a - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

a

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "a" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
a n. belirli bir tür veya nitelikteki
a n. en yüksek not
a n. ingiliz alfabesinin birinci harfi
a n. bir
a n. en iyi kaliteyi simgeleyen harf
a n. (herhangi) bir
Technical
a n. argonun simgesi
a n. amperin simgesi
a n. atom ağırlığı
Biology
a n. a kan grubu
Linguistics
a abrev. miktar belirtir
Modern Slang
a n. en küçük sütyen bedeni
a n. kıç
a n. göt

Bedeutungen, die der Begriff "a" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
have a bath v. yıkanmak
leave a mark v. iz bırakmak
raise a claim v. bir iddia öne sürmek
assert a claim v. bir iddia öne sürmek
get a fever v. ateşi olmak
go on a walk v. yürüyüşe çıkmak
a little bit adv. birazcık
a little bit adv. azıcık
General
adopted girl brought up as a servant n. ahretlik
assistant to a professor in an islamic university n. muid
a shot in the arm n. birine birdenbire moral veren bir şey
a citizen of turkey n. türk vatandaşı
spike on a goad n. nodul
a straight answer n. doğru bir cevap
being a thinker n. düşünürlük
rent a car n. araç kiralama
a bleeding heart n. herkese sempati duyan
a plum job n. çok iyi bir iş
having a profession n. meslek sahibi
a dark day n. kötü gün
a fair sum n. bir hayli
a good mouser n. avcı kedi
a mere flea n. devede kulak
the habit of using a certain expression n. ağız alışkanlığı
a man of means n. han hamam sahibi
a twist of the wrist n. ustalık
lining of a coat n. fodra
transfer a call n. telefon aktarma
leg of a boot n. konç
council of a state n. divan
half a decade n. beş yıl
a bairam day n. bayram günü
manager of a branch n. şube müdürü
meat of a walnut n. ceviz içi
a fine distinction n. ince fark
a dealer in old stamps n. eski pul satıcısı
a pertinent remark n. yerinde bir söz
scale of a balance n. kefe
a request for help n. yardım dileme
a student who learns parrot fashion n. ezberci (öğrenci)
a great nuisance n. püsküllü bela
a love nest n. aşk yuvası
being a worker n. amelelik
a matter of life an death n. ölüm kalım meselesi
a threadbare joke n. bayat espri
a span of seven years n. yedi yıllık bir süre
a long way to hoe n. zahmetli iş
a couple of minutes n. birkaç dakika
fiscal director of a district n. mal müdürü
globe of a lamp n. lamba karpuzu
a contradiction in terms n. sözlerde çelişme
a veil of dust n. toz perdesi
a chirring sound n. cırıltı
a whale of a fellow n. çam yarması
be in a request n. tutulmak
a state secret n. bir devlet sırrı
a man of few words n. az konuşan adam
a good long time n. hayli uzun zaman
a dark day n. karanlık gün
the last tooth of a decrepit n. peynirdişi
a british subject n. britanya vatandaşı
term of a contract n. kontrat süresi
a drag on someone n. ayak bağı
the rights of a guest n. misafir hakları
period of a disease n. hastalık süresi
a sea of faces n. insan kalabalığı
a wet day n. yağmurlu bir gün
a man of a few words n. az konuşan adam
gift for a poem of praise n. caize
a friend of ours n. bir dostumuz
a hunch n. içine doğma
a dithering idiot n. sarsak
a glass of water n. bir bardak su
the crescent and the star on top of a minaret n. alem
being a chief n. reislik
kernel of a seed n. çekirdek içi
a similar one n. misil
a pair of shoes n. bir çift ayakkabı
being a nun n. rahibelik
a full week n. olaylarla dolu bir hafta
the rim of a circle n. bir çemberin kenarı
provisions for a journey n. yolluk
profession of a doctor n. doktorluk
a tenth part n. ondalık
a drink of water n. bir yudum su
a clear conscience n. gönül rahatlığı
a matter of life and death n. hayat memat meselesi
draft of a law n. kanun tasarısı
inner part of a fortress n. kale içi
case for a rifle n. tüfek kılıfı
a puff of smoke n. duman kümesi
a matter of life or death n. çok önemli
a pair of denims n. kot pantolon
a matter of 5 cents n. 5 kuruş bir şey
the work of a machinist n. makinistlik
transfer of the seat of a firm n. bir firmanın merkezinin yer değiştirmesi
being a poet n. ozanlık
flour containing a lot of bran n. paspal
a high boot n. sokman
a remote chance n. uzak bir ihtimal
