|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
bel bağlayan |
reliant adj.
|
|
General |
|
2 |
General |
merdiven (iki katı birbirine bağlayan) |
stairway n.
|
|
3 |
General |
evin garajını sokağa bağlayan yol |
driveway n.
|
|
4 |
General |
merdiven (iki katı birbirine bağlayan) |
staircase n.
|
|
5 |
General |
iki kara parçasını birbirine bağlayan ve deniz kabardığında suyla kaplanan beton yol |
causeway n.
|
|
6 |
General |
bağlayan şey |
bind n.
|
|
7 |
General |
kuzey ve güney manyetik kutuplarını bağlayan çizgi |
agonic line n.
|
|
|
8 |
General |
fransa ve ingiltere'yi denizden birbirine bağlayan, iki ülkenin ortak yapımı olan demir yolu tüneli |
la manche n.
|
|
9 |
General |
kitap cildi, futbol topu, ayakkabı vb. bağlayan işçi |
lacer n.
|
|
10 |
General |
bel bağlayan kimse |
relier n.
|
|
11 |
General |
bağlayan kimse |
tier n.
|
|
12 |
General |
bağlayan kimse |
tyer n.
|
|
13 |
General |
adayı anakaraya veya başka bir adaya bağlayan kumul |
tombolo n.
|
|
14 |
General |
çitleri birbirine bağlayan şey |
urith [obsolete] n.
|
|
15 |
General |
iletişim aygıtını ana hatta bağlayan yanal devre kolu |
leg n.
|
|
16 |
General |
iletişim ağında birkaç istasyonu bağlayan nokta |
leg n.
|
|
17 |
General |
koşum kayışını eğri çubuğa bağlayan kayış ilmeği |
hame tug n.
|
|
18 |
General |
bağlayan kuvvet |
hold n.
|
|
19 |
General |
bağlayan şey |
clasper n.
|
|
20 |
General |
hançerin bıçak ile sapını birbirine bağlayan kısmı |
dagger n.
|
|
21 |
General |
ip ile bağlayan veya yakalayan kimse |
hitcher n.
|
|
22 |
General |
kolları bağlayan şey |
hobble n.
|
|
23 |
General |
giyim ürünlerini ambalajlarına bağlayan plastik tutturucu |
barb n.
|
|
24 |
General |
barakanın iki ucunu birbirine bağlayan geçit |
dogtrot [dialect] n.
|
|
25 |
General |
(atı ok ağacına bağlayan) semer kayışı |
pole piece n.
|
|
26 |
General |
burçlu cephede komşu iki burcu birbirine bağlayan parçası |
curtain n.
|
|
27 |
General |
düz duvar cephesinde komşu iki duvarı birbirine bağlayan bölüm |
curtain n.
|
|
|
28 |
General |
gemi inşaatında yapı elemanlarını birbirine bağlayan işçi |
fastener n.
|
|
29 |
General |
yağ bağlayan kimse |
fatner n.
|
|
30 |
General |
iki büyük yapıyı veya boşluğu birbirine bağlayan dar kısım |
isthmus n.
|
|
31 |
General |
hükme bağlayan kimse |
sentencer n.
|
|
32 |
General |
kol veya millere gerekli kısımları bağlayan kimse |
shanker n.
|
|
33 |
General |
at arabası gövdesini destek çubuğuna bağlayan cıvata |
snipebill n.
|
|
34 |
General |
(ülkeleri bağlayan) koridor |
corridor n.
|
|
35 |
General |
(attan) koşum takımını faytona bağlayan yan kayışları çıkarmak |
untrace v.
|
|
36 |
General |
kurala bağlayan |
regulative adj.
|
|
37 |
General |
her iki tarafı da bağlayan |
two-way adj.
|
|
38 |
General |
aşırı bel bağlayan |
overreliant adj.
|
|
39 |
General |
birden fazla şehri birbirine bağlayan |
interurban adj.
|
|
Colloquial |
|
40 |
Colloquial |
eli kolu bağlayan durum |
chopping block n.
|
|
41 |
Colloquial |
sarhoş olup/içip duygusala bağlayan |
crying drunk adj.
|
|
Idioms |
|
42 |
Idioms |
elini ayağını bağlayan (kişi) |
the old ball and chain n.
|
|
43 |
Idioms |
insanın elini kolunu bağlayan ekonomik koşullar/getiriler |
golden handcuffs n.
|
|
Trade/Economic |
|
44 |
Trade/Economic |
tarafları bağlayan anlaşma |
binding agreement n.
|
|
Law |
|
45 |
Law |
bağlayan anlaşma |
binding agreement n.
|
|
46 |
Law |
her iki tarafı da bağlayan sözleşme |
mutual contract n.
|
|
Politics |
|
47 |
Politics |
bağlayan ve geçerli |
binding and valid adj.
|
|
Industry |
|
48 |
Industry |
belirli sayıda eşyayı birbirine bağlayan işçi |
bander n.
|
|
49 |
Industry |
pres işlemi uygulanırken balya altında yer alan uçların döndürülmesi ile pamuk balyalarını saran metal bantları birbirine bağlayan parça |
returner n.
|
|
50 |
Industry |
hangarda kurutmak için tütünleri çubuklara asan veya bağlayan kimse |
looper n.
