Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | açık durum | open n. | ||
Moreover, there were as many as 73 operating programmes from the 1989-1993 period still open too. Ayrıca 1989-1993 dönemine ait 73 kadar işletme programı da halen açık durumdadır. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | açık durum | clear-cut situation n. | ||
Technical | ||||
Technical | açık durum | on-position n. | ||
Computer | ||||
Computer | açık durum | on-position n. | ||
Apiculture | ||||
Apiculture | açık durum | exposed situation n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | önü açık durum | blue sky n. |
General | kamuya açık durum | open n. |
Idioms | ||
Idioms | (birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum | open season (on someone or something) v. |
Idioms | (birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum | open season on v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | bir kişi, kurum ya da durum hakkında açık kaynaklardan (gazete, televizyon, internet vb.) elde edilen bilgiler | open source intelligence (osint) n. |
Linguistics | ||
Linguistics | bariz/açık durum imleme | overt case marking n. |