a large carp n. sarıbalık
a lot of money n. dünyanın parası
the work of a researcher n. araştırıcılık
area shaded by a building n. bina gölgeleme alanı
a glimmer of hope n. bir ümit ışığı
lethargy of a neutron n. nötronun doğal logaritması
a pack of lies n. bir sürü yalan
the operation of a shipping line n. armatörlük
growl of a bear n. ayı homurtusu
a smasher of a girl n. güzel kız
a man of the world n. görmüş geçirmiş adam
a white lie n. zararsız yalan
a great occasion n. büyük şans
a fair amount n. bir miktar
luminosity of a star n. yıldız parlaklığı
a shot in the dark n. körü körüne bir deneme
a lasting impression n. büyük bir etki
a sense of responsibility n. sorumluluk duygusu
person who works on a morning shift n. sabahçı
a breath of fresh air n. yeni bir soluk
a bare chance n. zayıf bir ihtimal
a gleam of hope n. bir ümit ışığı
a remote possibility n. küçük bir olasılık
head of a boil n. çıban başı
a ball of wool n. yün yumağı
a pair of dungarees n. kot
a marked difference n. belirgin bir fark
a bad sailor n. deniz tutan kimse
a running battle n. uzun süren bir ihtilaf
a matter of opinion n. herkesin değişik düşündüğü bir konu
a batch of books n. bir parti kitap
pit under a loom n. çulha çukuru
caretaker of a museum n. müze müdürü
tooth of a comb n. tarak dişi
a piece of advice n. tavsiye
a matter of priority n. öncelik durumu
assistant to a professor n. asistan
with a meal n. yemekli
a drive for funds n. para toplamak için açılan kampanya
mouth of a river n. nehir ağzı
a large wrasse n. labros
being a worker n. emekçilik
a weak person n. çiroz
repeater of a class n. çifte dikiş
repeating a year at school n. çift dikiş
being a writer n. muharrirlik
a meadowy place n. çayırlık
a new lease of life n. yeniden doğma
onset of a season n. mevsiminin gelmesi
a verse from the koran n. kuran´dan bir ayet
limit of a sequence n. dizinin limiti
eased off a fraction n. borsada fiatların az miktarda düşmüş olması
tip for a messenger n. ayakteri
a very bright shade of pink n. çingene pembesi
a kind of shalwar n. çakşır
a crack shot n. keskin nişancı
a hunch n. önsezi
a live issue n. günün önemli sorunu
the calm before a storm n. fırtınadan önceki sessizlik
being a stranger n. yabancılık
a pillar of society n. bir yerin eşrafından olan biri
damage to a building n. bina hasarı
a friend in need n. kara gün dostu
a small islamic monastery n. zaviye
tete a tete n. özel görüşme
a demanding job n. çok emek isteyen iş
a pack of lies n. yalan dolan
a bad turn n. kötülük
owner of a shop n. dükkan sahibi
a clear day n. bütün gün
being a boss n. patronluk
a good bit n. hayli
a stormy passage n. fırtınalı deniz yolculuğu
bric a brac n. biblolar
a fainting fit n. güçlü bir duygunun ortaya çıktığı an
just a couple of words n. iki çift laf
a pair of scales n. terazi
a scrap of evidence n. çok ufak bir delil
a bad mark n. zayıf not
being a trainer n. antrenörlük
a great deal of money n. çok para
a tall story n. palavra
being a prophet n. nübüvvet
a mackerel n. lipari
a close shave n. kıl payı kurtuluş
lock piece of a yoke n. zelve
a fool's errand n. saçma bir iş
a plum post n. herkesin istediği bir iş
sale of foodstuffs by a municipality so as to regulate the prices n. tanzim satışı
a hard nut to crack n. çetin ceviz
a large white falcon n. şahbaz
a piece of advice n. öğüt
a warm reception n. sıcak karşılama
a tambourine with jingles n. def
a ready pen n. iyi yazı yazma yeteneği
a large bonito n. akyabalığı
a hundred n. yüz 100
a reddish tint n. kırmızımsı bir renk
a run of luck n. şans zinciri
a period of political unrest n. siyasi kargaşaların olduğu bir dönem
a face as long as a fiddle n. suratı iki karış
dropping a brick n. pot kırma
ring put around a stove pipe n. boru bileziği
a kind of folk dance n. bar
chief of a branch n. şube müdürü
crest of a wave n. dalga tepesi
a famous flower shop in old istanbul of ottoman empire n. sabuncakis
a bone to pick n. kafasını kurcalayan
a bone to pick n. kafasını meşgul eden şey
a bone to pick n. çözülmesi gereken sorun
a labor of love n. zevk için yapılan iş
a piece of money n. ilginç antika sanat eseri