|
|
Advertising |
|
51 |
Advertising |
bir markayı veya ürünü diğerine bağlayan reklam veya tanıtım |
tie-in n.
|
|
Technical |
|
52 |
Technical |
bağlayan şey |
fastener n.
|
|
53 |
Technical |
iki parçayı birbirine bağlayan pin |
dowel n.
|
|
54 |
Technical |
kaportayı şasiye bağlayan tespit cıvataları |
body hold-down bolts n.
|
|
55 |
Technical |
kenarlardan demiryolu raylarını bağlayan bir bağlantı |
fish joint n.
|
|
56 |
Technical |
koşum ile dizgini birbirine bağlayan parça |
facepiece n.
|
|
57 |
Technical |
kolunu krank pine bağlayan yatak |
big end bearing n.
|
|
58 |
Technical |
koşum ile dizgini birbirine bağlayan uç |
facepiece n.
|
|
59 |
Technical |
motor kapağını karosere bağlayan parça |
scuttle n.
|
|
60 |
Technical |
motorların alt karterlerini döşeğe bağlayan cıvatalar |
foundation bolts n.
|
|
61 |
Technical |
uzun mesafe görüşmesi bağlayan telefon santralı |
long distance n.
|
|
62 |
Technical |
astronot veya dalgıcı gerekli ekipmana bağlayan hortum |
umbilical n.
|
|
63 |
Technical |
astronot veya dalgıcı gerekli ekipmana bağlayan hortum |
umbilical cord n.
|
|
64 |
Technical |
astronot veya dalgıcı gerekli ekipmana bağlayan hortum |
umbilical cable n.
|
|
65 |
Technical |
iki kutbu bağlayan demir parçası |
keeper of a magnet n.
|
|
66 |
Technical |
kütükleri birbirine bağlayan zinciri sıkıştırmak için kullanılan yaylı direk |
binder n.
|
|
67 |
Technical |
bir kafes kirişinin, direğin flanşlarını bağlayan destekler sistemi |
web system n.
|
|
|
68 |
Technical |
golf sopasının ucu ile gövdesini birbirine bağlayan sicim |
whipping n.
|
|
69 |
Technical |
çatı kirişlerini birbirine bağlayan yatay kiriş |
ridgepiece n.
|
|
70 |
Technical |
vagonların yan duvarlarını tabanlarına bağlayan çubuk |
wagon box strap n.
|
|
71 |
Technical |
sereni direğe bağlayan demir kanca |
goose neck n.
|
|
72 |
Technical |
boruyu/kanalı iki yönlü bağlayan (valf) |
two-way adj.
|
|
73 |
Technical |
telle bağlayan |
wiring adj.
|
|
Computer |
|
74 |
Computer |
küçük yerel ağları birbirine bağlayan yüksek hızlı iletişim hattı |
backbone n.
|
|
75 |
Computer |
bilgisayarın ana bileşenlerini birbirine bağlayan paralel devre |
channel n.
|
|
76 |
Computer |
birden fazla bilgisayarı tek bir ağ üzerinden birbirine bağlayan merkezi aygıt |
hub n.
|
|
77 |
Computer |
dünya çapındaki daha küçük bilgisayar ağlarını bağlayan geniş bilgisayar ağı |
the internet n.
|
|
78 |
Computer |
birden çok bilgisayarı internet erişimi için bir kabloya veya dsl'ye bağlayan cihaz |
rg (residential gateway) abrev.
|
|
Telecom |
|
79 |
Telecom |
iki veya daha fazla özel şubeyi doğrudan bağlayan telefon hattı |
tie-line n.
|
|
80 |
Telecom |
birden fazla ağı birbirine bağlayan cihaz |
router n.
|
|
Electric |
|
81 |
Electric |
iki elektrik devresi elemanını bağlayan cihaz |
balun n.
|
|
82 |
Electric |
mıknatısın kutuplarını bağlayan yumuşak demirden imal edilmiş bir parça |
keeper n.
|
|
83 |
Electric |
kutuplarını bağlayan yumuşak demirden parçaya sahip mıknatıs |
armed magnet n.
|
|
84 |
Electric |
binanın elektrik kablosu sisteminde iki katı birbirine bağlayan dikey tel |
riser n.
|
|
85 |
Electric |
baskı devre tahtasının zıt kenarlarında yer alan iki devreyi birbirine bağlayan iletken |
feedthrough n.
|
|
Mechanic |
|
86 |
Mechanic |
krankın krank pimini krank miline bağlayan radyal kısmı |
web n.
|
|
87 |
Mechanic |
motor uçlarını birbirine bağlayan çubuk |
cross-tail n.
|
|
88 |
Mechanic |
(iki şaftı birbirine bağlayan) dişli tertibatı |
skew gearing n.
|
|
Television |
|
89 |
Television |
dinleyicileri veya izleyicileri telefonla canlı yayına bağlayan |
open-line adj.
|
|
Textile |
|
90 |
Textile |
yeni çözgü ipliklerini bağlayan tekstil işçisi |
tier-in n.
|
|
91 |
Textile |
koşum takımının uçlarına yeni çözgü ipliklerini bağlayan tekstil işçisi |
twister n.
