arta kalan - Türkisch Englisch Wörterbuch

arta kalan

Bedeutungen von dem Begriff "arta kalan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Trade/Economic
arta kalan residual adj.
She felt residual bitterness even years after her divorce.
Boşanmasından yıllar sonra bile arta kalan bir acı hissediyordu.

More Sentences
General
arta kalan residue n.
arta kalan remainder n.
arta kalan residuary adj.
Trade/Economic
arta kalan supernumerary adj.
Technical
arta kalan remainder n.
arta kalan remaining adj.

Bedeutungen, die der Begriff "arta kalan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 29 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
arta kalan refah modeli residual welfare model n.
işten arta kalan zamanlar spare times n.
işten arta kalan zaman spare time n.
işten arta kalan zaman leisure time n.
işten arta kalan zamanlar leisure times n.
arta kalan şey balance n.
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı mazut n.
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı mazout n.
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı masut n.
Phrasals
biçerdöverlerden arta kalan tahılları toplamak glean from v.
Colloquial
bütçeden arta kalan az miktarda para budget dust n.
Idioms
arta kalan şey fag-end n.
Formal
arta kalan şey remanet n.
Trade/Economic
fazla ve arta kalan residual adj.
Law
malın dağıtımından arta kalan kısmın varisi residual legatee n.
ölen kimsenin borçlarının ödenmesi sonrası arta kalan miras malları residuary bequest n.
tüm borçlar ödendikten sonra arta kalan tereke residue n.
Industry
preslemeden arta kalan posa pressings n.
Technical
arta kalan gazların analizi analysis of residual gases n.
elmas kesme ve cila işleminden arta kalan elmas tozu seasoning n.
değişim sürecinden arta kalan relicted adj.
Marine
gel-gitten arta kalan akıntı tidal residual current n.
Mining
özellikle altın arama faaliyetlerinden arta kalan büyük artık yığını mine dump [south africa] n.
Gastronomy
şarap veya sirke yapımından arta kalan üzüm kabuklarının veya elma posaların damıtılması ile yapılan bir konyak marc n.
şarap veya sirke yapımından arta kalan üzüm kabuklarının veya elma posaların damıtılması ile yapılan bir konyak eau-de-vie de marc n.
Chemistry
kimyasal işlem sonrası arta kalan sıvı atık raffinate n.
Cinema
sinema çekiminden arta kalan sonra kullanılmak üzere saklanan film şeridi short end n.
Librarianship
kitabın bölümleri bittikten sonra arta kalan sayfalar oddment [uk] n.
Slang
spiral defterden sayfa koparıldığında arta kalan minik kağıt parçaları kadoobies n.