behave - Türkisch Englisch Wörterbuch

behave

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "behave" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
behave v. davranmak
Companies are increasingly being expected to behave in an ethical and socially responsible manner.
Şirketlerin etik ve sosyal açıdan sorumlu bir şekilde davranmaları giderek daha fazla beklenmektedir.

More Sentences
General
behave v. davranış sergilemek
He behaved in a cheap manner.
O, adi davranış sergiledi.

More Sentences
behave v. terbiyesini takınmak
I'm constantly telling her to behave herself.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.

More Sentences
behave v. davranmak
That the Council should behave in this way leaves me baffled.
Konsey'in bu şekilde davranması beni şaşırtıyor.

More Sentences
behave v. hareket etmek
Don't behave lightly.
Düşünmeden hareket etme.

More Sentences
behave v. terbiyeli olmak
You have to behave in the church.
Kilisede terbiyeli olmak zorundasın.

More Sentences
behave v. uslu durmak
Tom told his son to behave himself.
Tom oğluna uslu durmasını söyledi.

More Sentences
behave v. hizaya gelmek

Bedeutungen, die der Begriff "behave" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 95 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
behave badly v. kötü davranmak
I behaved badly.
Kötü davrandım.

More Sentences
behave well v. iyi davranmak
You can come to visit me, as long as you promise to behave well.
İyi davranacağına söz verdiğin sürece beni ziyarete gelebilirsin.

More Sentences
behave honestly v. dürüst davranmak
Please behave honestly.
Lütfen dürüst davran.

More Sentences
behave oddly v. garip davranmak
He's behaving oddly.
O garip davranıyor.

More Sentences
behave improperly v. uygunsuz davranmak
Are you suggesting I behaved improperly?
Uygunsuz davrandığımı mı düşünüyorsun?

More Sentences
Speaking
behave yourself expr. kendine gel
Behave yourselves!
Kendine gel!

More Sentences
behave yourself expr. terbiyeni takın
Please behave yourselves.
Lütfen terbiyeni takın.

More Sentences
behave yourself expr. uslu dur
We want you to behave yourself during meals.
Yemek sırasında uslu durmanı istiyoruz.

More Sentences
General
behave swinishly v. hayvanlık etmek
behave loutishly v. ayılık etmek
behave or function improperly v. yaramazlık yapmak
behave coquettishly v. cilve etmek
behave capriciously v. kapris yapmak
behave like a beast v. canavarlaşmak
behave coquettishly v. cilve yapmak
behave childishly v. çocuk olmak
behave or function improperly v. arıza çıkarmak
behave childishly v. çocuklaşmak
behave rudely v. kabalık etmek
behave politely v. kibarlık etmek
behave coquettishly v. kırıtmak
behave like an enemy v. düşman kesilmek
behave foolishly v. budalalık etmek
behave warmly v. yakınlık göstermek
behave cruelly v. gaddarlık etmek
behave shamelessly v. arsızlık etmek
behave in a friendly manner v. güler yüz göstermek
behave improperly v. aykırı davranmak
behave meanly v. müzevirlik etmek
behave thoughtlessly v. düşüncesizce davranmak
behave oneself v. terbiyeli davranmak
behave thoughtlessly v. acemilik etmek
behave meanly v. kalleşlik etmek
behave oneself v. terbiyesini takınmak
behave oneself v. doğru durmak
behave oneself v. kendine gelmek
behave coquettishly v. fingirdemek
behave insolently v. küstahlık etmek
behave rudely v. terbiyesizlik etmek
behave shamefully v. ayıp etmek
behave meanly v. cimrileşmek
behave like a european v. frenkleşmek
behave coquettishly v. nazlanmak
behave as an older sister v. ablalık etmek
behave timidly v. çekimser davranmak
behave impudently v. yılışmak
behave shy v. çekingen davranmak
behave viciously v. alçaklık etmek
behave timid v. çekingen davranmak
behave oneself v. rahat durmak
behave flightily v. hoppalık etmek
behave as an older sister (toward) v. ablalık etmek
behave in an inexperienced way v. acemilik etmek
behave in a respectful manner v. saygılı davranmak
behave sympathetically v. yakın davranmak
behave in an unexperienced manner v. acemilik etmek
behave like a know it all v. hariçten gazel okumak
behave flamboyantly v. caka satmak
behave flamboyantly v. hava atmak
behave carelessly v. dikkatsizce davranmak
behave whimsically v. kapris yapmak
behave arbitrarily v. keyfi davranmak
behave oddly v. tuhaf davranmak
behave unjustly toward v. mağdur etmek
behave heroically v. kahramanlık yapmak
behave warmly v. sıcak davranmak
behave impartial v. tarafsız davranmak
behave unbiased v. tarafsız davranmak
behave neutral v. tarafsız davranmak
know how to behave oneself properly v. yol iz bilmek
know how to behave properly v. yol erkan bilmek
behave ethically v. etik davranmak
behave cheekily v. yüzsüzlük yapmak
behave wrongly v. hatalı davranmak
behave unctuously v. yavşamak
behave impudently v. yavşamak
behave accordingly v. uygun davranmak
behave maturely v. olgun davranmak
behave in a mature way v. olgun davranmak
behave reasonably v. mantıklı davranmak
behave saucily/freshly v. sırnaşıkça davranmak
behave saucily/freshly v. sırnaşmak
behave in a relaxed manner v. rahat davranmak
behave in an easy fashion v. rahat davranmak
behave loosely v. rahat davranmak
behave well v. uslu durmak
behave accordingly v. yerine göre davranmak
behave accordingly v. duruma uygun davranmak
behave like a beast v. canavar gibi davranmak
behave [obsolete] v. kısıtlamak
behave [obsolete] v. düzenlemek
behave [obsolete] v. ayarlamak
Colloquial
teenagers should know how to behave around adults expr. gençler büyüklerinin yanında nasıl davranacaklarını/davranmaları gerektiğini bilmeliler
Idioms
behave themselves v. akıllı uslu durmak
behave themselves v. yaramazlık yapmamak