colloquial	beni cepten ara	hit me on the hip expr.
136	Colloquial	beni çağrı cihazından ara	hit me on the hip expr.
137	Colloquial	beni ara	hmu (hit me up) expr.
138	Colloquial	beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor!	I couldn't care less! expr.
139	Colloquial	(patron, müdür, şef, yukarıdaki) beni seviyor	somebody up there loves me expr.
140	Colloquial	(patron, müdür, şef, yukarıdaki) beni seviyor	someone up there loves me expr.
141	Colloquial	(patron, müdür, şef, yukarıdaki) beni tutuyor	someone up there loves me expr.
142	Colloquial	beni orada bil	I'm there expr.
143	Colloquial	beni orada bil!	I'm there! expr.
144	Colloquial	beni sinir etmeyi kes	stop ironing my head expr.
145	Colloquial	beni mutlu ettin (eksik olma)	you've made my day expr.
146	Colloquial	teşekkürler, beni mutlu ettin	you've made my day expr.
147	Colloquial	teşekkürler, beni memnun ettin	you've made my day expr.
148	Colloquial	teşekkürler, beni mutlu ettin	you made my day (ymmd) expr.
149	Colloquial	teşekkürler, beni memnun ettin	you made my day (ymmd) expr.
150	Colloquial	şimdilik beni yaz	pencil me in expr.
151	Colloquial	geçici olarak beni yaz	pencil me in expr.
152	Colloquial	tam emin değilim ama beni not al	pencil me in expr.
153	Colloquial	iptal olabilir/değişebilir ama şimdilik beni yaz	pencil me in expr.
154	Colloquial	beni ilgilendirmez	what, me worry expr.
155	Colloquial	beni ırgalamaz	what, me worry expr.
156	Colloquial	beni bağlamaz	what, me worry expr.
157	Colloquial	ki bu beni ... noktasına getiriyor	which brings me to the point expr.
158	Colloquial	beni söylemek/bahsetmek istediğim noktaya getiren	which brings me to the point expr.
159	Colloquial	beni … noktasına taşıyan/getiren	which brings me to the point expr.
160	Colloquial	ki bu beni bahsetmek istediğim noktaya getiriyor	which brings me to the point expr.
161	Colloquial	ki bu da beni değinmek istediğim noktaya getiriyor	which brings me to the point expr.
162	Colloquial	ki bu da beni asıl bahsetmek istediğim noktaya getiriyor	which brings me to the (main) point expr.
163	Colloquial	cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın	is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.
164	Colloquial	cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin	is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.
165	Colloquial	cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun	is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.
