Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | atıştırma | snacking n. | ||
He acquired the habit of snacking. Atıştırma alışkanlığı edindi. More Sentences |
||||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | atıştırma | snack n. | ||
A nice afternoon snack does not hurt either. Tatlı bir öğleden sonra atıştırmalığının da zararı olmaz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | atıştırma | refection n. | ||
Idioms | ||||
Idioms | atıştırma | a bite to eat n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | atıştırma zamanı | snack time n. |
General | (yağmur) atıştırma | sprinkling n. |
Colloquial | ||
Colloquial | düzenli öğünlerle beslenme yerine atıştırma | grazing n. |
Gastronomy | ||
Gastronomy | öğle ile akşam yemeği arasında yenen atıştırma | dunch n. |
Gastronomy | öğle yemeği öncesi hafif atıştırma | preluncheon n. |