|
|
92 |
Textile |
pigmenti başka bir şeye bağlayan akrilik bileşen türü |
binder n.
|
|
93 |
Textile |
yün yapağı oluşturmak için elyafları birbirine bağlayan lifler |
binder n.
|
|
94 |
Textile |
(dantel, nakış) modelin parçalarını birbirine bağlayan ilmek veya düğüm |
bride n.
|
|
95 |
Textile |
(taramada) tarak dişinin uçlarını birbirine bağlayan enine çubuk |
crown n.
|
|
Architecture |
|
96 |
Architecture |
iki binayı birbirine bağlayan üstü kapalı köprü |
bridge of sighs n.
|
|
97 |
Architecture |
iki binayı birbirine bağlayan üstü kapalı bir köprü |
bridgeway n.
|
|
98 |
Architecture |
iki mimari elemanı birbirine bağlayan parça |
yoke n.
|
|
99 |
Architecture |
uçan payandayı desteklediği yapıya bağlayan kemer |
flyer n.
|
|
100 |
Architecture |
iki binayı birbirine bağlayan ve üzerinden yayaların geçtiği köprü benzeri yapı |
skybridge n.
|
|
Construction |
|
101 |
Construction |
iki binayı birbirine bağlayan köprü |
air walk n.
|
|
102 |
Construction |
farklı çaplardaki iki boruyu birbirine bağlayan boru takımı |
reducer n.
|
|
103 |
Construction |
farklı çaplardaki iki boruyu birbirine bağlayan boru takımı |
reducing pipe fitting n.
|
|
104 |
Construction |
binaları bağlayan geçit |
alleyway n.
|
|
105 |
Construction |
iki binayı birbirine bağlayan köprü |
skywalk n.
|
|
106 |
Construction |
iki binayı birbirine bağlayan köprü |
catwalk n.
|
|
107 |
Construction |
iki binayı birbirine bağlayan köprü |
sky bridge n.
|
|
108 |
Construction |
iki binayı birbirine bağlayan köprü |
skyway n.
|
|
109 |
Construction |
mülkün ayrı kısımlarını birbirine bağlayan köprü |
occupation bridge n.
|
|
Automotive |
|
110 |
Automotive |
aracın arka dingilini ön ile bağlayan yatak mili veya bağlantı direği |
reach n.
|
|
111 |
Automotive |
birden fazla tahrik tekerleğinin krank pimini bağlayan metal çubuk |
parallel rod n.
|
|
112 |
Automotive |
birden fazla tahrik tekerleğinin krank pimini bağlayan metal çubuk |
couping rod n.
|
|
Transportation |
|
113 |
Transportation |
atın koşum takımını faytona bağlayan yan kayışlar |
trace n.
|
|
114 |
Transportation |
atın koşum takımını faytona bağlayan zincir |
trace chain n.
|
|
Traffic |
|
115 |
Traffic |
ayrı seviyelerden geçen yolları bağlayan parkur |
transfer n.
|
|
Railway |
|
116 |
Railway |
vagonları birbirine bağlayan zincir veya benzer araç |
car coupling n.
|
|
117 |
Railway |
demiryolları döşenirken raylara demir yolu bağlayan işçi |
nipper n.
|
|
118 |
Railway |
demiryollarında ana hatları birbirine bağlayan ray |
throat track n.
|
|
119 |
Railway |
manş tüneli'ni kullanarak londra ve avrupa ülkelerini birbirine bağlayan hızlı yolcu treni hizmeti |
eurostar n.
|
|
120 |
Railway |
tren vagonlarını birbirine bağlayan bir alet |
draw gear [uk] n.
|
|
121 |
Railway |
rayları birbirine bağlayan demir veya ahşap çubuk |
fishplate n.
|
|
Aeronautic |
|
122 |
Aeronautic |
uçağın kuyruğuyla gövdesini birbirine bağlayan kiriş |
boom n.
|
|
123 |
Aeronautic |
uçağın kuyruğuyla gövdesini birbirine bağlayan kiriş |
tail boom n.
|
|
124 |
Aeronautic |
paraşütçünün kayış takımını paraşüte bağlayan dört kayıştan her biri |
riser n.
|
|
Marine |
|
125 |
Marine |
bumbanın karula yakasını direğe bağlayan pim |
tack pins n.
|
|
126 |
Marine |
dalgıcı su yüzeyinde bir noktaya bağlayan hat |
lifeline n.
|
|
127 |
Marine |
geminin zemin kaburgasını omurgaya bağlayan kereste hattı |
keelson n.
|
|
128 |
Marine |
sereni direğe bağlayan demir çember |
truss n.
|
|
129 |
Marine |
teknenin yelkenini ana gövdeye bağlayan uzun metal kısım |
chainplate n.
|
|
130 |
Marine |
balık ağlarını birbirine bağlayan baş ipi |
baulk [uk] n.
|
|
131 |
Marine |
başı rıhtıma bağlayan halat |
headline n.
|
|
132 |
Marine |
başı rıhtıma bağlayan halat |
headrope n.
|
|
133 |
Marine |
açılı yerleri birbirine bağlayan üçgen parça |
bracket n.
