aday

Bedeutungen von dem Begriff "aday" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 23 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	aday	applicant n.
However, the level of human capital is relatively low when compared to other applicant countries. Ancak, beşeri sermaye düzeyi diğer aday ülkelerle karşılaştırıldığında nispeten düşüktür. More Sentences
2	Common Usage	aday	candidate n.
You are the perfect candidate for a sports scholarship. Spor bursu için mükemmel aday sizsiniz. More Sentences
General
3	General	aday	applicant n.
However, the level of human capital is relatively low when compared to other applicant countries. Ancak, beşeri sermaye düzeyi diğer aday ülkelerle karşılaştırıldığında nispeten düşüktür. More Sentences
4	General	aday	aspirant n.
Otherwise we will feed resentment and face the risk of more cliff-hanger referenda in the aspirant countries. Aksi takdirde kızgınlığı besleyecek ve aday ülkelerde daha fazla uçurum referandumu riskiyle karşı karşıya kalacağız. More Sentences
5	General	aday	candidate n.
You are the perfect candidate for a sports scholarship. Spor bursu için mükemmel aday sizsiniz. More Sentences
6	General	aday	nominee n.
Sanders has surprised the political establishment by becoming a serious nominee for president. Sanders ciddi bir cumhurbaşkanı adayı olarak siyaset camiasındakileri şaşırttı. More Sentences
7	General	aday	prospective adj.
This conference will be attended by some 40 countries, but not as prospective candidates. Bu konferansa yaklaşık 40 ülke katılacak, ancak aday ülke olarak değil. More Sentences
8	General	aday	designate adj.
The ambassador-designate is expected to start duty on January 1. Büyükelçi adayının 1 Ocak'ta göreve başlaması bekleniyor. More Sentences
Trade/Economic
9	Trade/Economic	aday	nominee n.
Sanders has surprised the political establishment by becoming a serious nominee for president. Sanders ciddi bir cumhurbaşkanı adayı olarak siyaset camiasındakileri şaşırttı. More Sentences
10	Trade/Economic	aday	candidate n.
You are the perfect candidate for a sports scholarship. Spor bursu için mükemmel aday sizsiniz. More Sentences
Politics
11	Politics	aday	nominee n.
Sanders has surprised the political establishment by becoming a serious nominee for president. Sanders ciddi bir cumhurbaşkanı adayı olarak siyaset camiasındakileri şaşırttı. More Sentences
12	Politics	aday	candidate n.
You are the perfect candidate for a sports scholarship. Spor bursu için mükemmel aday sizsiniz. More Sentences
General
13	General	aday	contestant n.
14	General	aday	entrant n.
15	General	aday	remainderman n.
16	General	aday	cadet n.
17	General	aday	postulant n.
18	General	aday	applier n.
19	General	aday	to-be adj.
Trade/Economic
20	Trade/Economic	aday	remainderman n.
21	Trade/Economic	aday	trainee n.
Law
22	Law	aday	remainder-man n.
23	Law	aday	reversionary heir n.

Bedeutungen, die der Begriff "aday" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 269 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	aday göstermek	nominate v.
A considerable number of Members of this House had repeatedly nominated her for the Sakharov Prize. Bu Meclis'in önemli sayıda üyesi kendisini Sakharov Ödülü için defalarca aday göstermiştir. More Sentences
General
2	General	aday gösterme	nomination n.
Lastly, I would also like to thank all those who have supported his nomination for the Sakharov prize. Son olarak, Sakharov ödülüne aday gösterilmesine destek veren herkese de teşekkür etmek isterim. More Sentences
3	General	ilk aday	first candidate n.
Poland must be the first candidate country to enter the European Union. Polonya, Avrupa Birliği'ne girecek ilk aday ülke olmalıdır. More Sentences
4	General	aday olmak	stand v.
He will stand for Council this year. Bu yıl konsey için aday olacak. More Sentences
5	General	aday olarak göstermek	nominate v.
Mr Togawa was nominated for mayor. Bay Togawa belediye başkanlığı için aday olarak gösterildi. More Sentences
6	General	aday olmak	be a candidate v.
No one expected him to be a candidate again. Kimse onun tekrar aday olmasını beklemiyordu. More Sentences