166	Colloquial	duydunuz mu beni?	(do) you hear me? expr.
167	Colloquial	uğraman beni (çok) mutlu etti	(I'm) (so) glad you could drop by expr.
168	Colloquial	beni kandırabilirdin	(you) could have fooled me expr.
169	Colloquial	beni kandırabilirdin	(you) coulda fooled me expr.
170	Colloquial	beni tutuklayacak mısınız?	am I under arrest? expr.
171	Colloquial	beni tutuklayacak mısınız?	am I under arrest? expr.
172	Colloquial	beni yalan söylemek zorunda bırakma	ask me no questions, (and) I'll tell you no lies expr.
173	Colloquial	beni yalan söylemek zorunda bırakma	ask me no questions, I'll tell you no lies expr.
174	Colloquial	beni rahat bırak	bag your face expr.
175	Colloquial	beni ilgilendirmez	it's not my problem expr.
176	Colloquial	beni alakadar etmez	it's not my problem expr.
177	Colloquial	beni ilgilendirmez	that's not my problem expr.
178	Colloquial	beni alakadar etmez	that's not my problem expr.
179	Colloquial	ışınla beni scotty	beam me up, scotty expr.
180	Colloquial	beni mazur gör	bear with me expr.
181	Colloquial	beni bekle	bear with me expr.
182	Colloquial	beni ilgilendirmez/ilgilendirmiyor	can/could do without expr.
183	Colloquial	yeme beni	break it down expr.
184	Colloquial	yanılıyorsam beni düzelt	cmiiaw (correct me if I am wrong) expr.
185	Colloquial	beni görmeye yine/tekrar gel	come back and see me expr.
186	Colloquial	beni kandırabilirdin	could have fooled me expr.
187	Colloquial	beni başlatma/başlatmayın	don't get me started expr.
188	Colloquial	beni konuşturma/konuşturmayın	don't get me started expr.
189	Colloquial	beni boş verin zaten	don't mind me expr.
190	Colloquial	beni hiç düşünmeyin zaten	don't mind me expr.
191	Colloquial	beni ezme	don't tread on me expr.
192	Colloquial	(nasıl, ne) diye düşünmek bile beni ürkütüyor	I dread to think (how, what) expr.
193	Colloquial	(nasıl, ne) diye düşünmek bile beni ürkütüyor	I shudder to think (how, what) expr.
194	Colloquial	beni ilgilendirmez	for all I care expr.
195	Colloquial	beni öp	give me some sugar expr.
196	Colloquial	defol git ve beni rahatsız etme	go (and) jump in the lake expr.
197	Colloquial	beni eve götür/bırak	home, james! expr.
198	Colloquial	düşüncesi bile beni ürkütüyor	I shudder/dread to think expr.
199	Colloquial	beni dahil etme	include me out expr.
200	Colloquial	beni hariç tut	include me out expr.
201	Colloquial	beni sayma	include me out expr.
202	Colloquial	beni kapsamdan çıkar	include me out expr.
203	Colloquial	beni anlıyor musun?	know what I'm saying expr.
204	Colloquial	beni/dediğimi anlıyor musun?	narmean [uk] expr.
205	Colloquial	beni davet ettiğiniz/ettiğin için teşekkür ederim	thank you for having me expr.
206	Colloquial	beni ağırladığınız/ağırladığın için teşekkür ederim	thank you for having me expr.
207	Colloquial	(arabayla) beni bıraktığın/bıraktığınız için teşekkür ederim	thank you for the lift expr.
208	Colloquial	(arabayla) beni bıraktığın/bıraktığınız için teşekkür ederim	thank you for the ride expr.
209	Colloquial	bu da beni belirtmek/üstünde durmak istediğim noktaya/konuya getiriyor	that brings me to the point expr.
210	Colloquial	bu da beni asıl bahsetmek istediğim konuya getiriyor	that brings me to the point expr.
211	Colloquial	ki bu beni ... noktasına getiriyor	wbmttp (which brings me to the point) expr.
212	Colloquial	beni söylemek/bahsetmek istediğim noktaya getiren	wbmttp (which brings me to the point) expr.
213	Colloquial	beni mi çağırdınız/çağırıyorsunuz?	you called? expr.
214	Colloquial	biri beni mi çağırdı? (tam benim yapacağım iş anlamında)	you called? expr.
215	Colloquial	(bir şey) diyerek beni ikna ettin	you had me at (something) expr.
216	Colloquial	kafanı telefondan kaldır da biraz beni dinle!	stop phubbing me! expr.
217	Colloquial	kafanı telefondan kaldır da biraz beni dinle!	stop phubbing us! expr.
218	Colloquial	beni bağlamaz	not my problem expr.
219	Colloquial	beni deli ediyor	it drives me up the wall expr.
220	Colloquial	beni çıldırtıyor	it drives me up the wall expr.
221	Colloquial	beni uyuz ediyor	it drives me up the wall expr.
