Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | battlefield n. | savaş meydanı | ||
Officers die in battlefields, so you get promoted fast. Subaylar savaş meydanlarında ölür, bu yüzden çabucak terfi alırsınız. More Sentences |
||||
General | battlefield n. | savaş alanı | ||
The remains of my grandfather, like many others, lie somewhere in Flanders on the battlefield of the Somme. Büyükbabamın kalıntıları da diğerleri gibi Somme savaş alanında, Flandre'da bir yerlerde yatıyor. More Sentences |
||||
General | battlefield n. | savaş alanı | ||
He cheated death many times on the battlefield. Savaş alanında birçok kez ölümü kandırdı. More Sentences |
||||
Military | ||||
Military | battlefield n. | savaş alanı | ||
He cheated death many times on the battlefield. Savaş alanında defalarca kefeni yırttı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | battlefield n. | harp meydanı | ||
General | battlefield n. | muharebe meydanı | ||
General | battlefield n. | cenk meydanı | ||
General | battlefield n. | savaş sahası | ||
Geography | ||||
Geography | battlefield n. | missouri eyaletinde şehir | ||
Military | ||||
Military | battlefield n. | harp meydanı | ||
Military | battlefield n. | muharebe meydanı | ||
Military | battlefield n. | muharebe sahası |