Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | bakımsızlık | neglect n. | ||
After decades of neglect, the fortress was finally being restored. Onlarca yıllık bakımsızlığın ardından kale nihayet restore ediliyordu. More Sentences |
||||
General | bakımsızlık | disrepair n. | ||
The castle was in disrepair. Kale bakımsızlık içindeydi. More Sentences |
||||
General | bakımsızlık | squalidity n. | ||
General | bakımsızlık | dilapidation n. | ||
General | bakımsızlık | squalidness n. | ||
General | bakımsızlık | want of care n. | ||
General | bakımsızlık | squalor n. | ||
General | bakımsızlık | raggedness n. | ||
General | bakımsızlık | raggery n. | ||
General | bakımsızlık | unkemptness n. | ||
General | bakımsızlık | unrepair n. | ||
General | bakımsızlık | disassiduity n. | ||
Archaic | ||||
Archaic | bakımsızlık | dilapidate v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | bakımsızlık yüzünden harap olma | estrepement n. |
General | bakımsızlık yüzünden harap olmak | estrepe v. |