|
|
134 |
Marine |
çift demiri tek zincire bağlayan zincir |
bridle cable n.
|
|
135 |
Marine |
açılı yelkenin iki kumaşını birbirine bağlayan eğik dikiş |
mitre n.
|
|
136 |
Marine |
ahşap teknenin gövdesini veya talimarını omurgaya bağlayan kavisli kereste |
gripe piece n.
|
|
137 |
Marine |
geminin küpeştesi ile güverte kavsini birbirine bağlayan kereste parçası |
driftpiece n.
|
|
138 |
Marine |
baş bodoslamasındaki iki yelpazeyi veya halat babasını birbirine bağlayan parça |
crosspiece n.
|
|
139 |
Marine |
çıpayı geminin yan kısmına bağlayan kısa halat veya zincir |
shank painter n.
|
|
140 |
Marine |
kıç aynaları omuzluğa bağlayan praçollardan her biri |
sleeper n.
|
|
141 |
Marine |
ahşap geminin arka gövdesi ile kıç bodoslamasını birbirine bağlayan çapraz kereste |
pointer n.
|
|
142 |
Marine |
(kare yelkenli teknelerde) alt örtüleri üst örtülere bağlayan kısa örtü |
puttock [obsolete] n.
|
|
Mining |
|
143 |
Mining |
maden odasını galeriye bağlayan ateşleme borusu |
auget n.
|
|
144 |
Mining |
iki maden çalışmasını birbirine bağlayan kısa geçit |
breakthrough n.
|
|
Medical |
|
145 |
Medical |
sağ beyni sol beyne bağlayan sinir köprüsü |
corpus callosum n.
|
|
146 |
Medical |
beynin iki hemisferini birbirine bağlayan korpus kallosumun tedavi amaçlı kesilmesi |
callosectomy n.
|
|
147 |
Medical |
beynin iki hemisferini birbirine bağlayan korpus kallosumun tedavi amaçlı kesilmesi |
callosotomy n.
|
|
148 |
Medical |
antijen bağlayan kısım |
fragment antigen binding n.
|
|
149 |
Medical |
antijen bağlayan kısım |
antigen binding fragment n.
|
|
150 |
Medical |
beyin bölgelerini birbirine bağlayan yolları inceleyen sinirbilim dalı |
hodology n.
|
|
151 |
Medical |
iki organı birbirine bağlayan bağ |
pons n.
|
|
152 |
Medical |
karbonhidratı bağlayan proteinler |
carbohydrate-binding proteins n.
|
|
153 |
Medical |
mannoz bağlayan lektin yolu |
mannan-binding lectin pathway n.
|
|
154 |
Medical |
mannoz bağlayan lektin |
mannose-binding lectin n.
|
|
155 |
Medical |
mannoz bağlayan lektin yolu |
lectin pathway n.
|
|
156 |
Medical |
seks hormonu bağlayan protein |
sex hormone bindglobuline n.
|
|
157 |
Medical |
kasları kemiklere bağlayan beyazımsı zarın ameliyatla kesilmesi |
aponeurotomy n.
|
|
158 |
Medical |
(antropozofik tıpta) fiziksel, eterik ve astral vücut ile egoyu birbirine bağlayan üç sistemden biri |
rhythmic system n.
|
|
159 |
Medical |
yara dokusunu vücut yüzeyine bağlayan kanal |
fistula n.
|
|
160 |
Medical |
yara dokusunu vücut yüzeyine bağlayan kanal |
fistule n.
|
|
161 |
Medical |
bir organı diğerine bağlayan |
anastomosing adj.
|
|
162 |
Medical |
bir korteksi diğeriyle bağlayan |
corticocortical adj.
|
|
163 |
Medical |
sinir liflerini bağlayan |
internuncial adj.
|
|
164 |
Medical |
yatağa bağlayan (hastalık) |
lectual adj.
|
|
165 |
Medical |
kasları saran, destekleyen veya bağlayan fasyalara ait veya ilişkin |
myofascial adj.
|
|
Anatomy |
|
166 |
Anatomy |
beynin iki yarısını birbirine bağlayan bağ doku |
callosum n.
|
|
167 |
Anatomy |
üçüncü ve dördüncü beyin ventriküllerini birbirine bağlayan kanal |
cerebral aqueduct n.
|
|
168 |
Anatomy |
sağ beyni sol beyne bağlayan sinir köprüsünde yer alan, beynin lateral ventrikülünün bir bölümünün çatısını oluşturan lif tabakası |
tapetum n.
|
|
169 |
Anatomy |
gözün ön orta kısmında yer alan ve süperiyor oftalmik ven ile açısal veni bağlayan bir damar |
nasofrontal vein n.
|
|
170 |
Anatomy |
antroposofik tıpta sinir sistemi birlikte fiziksel beden, eterik beden, astral beden ve egoyu birbirine bağlayan üç sistemden biri |
nerve system n.
|
|
171 |
Anatomy |
beyincik ve soğan iliğini asıl beyine bağlayan sinir lifleri |
pons n.
|
|
172 |
Anatomy |
kalkaneus ve tarsal kemikleri birbirine bağlayan ve plantar fasyasının ayak kemerini desteklemesine yardımcı olan bağ |
calcaneocuboid ligament n.