7	General	aday olmak	be up for v.
Tom is up for re-election next year. Tom önümüzdeki yıl yeniden aday oluyor. More Sentences
8	General	aday olmak	stand for v.
He stood for an election. Seçimde aday oldu. More Sentences
9	General	aday gösterilmek	be nominated v.
Mr Togawa was nominated for mayor. Bay Togawa belediye başkanlığına aday gösterildi. More Sentences
10	General	aday olmak	run v.
I'm running because I know I'd make a good president. İyi bir başkan olacağımı bildiğim için aday oluyorum. More Sentences
11	General	aday gösterilmek	be nominated v.
Mr Togawa was nominated for mayor. Bay Togawa belediye başkanlığına aday gösterildi. More Sentences
12	General	aday gösterilmiş	nominated adj.
Who got nominated? Kim aday gösterildi? More Sentences
Phrasals
13	Phrasals	(birini bir şey) için aday göstermek	nominate (one) for (something) v.
He was nominated for the presidency. Başkanlık için aday gösterildi. More Sentences
14	Phrasals	(bir aday/teklif) lehinde oy kullanmak	vote for (someone or something) v.
With this in mind, I therefore voted for the Musotto report. Bu düşüncelerle Musotto raporu lehinde oy kullandım. More Sentences
Trade/Economic
15	Trade/Economic	aday ülke	candidate country n.
With the pending enlargement, I wonder whether the candidate counties will be able to play our game. Bekleyen genişleme ile birlikte aday ülkelerin bizim oyunumuzu oynayıp oynayamayacaklarını merak ediyorum. More Sentences
16	Trade/Economic	aday ülkeler	candidate countries n.
The candidate countries are enjoying strong economic growth and will be able to accommodate their own citizens. Aday ülkeler güçlü ekonomik büyümenin tadını çıkarıyor ve kendi vatandaşlarını barındırabilecekler. More Sentences
Law
17	Law	aday gösterme	nomination n.
Lastly, I would also like to thank all those who have supported his nomination for the Sakharov prize. Son olarak, Sakharov ödülüne aday gösterilmesine destek veren herkese de teşekkür etmek isterim. More Sentences
Politics
18	Politics	aday listesi	list of candidates n.
Dan is at the top of the list of candidates. Dan aday listesinin tepesinde. More Sentences
19	Politics	aday gösterme	nomination n.
Lastly, I would also like to thank all those who have supported his nomination for the Sakharov prize. Son olarak, Sakharov ödülüne aday gösterilmesine destek veren herkese de teşekkür etmek isterim. More Sentences
20	Politics	aday ülke	candidate country n.
With the pending enlargement, I wonder whether the candidate counties will be able to play our game. Bekleyen genişleme ile birlikte aday ülkelerin bizim oyunumuzu oynayıp oynayamayacaklarını merak ediyorum. More Sentences
21	Politics	aday ülkeler	candidate countries n.
The candidate countries are enjoying strong economic growth and will be able to accommodate their own citizens. Aday ülkeler güçlü ekonomik büyümenin tadını çıkarıyor ve kendi vatandaşlarını barındırabilecekler. More Sentences
22	Politics	aday göstermek	nominate v.
A considerable number of Members of this House had repeatedly nominated her for the Sakharov Prize. Bu Meclis'in önemli sayıda üyesi kendisini Sakharov Ödülü için defalarca aday göstermiştir. More Sentences