222	Colloquial	beni deli ediyor	it drives me nuts expr.
223	Colloquial	beni rahat bırak	beat it exclam.
224	Colloquial	beni rahat bırak!	don't bother me! exclam.
225	Colloquial	beni duydun mu?	hello? exclam.
226	Colloquial	beni duymuyor musun/duymadın mı?	hello? exclam.
227	Colloquial	beni kandırmaya çalışma	don’t try to gull me exclam.
Idioms
228	Idioms	dışı seni yakar içi beni	a whited sepulcher n.
229	Idioms	dışı seni yakar içi beni	a whited sepulchre n.
230	Idioms	güzellik beni	beauty mark n.
231	Idioms	beni benden almak	push (one's) buttons v.
232	Idioms	beni kandırmak	hang noodles on my ears v.
233	Idioms	beni bozmaz	doesn't bother me at all adj.
234	Idioms	beni aşar	beyond (one's) pay grade expr.
235	Idioms	sen beni görürsen ben de seni görürüm	claw me, claw thee expr.
236	Idioms	beni gözardı etme	don't disappear on me expr.
237	Idioms	beni iyi dinle!	dig up! expr.
238	Idioms	beni bağlamaz	it's no skin off my back expr.
239	Idioms	beni yalan söylemek zorunda bırakma	ask no questions and hear no lies expr.
240	Idioms	beni rahat bırak	stop giving me hard time expr.
241	Idioms	beni yok sayma	don't disappear on me expr.
242	Idioms	beni bağlamaz	it's no skin off my back teeth expr.
243	Idioms	beni bağlamaz	not my concern expr.
244	Idioms	beni ne zannediyorsun?	what do you take me for? expr.
245	Idioms	beni yalan söylemek zorunda bırakma	ask me no questions I'll tell you no lies expr.
246	Idioms	beni oraya gitmeye hiçbir şey ikna edemez	wild horses couldn't drag me expr.
247	Idioms	beni kolayca tongaya düşürebilirdin	you could have knocked me over with a feather expr.
248	Idioms	beni bağlamaz	it's none of my business expr.
249	Idioms	beni bozmaz	doesn't bother me any expr.
250	Idioms	bu beni şok etti!	it blows my mind! expr.
251	Idioms	beni bozmaz	it makes no odds to me expr.
252	Idioms	beni bağlamaz	(that's) no concern of mine expr.
253	Idioms	beni incitmek/kırmak/üzmek pahasına	at my expense expr.
254	Idioms	beni aptal mı sandın?	my mama didn't raise no dummy expr.
255	Idioms	beni aptal mı sandın?	my momma didn't raise no dummy expr.
256	Idioms	beni aptal mı sandın?	my mama didn't raise no dummy expr.
257	Idioms	beni aptal mı sandın?	my momma didn't raise no dummy expr.
258	Idioms	beni bağlamaz	it's no skin off my nose expr.
259	Idioms	beni iyi dinle!	watch my lips! expr.
260	Idioms	beni bağlamaz	none of my business expr.
261	Idioms	beni iyi dinle!	read my lips! expr.
262	Idioms	beni bağlamaz	it's no skin off my teeth expr.
263	Idioms	beni rahat bırak	leave me be expr.
264	Idioms	beni bağlamaz	it's not my concern expr.
265	Idioms	beni bağlamaz	it's not my business expr.
266	Idioms	eğer hafızam beni yanıltmıyorsa	if my memory serves me correctly expr.
267	Idioms	onun yaptığını bilmek beni şaşırtmazdı	I wouldn't put it past somebody expr.
268	Idioms	(bir daha şehre) geldiğinde/uğradığında beni ara	look me up when you're in town expr.
269	Idioms	(birinin) ... yapması şaşırtıcı/sürpriz olmaz/beni şaşırtmaz	wouldn’t put it past someone (to do something) expr.
270	Idioms	sen beni ne sandın	it's not (one's) first rodeo expr.
271	Idioms	beni hemen eve götür/bırak	home, james, and don't spare the horses expr.
272	Idioms	beni doğruca eve götür/bırak	home, james, and don't spare the horses expr.
273	Idioms	beni ilgilendirmez	it's no skin off my nose expr.
274	Idioms	beni alakadar etmez	it's no skin off my nose expr.
275	Idioms	beni aşan	beyond me expr.
276	Idioms	beni yakaladı	it's a fair cop [uk] expr.
277	Idioms	beni yakaladı	it's a fair cop expr.
278	Idioms	beni yakaladı	that's a fair cop expr.
279	Idioms	teşekkürler, beni mutlu ettin	you've made my day expr.
280	Idioms	beni mutlu ettin, eksik olma	you've made my day expr.
281	Idioms	beni ilgilendirmez	not my circus, not my monkeys expr.
282	Idioms	beni hiç alakadar etmez	not my circus, not my monkeys expr.
283	Idioms	biri beni kolluyor	somebody up there is looking out for me expr.
284	Idioms	istediğin kadar konuş/söyle beni yaralayamazsın	sticks and stones may break my bones, but words will never hurt me [childish] expr.
