Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | aynı sınıf | same class n. | ||
Tom, Mary, John and Alice are in the same class. Tom, Mary, John ve Alice aynı sınıfta. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | (özellikle yaş, mevki, sınıf açısından) aynı gruba ait olan | peer adj. |
Computer | ||
Computer | (aynı isim ve imza ile aynı üst sınıf metoduna ait) yeni davranış tanımlamak | override v. |
Education | ||
Education | aynı yıl birlikte öğrenim gören sınıf | year n. |
Education | farklı akademik programlardan olan aynı sınıf veya yaştaki öğrencilerin öğretmenden danışmanlık almak için bir araya getirildikleri sınıf | home room n. |
Education | özel yetenek gerektirenler haricinde aynı sınıftaki öğrencilerin tüm derslerin eğitimini aldıkları sınıf | home room n. |
Education | aynı sınıftan bir grup öğrencinin her gün gitmesi gereken sınıf | homeroom n. |