23	Politics	aday olan	up adj.
Tom isn't up for re-election. Tom yeniden aday olmayacak. More Sentences
Common Usage
24	Common Usage	kısa aday listesi	shortlist n.
General
25	General	aday çırak	candidate for apprenticeship n.
26	General	seçimlerde aday mebusun nutuk verdiği kürsü	hustings n.
27	General	aday gösterme	presentation n.
28	General	aynı partiden seçime katılan aday	running mate n.
29	General	aday listesinin elemeler sonucunda bir sonraki seçim adımı için kısaltılması	shortlist n.
30	General	muhtemel aday	prospect n.
31	General	aday çırak	apprentice candidate n.
32	General	bir partinin aday listesi (seçimde)	ticket n.
33	General	parti aday listesi	ticket n.
34	General	aday listesi (seçim için)	slate n.
35	General	aday yoklaması	primary election n.
36	General	aday adayı	candidate for nomination n.
37	General	aday havuzu	candidate pool n.
38	General	aday numarası	candidate number n.
39	General	aday listesi	candidate list n.
40	General	aday gösteren kimse	nominator n.
41	General	aday adı	postulant name n.
42	General	tekrar aday gösterme	reappointment n.
43	General	göstermelik aday	stalking-horse n.
44	General	aday üyeler	prospective members n.
45	General	muhtemel aday	presumptive nominee n.
46	General	aday adayı	presumptive nominee n.
47	General	aday öge	candidate item n.
48	General	yeniden aday gösterme	renomination n.
49	General	aday öğretmen	teacher candidate n.
50	General	aday çözüm	candidate solution n.
51	General	birinci aday	first candidate n.
52	General	aday listesi	ballot n.
53	General	aday hedef listesi	target nomination list n.
54	General	seçime katılan aday	campaigner n.
55	General	aday olma	candidating n.
56	General	(fransa) bazı makamlar için yapılan devlet memurluğu sınavını geçen aday	agrégé n.
57	General	aday listesi	leet [scotland] n.
58	General	üniversiteye kaydolmaya aday olan kimse	matriculant n.
59	General	umut vaat eden aday	hopeful n.
60	General	(halihazırda seçilmiş yetkiliyi) bir sonraki seçimde aday göstermeme	deselection n.
61	General	değerlendirilmek üzere seçilen aday veya nesnelerden oluşan bir liste	longlist n.
62	General	teklif veya aday kabulünün bir diğerinin kabulüne dayandırılması	package deal n.
63	General	kazanması muhtemel aday	fave n.
64	General	kazanma olasılığı yüksek aday	possibility n.
65	General	(aday veya delege seçmek için) parti üyelerinin yerel/bölgesel toplantısı	primary n.
66	General	arpalık veren kurumun aday gösterilen bir papazın atanması için başvurma yetkisi	presentation n.
67	General	din görevlisinin atanmak üzere aday gösterilmesi	presentation n.
68	General	arpalık için aday gösterilen din adamı	presentee n.
69	General	bir veya daha fazla aday isminin çizildiği oy pusulası	scratched ticket n.
70	General	uygun aday	suitable candidate n.
71	General	aday olma	prospectiveness n.
72	General	aday gösterilme	prospectiveness n.
73	General	uygun bir aday olduğu söylenmek (belirli bir yere)	be ticketed for v.
74	General	aday olarak gösterilmek	be nominated as a candidate v.
75	General	aday göstermek	set up v.