285	Idioms	işte bu beni çileden çıkarır	that burns me expr.
286	Idioms	işte bu beni çok sinirlendirir	that burns me expr.
Speaking
287	Speaking	asla beni yarı yolda bırakmazlar	they never let me down n.
288	Speaking	beni yukarı it	push me up n.
289	Speaking	bir daha sakın beni evimden arama	don't ever call me at home again n.
290	Speaking	götür beni uzaklara	take me away n.
291	Speaking	güldürme beni	don't make me laugh n.
292	Speaking	beni lütfen ara	call me please interj.
293	Speaking	beni hemen ara	call me right now interj.
294	Speaking	beni gördüler	they saw me interj.
295	Speaking	beni bekle	wait me interj.
296	Speaking	beni görmüşler	they saw me interj.
297	Speaking	beni ara	call me interj.
298	Speaking	beni anla lütfen	please understand me interj.
299	Speaking	beni ikna et	convince me interj.
300	Speaking	beni de bekle	wait for me interj.
301	Speaking	beni takip et	follow me interj.
302	Speaking	anne olmak neden beni korkutuyor?	why does being a mum scare me? expr.
303	Speaking	annem beni görünce ağladı mı?	did my mother cry when she saw me? expr.
304	Speaking	arkadaşlarım beni şöyle çağırır	that's what my friends call me expr.
305	Speaking	arkadaşlarım beni şöyle çağırırlar	that's what my friends call me expr.
306	Speaking	artık beni nerede bulacağını biliyorsun	now you know where to find me expr.
307	Speaking	asla tekrar beni hayal kırıklığına uğratma	never let me down again expr.
308	Speaking	beni görmeye geldi	he/she came to see me expr.
309	Speaking	birisi beni anıyor	my ears are burning expr.
310	Speaking	beni bulacağın yeri biliyorsun	you know where to find me expr.
311	Speaking	beni aramıştınız?	you called? expr.
312	Speaking	beni kandıramazsın	I wasn't born yesterday expr.
313	Speaking	beni çok iyi dinle	you listen to me and you listen well expr.
314	Speaking	beni en çok sen hayal kırıklığına uğrattın	you disappoint me the most expr.
315	Speaking	beni neyle suçluyorsun sen?	what are you accusing me of? expr.
316	Speaking	beni başkasıyla karıştırmış olmalısın	you must have confused me with someone else expr.
317	Speaking	beni rahat bırak!	cut me some slack! expr.
318	Speaking	beni mutlu et	make my day expr.
319	Speaking	beni utandırma	don't make me blush expr.
320	Speaking	beni aşağı görme	don't look down on me expr.
321	Speaking	beni şaşırtmaz	it wouldn't surprise me expr.
322	Speaking	beni bir güzel haşladı	she/he laid me out in lavender expr.
323	Speaking	beni duyabiliyor musunuz?	can you hear me? expr.
324	Speaking	beni görmeye gelecek misin	will you come to see me expr.
325	Speaking	beni aramaktan çekinmeyin	do not hesitate to contact me expr.
326	Speaking	beni hak etmiyorsun	you don't deserve me expr.
327	Speaking	beni anlayışla karşılayacağını umarım	I hope you understand me expr.
328	Speaking	beni affedebilecek misin?	will you be able to forgive me? expr.
329	Speaking	beni bırakma	don’t leave me expr.
330	Speaking	beni onlara götürebilir misin?	can you take me to them? expr.
331	Speaking	beni unuttun sanmıştım	I thought you forgot me expr.
332	Speaking	beni dinleyin	just hear me out expr.
333	Speaking	beni istediğini biliyorum	I know you want me expr.
334	Speaking	beni tanırsın	you know me expr.
335	Speaking	beni anlıyor musun	do you understand me expr.
336	Speaking	beni destekle	back me up expr.
337	Speaking	beni oyuna getirdi	he set me up expr.
338	Speaking	beni bir daha asla görmeye gelmedi	she/he never visited me again expr.
339	Speaking	beni gördüğüne sevinmiş olmalısın	you must be glad to see me expr.
340	Speaking	beni tereddüt etmeden arayabilirsiniz	do not hesitate to contact me expr.