|
|
173 |
Anatomy |
topuk kemiği ile küboidi birbirine bağlayan bağ |
calcaneocuboid ligament n.
|
|
174 |
Anatomy |
belirli kasları kemiklere bağlayan beyazımsı zar |
aponeurosis n.
|
|
175 |
Anatomy |
üçüncü ve dördüncü beyin ventriküllerini birbirine bağlayan kanal |
aqueductus cerebri n.
|
|
176 |
Anatomy |
üçüncü ve dördüncü beyin ventriküllerini birbirine bağlayan kanal |
sylvian aqueduct n.
|
|
177 |
Anatomy |
insan bacağında kaval kemiği ve baldır kemiğini uyluk kemiği ile bağlayan eklem |
articulatio genus n.
|
|
178 |
Anatomy |
insan bacağında kaval kemiği ve baldır kemiğini uyluk kemiği ile bağlayan eklem |
human knee n.
|
|
179 |
Anatomy |
insan bacağında kaval kemiği ve baldır kemiğini uyluk kemiği ile bağlayan eklem |
genu n.
|
|
180 |
Anatomy |
merkezi sinir sisteminde duyusal ve motor nöronları birbirine bağlayan sinir hücresi |
associative neuron n.
|
|
181 |
Anatomy |
hücre zarlarının bitişmesiyle hücreleri birbirine bağlayan yüzeyler |
zona adherens n.
|
|
182 |
Anatomy |
h şeklindeki beyin fissürünün iki bölümünü birbirine bağlayan kök |
zygon n.
|
|
183 |
Anatomy |
iki yapıyı bağlayan kabartı |
jugum n.
|
|
184 |
Anatomy |
üst ve alt el ve ayak damarlarını bağlayan toplardamarlar |
vena intercapitalis n.
|
|
185 |
Anatomy |
üst ve alt el ve ayak damarlarını bağlayan toplardamarlar |
intercapitular vein n.
|
|
186 |
Anatomy |
(bazı amfibiler, kuşlar ve memelilerde) ayak parmaklarını birbirine bağlayan deri zar veya kıvrım |
webeye n.
|
|
187 |
Anatomy |
parankima hücrelerinin ışın halinde yayılan şeritlerinden oluşup öz ile kabuğu birbirine bağlayan primer doku |
medullary ray n.
|
|
188 |
Anatomy |
omurları kürek kemiklerine bağlayan iki kastan her biri |
rhomboid n.
|
|
189 |
Anatomy |
omurları kürek kemiklerine bağlayan iki kastan her biri |
rhomboideus n.
|
|
190 |
Anatomy |
yumurta kesesini embriyonun sindirim borusuna bağlayan dar kanal benzeri parça |
yolk stalk n.
|
|
191 |
Anatomy |
dilin kenarını kafa tası ile bağlayan kıkırdaklı veya kemikli bölümde yer alan kemer |
hyoid arch n.
|
|
192 |
Anatomy |
sarı elastik dokuda bulunup bitişiğindeki omurun zarını merkez noktadan sakruma bağlayan bir dizi bağ doku |
ligamentum flavum n.
|
|
193 |
Anatomy |
iki yapıyı bağlayan bölüm |
communication n.
|
|
194 |
Anatomy |
(vücudun aynı tarafında) iki sinir düğümünü birbirine bağlayan sinir |
connective n.
|
|
195 |
Anatomy |
(kuş, sürüngen ve amfibilerde) kulak zarını iç kulağa bağlayan kemiksi veya kıkırdaklı yapı |
columella n.
|
|
196 |
Anatomy |
(kuş, sürüngen ve amfibilerde) kulak zarını iç kulağa bağlayan kemiksi veya kıkırdaklı yapı |
columella auris n.
|
|
197 |
Anatomy |
kasları kemiklere bağlayan beyazımsı zara ait veya ilgili |
aponeurotic adj.
|
|
198 |
Anatomy |
dördül kemikler ve elmacık kemiklerini bağlayan |
quadratojugal adj.
|
|
199 |
Anatomy |
balığın şakak kemiği ile köprücük kemiğini birbirine bağlayan (kemik) |
supraclavicular adj.
|
|
Dentistry |
|
200 |
Dentistry |
yapay diştacını diş köküne bağlayan metal çivi |
pin n.
|
|
Pathology |
|
201 |
Pathology |
kaburgaları göğüs kemiğine bağlayan kıkırdakta iltihaplanma |
costochondritis n.
|
|
Logic |
|
202 |
Logic |
(bazı, tümü veya hiçbiri gibi) önermeler mantığında değişkenleri bağlayan sözcük |
logical quantifier n.
|
|
203 |
Logic |
(bazı, tümü veya hiçbiri gibi) önermeler mantığında değişkenleri bağlayan sözcük |
quantifier n.
|
|
204 |
Logic |
veya anlamını vererek iki cümleyi bağlayan mantıksal işleç |
disjunction n.
|
|
205 |
Logic |
kendi alanındaki her iki farklı üyeyi birbirine bağlayan (diyadik ilişki) |
connex adj.
|
|
Physics |
|
206 |
Physics |
mıknatısın kutuplarını bağlayan yumuşak demirden imal edilmiş bir parça |
armature n.