76	General	aday göstermek	run v.
77	General	bulunduğu makama bir daha aday olmamak	stand down v.
78	General	aday göstermek	nominate as a candidate v.
79	General	önermek (aday)	slate v.
80	General	aday gösterilmesi planlanmak (birinin belirli bir yere)	be ticketed for v.
81	General	aday göstermek	present v.
82	General	aday göstermek	present candidates v.
83	General	aday göstermek	put somebody in for v.
84	General	aday gösterilmek	be nominated as a candidate v.
85	General	aday olmak	sit for v.
86	General	aday olmak	become a candidate v.
87	General	seçim için aday önermek	put up v.
88	General	aday belirlemek	determine a candidate v.
89	General	aday belirlemek	nominate v.
90	General	aday gösterilmek	be proposed for candidacy v.
91	General	aday çıkarmak	put up candidate v.
92	General	aday çıkarmak	run candidate v.
93	General	aday çıkarmak	field candidate v.
94	General	aday çıkarmak	nominate candidate v.
95	General	-i aday göstermek	name v.
96	General	bağımsız aday olmak	run as an independent v.
97	General	yeniden aday göstermek	renominate v.
98	General	aday göstermek	adopt v.
99	General	bir makam için aday olmak	run for an office v.
100	General	12 dalda oscar'a aday olmak	have 12 oscar nominations v.
101	General	aday olmak	go up [uk] v.
102	General	bir aday seçmek	choose a candidate v.
103	General	(aday) listeden işaretleyerek seçmek	prick v.
104	General	önceden aday göstermek	prenominate [obsolete] v.
105	General	(papazı) arpalık verilmesi için aday göstermek	present v.
106	General	aday listesine eklemek	short-list v.
107	General	aday olmak	sit v.
108	General	bir aday veya partinin seçim kazanması için çalışmış	electioneered adj.
109	General	-e aday	in line for adj.
110	General	önceden aday gösterilmiş	prenominate [obsolete] adj.
Phrasals
111	Phrasals	kendini aday olarak göstermek	put up v.
112	Phrasals	rakip aday olarak karşısına çıkmak	start against v.
113	Phrasals	bir makam için aday olmak	start for v.
114	Phrasals	'e aday göstermek	nominate someone to something v.
115	Phrasals	'e için aday göstermek	nominate someone for something v.
116	Phrasals	için aday göstermek	bring up for v.
117	Phrasals	(birini bir şey) olarak aday göstermek	nominate (one) as (something) v.
118	Phrasals	(birini bir şeye) aday göstermek	nominate (one) for (something) v.
119	Phrasals	(birini bir şeye) aday göstermek	nominate (one) to (something) v.
120	Phrasals	olarak aday göstermek	nominate as v.
121	Phrasals	-e aday göstermek	nominate to v.
122	Phrasals	(birini bir pozisyon, iş) için aday göstermek	put (one) up for (something) v.
123	Phrasals	(bir şey) olarak aday olmak	run as (something) v.
124	Phrasals	(bir partiden) aday olmak/seçime katılmak	run as (something) v.
125	Phrasals	(bir aday/teklif) aleyhinde oy kullanmak	vote against (someone or something) v.
Phrases
126	Phrases	bir şey için aday	in line for something expr.
Proverb
127	Proverb	bir seçimde karar verildikten sonra aday değiştirmek/başka bir adayı desteklemek tehlikelidir	you don't change horses in the middle of the race