341	Speaking	beni arabana/arabanıza aldığın/aldığınız için teşekkür ederim	thanks for the lift expr.
342	Speaking	beni dahil etmeyin/etme	count me out expr.
343	Speaking	beni niye engelledin?	why did you block me? expr.
344	Speaking	beni bir güzel haşladı	she/he hauled me over the coals expr.
345	Speaking	beni mi kastetti?	did he mean me? expr.
346	Speaking	beni cep telefonumdan arayabilirsin	you can call me on my cell phone expr.
347	Speaking	beni istemiyor musun?	don't you want me? expr.
348	Speaking	beni dinlerseniz	if you take my tip expr.
349	Speaking	beni neden bırakmadın?	why didn't you leave me? expr.
350	Speaking	beni karıştırmayın bu işe	don't get me involved in this matter expr.
351	Speaking	beni kim sanmıştınız?	who did you think i was? expr.
352	Speaking	beni küçümseme	don't look down on me expr.
353	Speaking	beni bir güzel azarladı	she/he ticked me off expr.
354	Speaking	beni aşar	it is beyond me expr.
355	Speaking	beni niye arıyorsun?	why are you calling me? expr.
356	Speaking	beni burada tutan bir şey yok artık	there's nothing keeping me here anymore expr.
357	Speaking	beni bırakıp gittiğin gün	the day you dumped me expr.
358	Speaking	beni aptal yerine koyuyorsun	you're fooling me expr.
359	Speaking	beni ne zaman istersen arayabilirsin	you should call me anytime expr.
360	Speaking	beni sevdiğini sandım	I thought you loved me expr.
361	Speaking	beni ağlatır	he makes me cry expr.
362	Speaking	beni çok heyecanlandırıyorsun	you get me so excited expr.
363	Speaking	beni davet ettiğin için çok teşekkür ederim	thank you so much for inviting me expr.
364	Speaking	beni kim sandığını bilmiyorum	I don't know who you think i am expr.
365	Speaking	beni iyi dinle	mark my words expr.
366	Speaking	beni düşündüğün için teşekkür ederim	thank you for thinking of me expr.
367	Speaking	bırak beni gideyim	just let me go expr.
368	Speaking	beni duyuyor musunuz?	do you hear me? expr.
369	Speaking	beni yalnızca tanrı yargılar	only god can judge me expr.
370	Speaking	beni kimse yargılayamaz	no one can judge me expr.
371	Speaking	beni nasıl etkiliyor?	how does it affect me? expr.
372	Speaking	beni bir güzel haşladı	she/he told me off expr.
373	Speaking	beni aşar	this is out of my field expr.
374	Speaking	beni buradan çıkarman gerekiyor	you gotta get me out of here expr.
375	Speaking	beni seven her şeyimle/olduğum gibi sevmeli	love me love my dog expr.
376	Speaking	beni alışveriş merkezinde bırakabilir misiniz?	can you drop me at the shopping mall? expr.
377	Speaking	beni bırakma	don't leave me expr.
378	Speaking	beni alakadar etmez	it's not my concern expr.
379	Speaking	beni çok mutlu ediyorsun	you make me so happy expr.
380	Speaking	bugün beni gördün mü?	did you see me today? expr.
381	Speaking	beni hala seviyor musun?	do you still love me? expr.
382	Speaking	beni mazur görün	if I may say so expr.
383	Speaking	beni bir güzel haşladı	she/he gave me a good bollocking expr.
384	Speaking	beni duyabiliyor musun	can you hear me expr.
385	Speaking	beni ilgilendirmez	it's no skin off my back expr.
386	Speaking	beni gerçekten çok kızdırdın	you really pissed me off expr.
387	Speaking	beni rahatsız etme artık	stop bugging me expr.
388	Speaking	beni duydun mu?	did you hear me? expr.
389	Speaking	beni ilgilendirmez	it's not my concern expr.
390	Speaking	beni anlamalısın	you should understand me expr.
391	Speaking	beni nasıl buluyorsun?	what do you think of me? expr.
392	Speaking	beni alakadar etmez	that's not in my line expr.
393	Speaking	beni yalnız bırak	leave me alone expr.