|
|
Chemistry |
|
207 |
Chemistry |
metal iyonlarını bağlayan moleküller |
chelators n.
|
|
208 |
Chemistry |
molekülün iki parçasını birbirine bağlayan değerlik bağı |
bridge n.
|
|
Biology |
|
209 |
Biology |
yumurtanın sarısını kabuğa bağlayan iki bağcıktan her biri |
chalaze n.
|
|
210 |
Biology |
tohumu kabuğa bağlayan bağcıkların her biri |
chalaze n.
|
|
211 |
Biology |
canlı organizmanın yüzeyini örten veya bölümlerini, yapılarını ve organlarını birbirinden ayıran veya birbirine bağlayan ince ve esnek tabaka |
membrane n.
|
|
212 |
Biology |
konjugasyon sırasında iki canlıyı bağlayan ve bazı bakteri ve alglerde bulunan ince bir tüp |
conjugation tube n.
|
|
213 |
Biology |
bir dizi ara tipi aşırı uçlara bağlayan varyasyon |
continuous variation n.
|
|
Biochemistry |
|
214 |
Biochemistry |
mannoz bağlayan protein |
mannose binding protein n.
|
|
Marine Biology |
|
215 |
Marine Biology |
ağız ile mideyi birbirne bağlayan tüp |
esophagus n.
|
|
216 |
Marine Biology |
ağız ile mideyi birbirne bağlayan tüp |
oesophagus n.
|
|
217 |
Marine Biology |
yemek borusunu balığın suda kalmasını sağlayan hava dolu organa bağlayan tüp |
dustus pneumaticus n.
|
|
218 |
Marine Biology |
denizanasının şemsiye kısmının kenarında ışınsal kanalları birbirine bağlayan dairesel kanal |
ring canal n.
|
|
219 |
Marine Biology |
dallı bacaklıları birbirine bağlayan et yapıda uzantı |
pedicle n.
|
|
Astronomy |
|
220 |
Astronomy |
avrupa ile amerika'yı birbirine bağlayan çok sayıda ticari iletişim uydusundan her biri |
early bird n.
|
|
221 |
Astronomy |
karşıt konumda olan ay veya gezegeni dünya ve güneşle bağlayan düz çizgi |
line of syzygies n.
|
|
Zoology |
|
222 |
Zoology |
kaplumbağalarda üst kabuk ve alt kabuğu birbirine bağlayan yanal kemikli plakalardan biri |
bridge n.
|
|
223 |
Zoology |
sölenter kolonisindeki zooitleri birbirine bağlayan tübüler bir yapı |
coenosarc n.
|
|
224 |
Zoology |
ön ayak ile gövdeyi birbirine bağlayan yapı |
shoulder n.
|
|
Botanic |
|
225 |
Botanic |
komşu hücreleri birbirine bağlayan pektin tabakası |
lamella n.
|
|
226 |
Botanic |
yaprakların tabanlarını bağlayan sarmal farazi hat |
parastichy n.
|
|
227 |
Botanic |
yaprağın damar dokusunu sapınkine bağlayan iletim demetinin çevresinde yer alan boşluk |
foliar gap n.
|
|
228 |
Botanic |
yaprağın damar dokusunu sapınkine bağlayan iletim demeti |
foliar trace n.
|
|
229 |
Botanic |
gövdedeki bir sıra yaprağı birbirine bağlayan varsayımsal dikey çizgi |
orthostichy n.
|
|
Agriculture |
|
230 |
Agriculture |
buğday demetlerini bağlayan kimse |
bandster n.
|
|
231 |
Agriculture |
eski tip sabanlarda öndeki kulağı sapa bağlayan çubuk |
sheath n.
|
|
Apiculture |
|
232 |
Apiculture |
bağırsakları karın duvarına bağlayan ince zar |
mesenteron n.
|
|
233 |
Apiculture |
göğüs ile karnı bağlayan ince boyun |
peduncle n.
|
|
234 |
Apiculture |
petekleri birbirine bağlayan mum |
brace-comb n.
|
|
Forestry |
|
235 |
Forestry |
kütükleri birbirine bağlayan metal bağlantı elemanı |
timber connector n.
|
|
236 |
Forestry |
kütükleri birbirine bağlayan metal bağlantı elemanı |
connector n.
|
|
Fishery |
|
237 |
Fishery |
balık ağlarını birbirine bağlayan baş ipi |
balk n.
|
|
238 |
Fishery |
balık ağlarını birbirine bağlayan baş ipi |
bauk [dialect] n.
|
|
239 |
Fishery |
oltayı kancaya bağlayan kısa parça |
stretcher n.
|
|
Literature |
|
240 |
Literature |
bir cümle veya paragrafı takip eden cümle veya paragrafa bağlayan bölüm |
transition n.
|
|
Linguistics |
|
241 |
Linguistics |
nitelikleri, özellikleri nesneye veya özneye bağlayan fiil |
linking verb n.
|
|
242 |
Linguistics |
iki harfi bağlayan çizgi |
ligature n.
|
|
243 |
Linguistics |
(cümleleri) bağlayan |
adding adj.
|
|
244 |
Linguistics |
(sami dilinde) hikaye bileşik zaman ile bitmişlik çekimini bağlayan |
consecutive adj.