Colloquial
128	Colloquial	ödül için aday gösterilme	nod n.
129	Colloquial	liste dışı aday	write-in n.
130	Colloquial	oy pusulasında ismi listelenmemiş olup boş bırakılan alana ismi yazılarak oy verilen aday	write-in n.
131	Colloquial	oy almada başarılı bir aday	vote getter n.
132	Colloquial	halk oylamasının aday başına kongre delegesi sayısını belirlemediği başkanlık ön seçimi	beauty contest n.
133	Colloquial	aday olmak	throw one's hat into the ring v.
134	Colloquial	(bir şeye) aday olmak	be up for (something) v.
135	Colloquial	aday olarak düşünülmek	be up for something v.
136	Colloquial	(bir şeye) aday	up for (something) [australia] expr.
137	Colloquial	yeniden aday	up for reelection expr.
138	Colloquial	tekrar aday	up for reelection expr.
Idioms
139	Idioms	en güçlü/kuvvetli aday	shoo-in n.
140	Idioms	en güçlü/kuvvetli aday	a shoo-in n.
141	Idioms	favori aday	a favorite son n.
142	Idioms	favori aday	a favourite son n.
143	Idioms	göstermelik aday	a stalking horse n.
144	Idioms	kazanmasına kesin gözüyle bakılan aday	a shoo-in n.
145	Idioms	kazanmasına kesin gözüyle bakılan aday	shoo-in n.
146	Idioms	kongrede desteklenen aday	a favourite son n.
147	Idioms	kongrede desteklenen aday	a favorite son n.
148	Idioms	bir seçimde çok sayıda kadın aday olması	pink wave [us] n.
149	Idioms	göstermelik aday	stalking horse n.
150	Idioms	olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak	look (all) set (to do something) v.
151	Idioms	olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak	be(all) set (for something) v.
152	Idioms	olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak	be(all) set (to do something) v.
153	Idioms	bir pozisyon için (birini) aday göstermek	bring (one) up for (something) v.
154	Idioms	bir pozisyon için (birini) aday göstermek	bring someone up for something v.
155	Idioms	aday olmak	throw one's hat in the ring v.
156	Idioms	aday olmak	toss one's hat into the ring v.
157	Idioms	aday olmak	toss one's hat in the ring v.
158	Idioms	iş için aday olmak	be in line for the job v.
159	Idioms	tekrar aday olmak	be up for reelection v.
160	Idioms	tekrar aday olmak	come up for reelection v.
161	Idioms	aday olmak	put one's hat in the ring v.
162	Idioms	aday olmak	throw one's hat in the ring v.
163	Idioms	aday olmak	put one's hat in the ring v.
164	Idioms	aday olmak	put one's hat into the ring v.
165	Idioms	en güçlü/kuvvetli aday olmak	be a shoo-in v.
166	Idioms	aday olmak	be in line v.
167	Idioms	için aday olmak	be in line for v.
168	Idioms	bir şey için aday olmak	be in line for something v.
169	Idioms	aday olmak	throw your hat in the ring v.
170	Idioms	aday olmak	throw your hat into the ring v.
171	Idioms	aday olmak	toss hat into the ring v.
172	Idioms	kazanmaya aday olan	in the running expr.
173	Idioms	kazanmaya aday olmayan	out of the running expr.
Trade/Economic
174	Trade/Economic	aday belirleme komitesi	nomination committee n.
175	Trade/Economic	aday saptama komitesi	nomination committee n.
176	Trade/Economic	aday göstermeyen taraf	non-nominating party n.
177	Trade/Economic	aday memur	probationary employee n.
178	Trade/Economic	aday müşteri yaratma	lead generation n.
179	Trade/Economic	aday müşteri yönetimi	lead management n.
180	Trade/Economic	aday üye	affiliate n.
181	Trade/Economic	rakip aday	rival candidate n.
Law
182	Law	ingiltere kilise hukukunda birini papaz olarak aday gösterme hakkı olan kimse	advowee n.
183	Law	ingiltere kilise hukukunda birini papaz olarak aday gösterme hakkı	advowson n.
184	Law	ingiltere kilise hukukunda birini papaz olarak aday gösterme hakkının şahsa ait olması	advowson in gross n.
185	Law	yargıç tarafından aday gösterilen tanığın yeminine ilişkin ilk soruşturma	voir dire n.
186	Law	yargıç tarafından aday gösterilen tanığın ettiği yemin	voir dire n.
Politics
187	Politics	aday temsilcisi	advance man n.
188	Politics	aday olmama	noncandidacy n.
189	Politics	aday olmayacağını açıklamış kimse	noncandidate n.
190	Politics	seçimde yer alan fakat iktidarda olmayan aday veya parti	nonincumbent n.
191	Politics	duke dükü'nün ingiliz tahtına roma katolikliği nedeniyle aday olamamasına karşı çıkan	tory n.
192	Politics	aday listesi	slate n.
193	Politics	aday adaylığı	nomination candidacy n.
194	Politics	aday gösterme	designation n.
195	Politics	aday havuzu	candidate pool n.
196	Politics	aday seçimi	candidate selection n.
197	Politics	aday seçimi	primary election n.
198	Politics	aday statüsü	candidate status n.
199	Politics	aday tanıtım broşürü	election address n.
200	Politics	aday yoklaması toplantısı	primary meeting n.
201	Politics	bağımsız aday	write-in candidate n.
202	Politics	baş aday	top candidate n.
203	Politics	başkanlık aday adayı	presidential hopeful n.
204	Politics	bağımsız aday	independent candidate n.
205	Politics	başkanlık seçimlerini kazanmış olan ama henüz başkan olmamış aday	president-elect n.
206	Politics	çatı aday	joint candidate n.
207	Politics	çatı aday	joint presidential candidate n.
208	Politics	herhangi bir seçmenin ön seçim sandığına giderek istediği aday adayına oy verebildiği önseçim	open primary n.
209	Politics	kefilli aday	sponsored candidate n.
210	Politics	makam için aday gösterme	nomination for offıce n.
211	Politics	müşterek aday	joint candidate n.
212	Politics	resmi aday	official candidate n.
213	Politics	siyasi partilerin aday göstermediği seçim	nonpartisan election n.
214	Politics	seçim sonucunu kabul etmeyen yenik aday	sorehead n.
215	Politics	seçimlerde bir kimsenin aday gösterilebilmesi için onayı gereken sekiz seçmenden her biri	assentor [brit] n.