394	Speaking	beni rahatsız etmiyorsun	you are not bothering me expr.
395	Speaking	beni duyabiliyorsanız	if you can hear me expr.
396	Speaking	beni hatırlamadın değil mi?	you don't remember me do you? expr.
397	Speaking	bu beni aşar	it's out of my area expr.
398	Speaking	beni gönüllü olduğuma pişman ediyorsun	you make me regret volunteering expr.
399	Speaking	beni iyi dinleyin	listen carefully expr.
400	Speaking	beni kandırabilirdin	you could have fooled me expr.
401	Speaking	beni beklemeden yat	don't wait up expr.
402	Speaking	beni ilk gördüğünde aklından neler geçirdin?	what did you think the first time you saw me? expr.
403	Speaking	beni öpemeyeceğini çünkü evli olduğunu söyledi	he said he could not kiss me because he's married expr.
404	Speaking	beni aldatıyor musun?	are you seeing someone else? expr.
405	Speaking	beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz	you know where to find me expr.
406	Speaking	beni nerede bulacağını biliyorsun	you know where to find me expr.
407	Speaking	biri beni anıyor	my ears are burning expr.
408	Speaking	beni ikna ettiniz	you persuaded me expr.
409	Speaking	beni üzmesen iyi olur	you'd better not upset me expr.
410	Speaking	beni üzme	don't let me down expr.
411	Speaking	beni ırgalamaz	it's none of my business expr.
412	Speaking	beni suçlama	don't point your finger at me expr.
413	Speaking	beni istediğin zaman arayabilirsin	you can call me any time expr.
414	Speaking	beni oyuna getirdin	you set me up expr.
415	Speaking	beni telefonda terketti	she dumped me by phone expr.
416	Speaking	beni mazur görün	if I may say so myself expr.
417	Speaking	beni duymadın mı?	didn't you hear me? expr.
418	Speaking	beni rahat bırak	just get off my back expr.
419	Speaking	beni hayal kırıklığına uğratma	don't disappoint me expr.
420	Speaking	beni/dediğimi anlıyor musun?	do you know what i'm saying? expr.
421	Speaking	beni bilirsin	you know me expr.
422	Speaking	beni sevdiğini söyle	tell me that you love me expr.
423	Speaking	beni delirtme	don't drive me crazy expr.
424	Speaking	beni burada bırakmayın	don't leave me here expr.
425	Speaking	beni çıldırtıyorsun	you are driving me nuts expr.
426	Speaking	beni delirtiyorsun	you are driving me nuts expr.
427	Speaking	beni çıldırtıyorsun	you are driving me crazy expr.
428	Speaking	beni delirtiyorsun	you are driving me crazy expr.
429	Speaking	beni azad et	set me free expr.
430	Speaking	beni buraya ilk getiren kişi karımdı	it was my wife who first brought me here expr.
431	Speaking	beni bu şekilde bırakmazdı	he wouldn't just leave me like this expr.
432	Speaking	beni gece gündüz arayabilirsiniz	you can call me day or night expr.
433	Speaking	beni gece gündüz arayabilirsin	you can call me day or night expr.
434	Speaking	beni ilk gördüğünde ne düşündün?	what did you think the first time you saw me? expr.
435	Speaking	beni güldürme	don't make me laugh expr.
436	Speaking	beni dikkatle dinle	prick up your ears expr.
437	Speaking	beni teselli ettiğin için teşekkür ederim	thank you for cheering me up expr.
438	Speaking	beni ağırladığınız için teşekkür ederim	thanks for having me expr.
439	Speaking	beni/dediğimi anlıyor musun?	do you know what i mean? expr.
440	Speaking	beni yanlış anlama	don't get me wrong expr.
441	Speaking	beni takip etmeyi bırak	stop following me expr.
442	Speaking	beni rahat bırak!	cut me a break! expr.
443	Speaking	beni korkutan ne biliyor musun?	you know what scares me? expr.
444	Speaking	beni rahatsız etme	don't bug me expr.
445	Speaking	beni neden eklediniz	why did you add me expr.
446	Speaking	beni seviyormuş gibi davrandı	she pretended to love me expr.