|
|
245 |
Linguistics |
aynı yapıdaki iki gramatik bileşeni bağlayan |
coordinating adj.
|
|
246 |
Linguistics |
yan cümleyi bağlayan |
subordinating adj.
|
|
247 |
Linguistics |
yan cümleciği bağlayan |
subordinative adj.
|
|
History |
|
248 |
History |
antik roma'da yalnızca özgür avam tabakasını bağlayan oy veya karar |
plebiscite n.
|
|
249 |
History |
antik roma'da yalnızca özgür avam tabakasını bağlayan oy veya karar |
plebiscitum n.
|
|
Archaeology |
|
250 |
Archaeology |
arazide iki belirgin lokasyonu birbirine bağlayan ve tarih öncesinden kaldığı düşünülen hat |
ley n.
|
|
Religious |
|
251 |
Religious |
papa tarafından çıkarılan ve katolik kilisesi'ni bağlayan ferman |
motu proprio n.
|
|
Geography |
|
252 |
Geography |
doğu çin denizi ile güney çin denizi'ni bir birine bağlayan boğaz |
formosa strait n.
|
|
253 |
Geography |
florida'nın güneyinde Okeechobee gölünü caloosahatchee nehrine bağlayan kanal |
caloosahatchee canal n.
|
|
254 |
Geography |
fransa'nın güneyinde atlantik ve akdenizi birbirine bağlayan kanal |
canal du midi n.
|
|
255 |
Geography |
cape cod körfezi ile buzzards körfezini birbirine bağlayan yapay su yolu |
cape cod canal n.
|
|
256 |
Geography |
şili'de and dağları'nda yer alan, mendoza, arjantin ve santiago'yu bağlayan dağ geçidi |
la cumbre n.
|
|
257 |
Geography |
şili'de and dağları'nda yer alan, mendoza, arjantin ve santiago'yu bağlayan dağ geçidi |
uspallata pass n.
|
|
258 |
Geography |
dere, göl veya denizde iki su kütlesini birbirine bağlayan boğaz |
narrow n.
|
|
259 |
Geography |
kuzey almanya'da yer alan ve kuzey denizi'ni baltık denizi'ne bağlayan kanal |
nord-ostsee kanal n.
|
|
260 |
Geography |
kuzey atlantik'i irlanda denizi'ne bağlayan boğaz |
north channel n.
|
|
261 |
Geography |
japon denizi ile doğu çin denizi'ni birbirine bağlayan, tsushima adaları ve kyushu adası arasındaki kanal |
tsushima strait n.
|
|
262 |
Geography |
kızıldeniz'i aden körfezi'ne bağlayan, arap yarımadası ve doğu afrika arasındaki strajik öneme sahip boğaz |
bab el mandeb n.
|
|
263 |
Geography |
abd'nin new york kentinden geçip long island boğazı'nı güneydeki yukarı new york körfezi'ne bağlayan bir haliç |
east river n.
|
|
264 |
Geography |
almanya'nın kuzeyinde kuzey ve baltık denizlerini birbirine bağlayan bir kanal |
kiel canal n.
|
|
265 |
Geography |
azak denizi ile karadeniz'i birbirine bağlayan köprü |
kerch n.
|
|
266 |
Geography |
atlantik'i kuzey denizi'ne bağlayan kanal |
caladonian canal n.
|
|
267 |
Geography |
japon denizi ile doğu çin denizi'ni bağlayan boğaz |
korea strait n.
|
|
268 |
Geography |
güney kore ile güneybatı japonya arasında bulunan, japon denizi ile doğu çin denizi'ni bağlayan boğaz |
korean strait n.
|
|
269 |
Geography |
malakka yarımadası'nı asya kıtasına bağlayan bir kıstak |
kra n.
|
|
270 |
Geography |
malakka yarımadası'nı asya kıtasına bağlayan bir kıstak |
kra isthmus of n.
|
|
271 |
Geography |
borneo ve sulawesi adaları arasında yer alan, cava ve selebes denizlerini birbirine bağlayan bir boğaz |
makassar strait n.
|
|
272 |
Geography |
sumatra adası ile malakka yarımadası arasında yer alan ve andaman denizi ile güney çin denizi'ni birbirine bağlayan boğaz |
melaka n.
|
|
273 |
Geography |
sumatra adası ile malakka yarımadası arasında yer alan ve andaman denizi ile güney çin denizi'ni birbirine bağlayan boğaz |
strait of malacca n.
|
|
274 |
Geography |
doğu çin denizi ile güney çin denizi'ni bir birine bağlayan boğaz |
taiwan strait n.
|
|
275 |
Geography |
türkiye'nin kuzeybatı kısmında, avrupa ve asya arasında yer alan ve karadeniz'i istanbul boğazı ile ege denizi'ne bağlayan bir iç deniz |
marmara n.
|
|
276 |
Geography |
türkiye'nin kuzeybatı kısmında, avrupa ve asya arasında yer alan ve karadeniz'i istanbul boğazı ile ege denizi'ne bağlayan bir iç deniz |
sea of marmara n.
|
|
277 |
Geography |
küba ile haiti arasında bulunup atlantik okyanusu ile karayip denizi'ni birbirine bağlayan bir kanal |
windward passage n.