216	Politics	geniş seçmen kitlesine hitap eden aday listesinin olduğu oy pusulası	balanced ticket n.
217	Politics	liste dışı aday	write-in candidate n.
218	Politics	(siyasi aday) popülaritenin artması	boom n.
219	Politics	eş aday	running-mate n.
220	Politics	seçimde ikinci derece göreve aday olan kimse	running-mate n.
221	Politics	ortak aday	conominee n.
222	Politics	seçimi kazanması imkansız aday	fringe candidate n.
223	Politics	her seçim döneminde aday olup nadiren başarı gösteren siyasetçi	perennial candidate n.
224	Politics	seçmenin üzerinde yer alan aday sırasına göre oy verdiği oy pusulası	donkey vote [australia] n.
225	Politics	çatı aday oylaması	cross-endorsement n.
226	Politics	başkanlık seçimlerini kazanmış olup henüz başkan olmamış aday	president elect n.
227	Politics	atamaya veya seçime aday gösterilen grup	slate n.
228	Politics	belirli ofislere bir aday seçmek üzere seçilen bir seçmen grubu	electoral scaffold n.
229	Politics	gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme	strategic voting n.
230	Politics	gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme	strategic voting n.
231	Politics	bağımsız aday olmak	run as an independent candidate v.
232	Politics	(halihazırda seçilmiş yetkiliyi) bir sonraki seçimde aday göstermemek	deselect [uk] v.
233	Politics	(seçimde) seçim bölgesi dışından aday getirmek	parachute v.
234	Politics	ön seçimlerde birden fazla partiden aday olmak	cross-file v.
235	Politics	ön seçimlerde birden fazla partiden aday göstermek	cross-file v.
236	Politics	aday gösterilebilir	nominable adj.
237	Politics	aday gösterilmiş	nominative adj.
238	Politics	vali kolonideki kamu hizmeti nedeniyle aday gösterdiği için ingiltere'ye bağlı yasama meclisinde hizmet eden	official adj.
239	Politics	ön seçimlerde farklı bir partiden aday olma yoluyla oylamaya izin veren	crossover adj.
Industry
240	Industry	aday mühendis	candidate engineer n.
241	Industry	istihdam yerine geçici yerleştirme için uygun görülen aday	placeable n.
Technical
242	Technical	aday araştırma ve bulma	recruiting n.
Medical
243	Medical	aday gen yaklaşımı	candidate gene approach n.
Biology
244	Biology	aday gen	candidate gene n.
245	Biology	aday gen analizi	candidate gene analysis n.
246	Biology	aday gen yaklaşımı	candidate gene approach n.
247	Biology	pozisyonel klonlama ve aday gen yaklaşımı	positional cloning and candidate gene approach n.
Education
248	Education	aday bildirim tarihi	candidate notification date n.
249	Education	yüksek lisans derecesi veya doktora unvanı almaya aday öğrenci	matriculate n.
250	Education	yüksek lisans derecesi veya doktora unvanı almaya aday olma	matriculation n.
251	Education	yüksek lisans derecesi veya doktora unvanı almaya aday olma durumu	matriculation n.
252	Education	(cambridge üniversitesi'nde) matematik bölümü final sınavlarının ikinci kısmında sınıf birincisi derecesini alan aday	wrangler [uk] n.
253	Education	(oxford üniversitesi'nde) aday yerleştirmesinin yapıldığı ilk sınav	honour moderations n.
History
254	History	bir makama aday kilise görevlisinin talebi hususunda nabız yoklamak için yaptığı duyuru	si quis n.
Religious
255	Religious	tarikata girmek için aday olan kimse	postulant n.
256	Religious	(anglikanizmde) rütbece rahibin altında olup rahipliğe aday kimse	deacon n.
Military
257	Military	aday subay	officer designate n.
258	Military	aday ordu	applicant n.
259	Military	ordu kadın subay aday okulu	women’s army corps officer candidate school n.
Cinema
260	Cinema	oscar aday adayı	oscar semi-finalist n.
261	Cinema	oscar aday adayı	candidate for oscar nomination n.
Latin
262	Latin	aday gösteren	nominor [obsolete] n.
Archaic
263	Archaic	din adamının arpalık için aday gösterilmesi	presentment n.
264	Archaic	papazın aday gösterildiği (arpalık)	presentable adj.
Slang
265	Slang	zenci bir aday için oy verenlerin değişimin yavaşlığı karşısında yaşadıkları hayal kırıklığı	blacklash n.
266	Slang	bir pozisyona aday olan ve insanlarla bire bir görüşüp, tanışıp, onları dinleyen politikacı	flesh-presser n.
267	Slang	bir pozisyona aday olan ve insanlarla bire bir görüşüp, tanışıp, onları dinleyen politikacı	palm-presser n.
Star Wars
268	Star Wars	aday'ın yolu	initiate's path n.
269	Star Wars	subay'ın aday okulu	officer's candidate school n.