447	Speaking	bu beni öldürüyor	this is killing me expr.
448	Speaking	beni sinir etti	he pissed me off expr.
449	Speaking	beni anlayışla karşılayacağınızı umarım	I hope you understand me expr.
450	Speaking	beni/adımı nereden/nasıl duydunuz/buldunuz?	how did you learn of me? expr.
451	Speaking	beni başkasıyla karıştırmış olmalısın	you must have mistaken me for someone else expr.
452	Speaking	bir an için beni endişelendirdiniz	you had me worried for a second expr.
453	Speaking	beni sıkıştırma	don't crowd me expr.
454	Speaking	beni zar zor geçtin/yendin!	you just barely beat me out! expr.
455	Speaking	beni yanlış anlamayın	don't get me wrong expr.
456	Speaking	beni ankesörlü bir telefondan ara	call me from a payphone expr.
457	Speaking	beni sabah ara	call me in the morning expr.
458	Speaking	beni özle	miss me expr.
459	Speaking	beni iyi dinleyin	listen to me carefully expr.
460	Speaking	beni eve bırakır mısın?	can you bring me home? expr.
461	Speaking	beni davet ettiğin için teşekkür ederim	thank you for inviting me expr.
462	Speaking	beni derinden etkiledi	it touched me expr.
463	Speaking	beni ifşa etti	she exposed me expr.
464	Speaking	beni sevdiğini düşündüm	I thought you loved me expr.
465	Speaking	beni almaya geldi	she came to take me expr.
466	Speaking	beni anlayacağını sanmıyorum	I don't think I'm getting through to you expr.
467	Speaking	bırak beni	take your hands off me expr.
468	Speaking	beni sevmiyorsun	you don't love me expr.
469	Speaking	beni rahat bırak	get off my back expr.
470	Speaking	beni niye beklemedin?	why didn't you wait for me? expr.
471	Speaking	beni araba tutar	I get carsick expr.
472	Speaking	beni dikkatle dinle	listen to me very carefully expr.
473	Speaking	beni eleştirmekten vazgeç!	get off my case! expr.
474	Speaking	beni korumak için yapıyor	he's doing this to protect me expr.
475	Speaking	beni tanımıyorsun bile	you hardly know me expr.
476	Speaking	beni dinliyor musun?	are you listening to me? expr.
477	Speaking	beni mi takip ediyorsun?	are you following me? expr.
478	Speaking	beni aptal yerine koydun	you definitely had me fooled expr.
479	Speaking	beni dinlediğiniz için teşekkür ederim	thank you for listening to me expr.
480	Speaking	beni bir güzel haşladı	she/he gave me a proper talking to expr.
481	Speaking	beni tanımadın mı?	did you not recognize me? expr.
482	Speaking	beni hatırlamıyor musun?	don't you remember me? expr.
483	Speaking	beni neden engelledin?	why did you block me? expr.
484	Speaking	beni saymayın	count me out expr.
485	Speaking	beni neden görmek istediğini söyledi mi?	did he say why he wanted to see me? expr.
486	Speaking	beni duyabildiğini biliyorum	I know you can hear me expr.
487	Speaking	beni deli ediyorsun	you make me sick expr.
488	Speaking	beni ilgilendirmez	it's no skin off my nose expr.
489	Speaking	beni merak etme	I'm good expr.
490	Speaking	beni bir güzel azarladı	she/he gave me a good bollocking expr.
491	Speaking	beni sakinleştirecek bir şeyler yap	do something to calm me down expr.
492	Speaking	beni baştan çıkaramazsın	you can't seduce me expr.
493	Speaking	beni afallattın	you've got me stumped expr.
494	Speaking	beni utandırıyorsun	you're making me embarrassed expr.
495	Speaking	beni kandırma	don't fool me expr.
496	Speaking	bir şey olursa beni ara	if anything happens, give me a ring expr.
497	Speaking	beni yalnız bırakma	don’t leave me alone expr.
498	Speaking	beni terk edip gittiğin gün	the day you left me expr.
499	Speaking	beni ara	give me a ring expr.
500	Speaking	beni burada bir başıma bırakma!	don't leave me here by myself! expr.