|
|
278 |
Geography |
hudson körfezi'ni atlas okyanusu'na bağlayan boğaz |
hudson strait n.
|
|
279 |
Geography |
polonya ve moravya'yı birbirine bağlayan alçak bir dağ geçidi |
moravian gate n.
|
|
280 |
Geography |
arazide iki belirgin lokasyonu birbirine bağlayan ve tarihöncesinden kalma bir yol olduğu düşünülen hat |
ley line n.
|
|
281 |
Geography |
eşit sıcaklık noktalarını birbirine bağlayan çizgi veya yüzey |
geotherm n.
|
|
282 |
Geography |
eşit sıcaklık noktalarını bağlayan çizgi veya yüzeyin harita veya grafik üzerindeki temsili |
geotherm n.
|
|
283 |
Geography |
kattegat denizi'ni baltık denizi'ne bağlayan bir boğaz |
great belt n.
|
|
284 |
Geography |
kattegat denizi'ni baltık denizi'ne bağlayan bir boğaz |
store bælt n.
|
|
285 |
Geography |
kattegat denizi'ni baltık denizi'ne bağlayan bir boğaz |
great strait n.
|
|
286 |
Geography |
java denizi'ni hint okyanusu'na bağlayan boğaz |
sunda strait n.
|
|
Meteorology |
|
287 |
Meteorology |
gökyüzündeki zıt iki noktayı birbirine bağlayan bulutlar |
ark n.
|
|
Geology |
|
288 |
Geology |
graptolitin bağlanma diskini birincil mahfazaya bağlayan tübüler bir filaman |
nema n.
|
|
Military |
|
289 |
Military |
muyluyu topa bağlayan kısa silindir |
rimbase n.
|
|
290 |
Military |
muyluyu muylu bandına bağlayan metal yığını |
rimbase n.
|
|
291 |
Military |
muyluyu top gövdesine bağlayan metal yığını |
rimbase n.
|
|
292 |
Military |
kıta abd'sindeki hareket alanlarını diğer hareket alanlarına bağlayan havadan taşıma bağlantısı |
intertheater airlift n.
|
|
Hunting |
|
293 |
Hunting |
silahın kabzasını namlunun arka ucuna bağlayan kısım |
neck of a cascabel n.
|
|
294 |
Hunting |
silahın kabzasını namlunun arka ucuna bağlayan kısım |
neck of a gun n.
|
|
295 |
Hunting |
namluyu destekleyen kısımları birbirine bağlayan geniş ve düz bir metal parça |
transom n.
|
|
296 |
Hunting |
namluyu destekleyen kısımları birbirine bağlayan geniş ve düz bir metal parça |
transome n.
|
|
Sport |
|
297 |
Sport |
raketin üstündeki ve boynundaki ana ipleri bağlayan küçük teller |
trim n.
|
|
298 |
Sport |
iki dağcıyı birbirine bağlayan halat |
active rope n.
|
|
Music |
|
299 |
Music |
iki notayı bağlayan barok müzikal süsleme |
tirade n.
|
|
300 |
Music |
ikisine de aynı anda basılabilmesi için orgda iki pedalı bağlayan mekanizma |
tirasse n.
|
|
301 |
Music |
birbirini takip eden sekiz notanın gövdesini birbirine bağlayan kalın yatay çizgi |
beam n.
|
|
302 |
Music |
(tuşlu çalgılarda) tuşları birbirine bağlayan parça |
couple n.
|
|
303 |
Music |
bölüm veya fügdeki girişleri birbirine bağlayan müzikal geçiş |
codetta n.
|
|
Printery |
|
304 |
Printery |
yazıcıda başı omuza bağlayan kısım |
neck n.
|
|
305 |
Printery |
basılı harfle daha kalın çizgileri bağlayan ince çizgi |
thin stroke n.
|
|
306 |
Printery |
iki harfi bağlayan darbe |
ligature n.
|
|
Archaic |
|
307 |
Archaic |
omurları kürek kemiklerine bağlayan iki kastan her biri |
rhomboides n.
|
|
Engineering |
|
308 |
Engineering |
(tekerlek, manivela) iki merkezi veya dayanma noktasını bağlayan hat |
line of centers n.
|
|
309 |
Engineering |
iki elektronik devreyi birbirine bağlayan telsiz cihaz |
coupler n.
|
|
310 |
Engineering |
bellek çiplerini ana karttaki çift sıralı bellek modülü soketine bağlayan baskılı devre kartı |
dimm (dual in-line memory module) abrev.
|
|
Ornithology |
|
311 |
Ornithology |
kuş tüyündeki barbülleri birbirine bağlayan ufak çengeller |
barbicel n.
|
|
Reptiles |
|
312 |
Reptiles |
bazı sürüngenlerde omurga bölümlerini birbirine bağlayan kısım |
zygantrum n.
|
|
Entomology |
|
313 |
Entomology |
bazı böceklerde vitellüs bezini yumurta odalarına bağlayan ince kanal |
yolk cord n.
|
|
314 |
Entomology |
(böcek kanadında damar) radyal damarları birbirine bağlayan |
sectorial adj.
|
|