arabulucu - Türkisch Englisch Wörterbuch

arabulucu

Bedeutungen von dem Begriff "arabulucu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 52 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
arabulucu mediator n.
The European Union is very well able to play the role of a respected mediator, which surely all the parties want.
Avrupa Birliği, kesinlikle tüm tarafların istediği saygın bir arabulucu rolünü çok iyi oynayabilir.

More Sentences
arabulucu negotiator n.
Dan agreed to speak to a negotiator.
Dan bir arabulucu ile konuşmayı kabul etti.

More Sentences
General
arabulucu peacemaker n.
The diplomat acted as a peacemaker between conflicting parties.
Diplomat, çatışan taraflar arasında bir arabulucu gibi davranıyordu.

More Sentences
Trade/Economic
arabulucu mediator n.
The European Union is very well able to play the role of a respected mediator, which surely all the parties want.
Avrupa Birliği, kesinlikle tüm tarafların istediği saygın bir arabulucu rolünü çok iyi oynayabilir.

More Sentences
Politics
arabulucu peacemaker n.
The diplomat acted as a peacemaker between conflicting parties.
Diplomat, çatışan taraflar arasında bir arabulucu gibi davranıyordu.

More Sentences
arabulucu mediator n.
The European Union is very well able to play the role of a respected mediator, which surely all the parties want.
Avrupa Birliği, kesinlikle tüm tarafların istediği saygın bir arabulucu rolünü çok iyi oynayabilir.

More Sentences
Telecom
arabulucu mediator n.
The European Union is very well able to play the role of a respected mediator, which surely all the parties want.
Avrupa Birliği, kesinlikle tüm tarafların istediği saygın bir arabulucu rolünü çok iyi oynayabilir.

More Sentences
Common Usage
arabulucu intermediary n.
General
arabulucu soother n.
arabulucu intercessor n.
arabulucu conciliator n.
arabulucu arbiter n.
arabulucu pacifier n.
arabulucu peacekeeper n.
arabulucu reconciler n.
arabulucu treater n.
arabulucu negotiant n.
arabulucu intermediator n.
arabulucu go-between n.
arabulucu mean [obsolete] n.
arabulucu medium n.
arabulucu middler [obsolete] n.
arabulucu bridge-builder n.
arabulucu broker n.
arabulucu in-betweener n.
arabulucu comprador n.
arabulucu compradore n.
arabulucu pacificator n.
arabulucu contact man n.
arabulucu pleader n.
arabulucu disceptator [obsolete] n.
arabulucu henotic adj.
Phrasals
arabulucu go-between n.
Trade/Economic
arabulucu shunter [uk] n.
Law
arabulucu referee n.
arabulucu arbitrageur n.
arabulucu arbitrager n.
arabulucu oddsman n.
arabulucu daysman n.
Politics
arabulucu referandary n.
arabulucu reconciler n.
arabulucu make-peace n.
arabulucu intercessor n.
arabulucu pacifier n.
arabulucu mediatory n.
arabulucu peace-keeper n.
arabulucu conciliator n.
arabulucu peace keeper n.
arabulucu arbitrator n.
arabulucu peacekeeper n.
arabulucu access broker n.
Star Wars
arabulucu spacer n.

Bedeutungen, die der Begriff "arabulucu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
(tarafsız) arabulucu honest broker n.
We are one of Nepal's most important partners and can therefore bring our full influence to bear as an honest broker.
Nepal'in en önemli ortaklarından biriyiz ve bu nedenle dürüst bir arabulucu olarak tüm etkimizi ortaya koyabiliriz.

More Sentences
arabulucu rol mediating role n.
We spoke with Buddhists, Hindus and Christians, including Bishop Dr Joseph, who had a mediating role.
Arabulucu rolü üstlenen Piskopos Dr Joseph de dahil olmak üzere Budistler, Hindular ve Hıristiyanlarla görüştük.

More Sentences
arabulucu mahkeme arbitration court n.
arabulucu kararıyla halletme arbitration n.
kadın arabulucu negotiatrix n.
kadın arabulucu negotiatress n.
arabulucu kadın mediatrix n.
arabulucu kadın woman mediator n.
arabulucu rolü mediating role n.
arabulucu rol intermediary role n.
arabulucu ajan liaison n.
kadın arabulucu mediatress n.
arabulucu kimse buffer n.
arabulucu olarak görev alan intermediatory adj.
arabulucu olmaksızın presently [obsolete] adv.
Idioms
tarafsız arabulucu an honest broker n.
dürüst arabulucu an honest broker n.
tarafsız arabulucu an honest broker n.
dürüst arabulucu an honest broker n.
arabulucu olmak be a go-between v.
Trade/Economic
ödenen ücretler hakkında çıkan anlaşmazlıkların bir arabulucu veya tarafsız bir grup aracılığıyla çözülmesi wage arbitration n.
resmi arabulucu official reconciler n.
resmi arabulucu official mediator n.
resmi arabulucu official conciliator n.
Law
(sirkte performans öncesi yetkililer ile anlaşma yapan) arabulucu fixer n.
arabulucu aracılığıyla çözülebilir arbitrable adj.
arabulucu aracılığıyla çözülemez nonarbitrable adj.
Politics
anlaşmazlıkları çözen arabulucu troubleshooter n.
arabulucu eski politikacı access broker n.
arabulucu heyet mediation board n.
arabulucu rol üstlenmek hold a mediatory position v.
Archaic
kadın arabulucu arbitratrix n.
kadın arabulucu arbitress n.
Star Wars
arabulucu (yıldız gemisi) peacekeeper (starship) n.