a case in point n. tipik bir örnek
a case in point n. söz konusu edilen şeyin bir örneği
one of a kind n. türünün tek örneği
inhabitants of a neighborhood n. mahalleli
a curate's egg n. hem iyi hem kötü
five in a row n. beşi bir arada
selling a product, service or idea n. ürün veya düşünce satışı
a considerable amount n. büyük bir miktar
a big deal n. büyük marifet
forty at a time n. kırkar
lack of a devotion to one´s country or family n. hamiyetsizlik
order arranged a to z n. alfabetik sıra
a fault n. bir hata
a/d converter n. analog sinyalleri dijitale dönüştüren çevirici
a particular importance n. ayrı bir önem
making a restriction n. tasarrufta bulunma
a matter of pride n. gurur meselesi
a minor difference n. çok az fark
a bird in a tree n. ağaçtaki kuş
video in a window n. pencere içinde video
a small village n. küçük bir köy
minimize a weakness n. zayıflığı gidermek
a face like thunder n. sinirli bir yüz ifadesi
a slim chance n. az şans
a thorn in the flesh n. zorluk
a vast majority of researchers n. araştırmacıların çoğu
a bolt out of the blue n. hiç beklenmedik bir haber
a bolt from the blue n. hiç beklenmedik bir olay
a bolt from the blue n. hiç beklenmedik bir iş
a bolt out of the blue n. hiç beklenmedik bir iş
a bolt out of the blue n. hiç beklenmedik bir olay
scalable slope of a mountain n. dağın tırmanmaya elverişli yamacı
(someone/something) which is a blend of the two n. ikisinin ortası
a blend of the two n. ikisinin ortası
a few words n. iki çift söz
a good night's sleep n. iyi geceler öpücüğü
pursuing a career n. kariyer (meslek) edinme
a rough time n. zor zamanlar
mouth of a road n. yol ağzı
a must for every household n. her eve lazım
(a) clear understanding n. net (bir) kavrama
a sincere prayer n. içten dua
a heartfelt prayer n. içten dua
a good news n. güzel bir haber
like a house on fire n. hızla
patience of a saint n. peygamber sabrı
a man in the limelight n. günün adamı
penholder (for a nib) n. kalem sapı
a place of refuge n. sığınacak liman
transfer of a factory n. bir fabrikanın devri
quarter of a century n. çeyrek yüzyıl
assigning a period n. süre verme
a victim of discrimination n. ayrımcılık kurbanı
giving a security n. teminat verme
a vehement speaker n. ateşli konuşmacı
a bag of nerves n. sinir küpü
a snake in the grass n. yüze gülüp arkadan kuyu kazan
a streak of wins n. seri galibiyet
a streak of winnings n. galibiyet serisi
a two-and-a-half lira coin n. iki buçukluk
being a son-in-law n. damatlık
a well-wisher n. duacı
a great mischief-maker n. fesat kumkuması
a table-top item n. sofralık
bric-a-brac n. biblolar
a five-star hotel n. beş yıldızlı otel
a knock-down drag-out fight n. şiddetli ağız kavgası
add-a-bead n. ekli boncuk
a free-for-all n. mahalle kavgası
employment of a person in according of a contract in the ottoman empire n. icare-i ademi
ethics of a institution-enterprise-organization n. işletme ahlakı
half-a-crown n. eski ingiliz parası
culture of a institution-enterprise-organization n. kurum kültürü
ethics of a institution-enterprise-organization n. örgüt ahlakı
cock-a-doodle-doo n. horoz ötüşü
half-a-dollar n. yarım dolar
chock-a-block n. hıncahınç
putting on a belt during a master ceremony according to an ahi-order n. şed kuşanma
pit-a-pat n. çarpıntı
one-tenth of a hectare n. dekar
rub-a-dub n. davul sesi
horns of a dilemma n. aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık
inherent characteristic of a system n. sistemin özeğrisi
a state of chaos n. kaos ortamı
adam and eve on a raft n. kızarmış ekmek üzerine kırılmış iki yumurta
a compulsive shopper n. alışveriş delisi
a complement of activities n. faaliyetler bütünü
a week's warning n. bir haftalık mühlet
a one-off n. bir defalığına
a one-off n. bir seferliğine
(a) relationship based on self-interest n. çıkar ilişkisi
a recent study n. son zamanlarda yapılmış bir araştırma
a different standpoint n. farklı bir
a different standpoint n. başka bir açı
a good news of increase/raise of salary n. (memura/işçiye vb) zam müjdesi
a promised land n. vaadedilmiş toprak
publish a report n. rapor yayınlamak
admission in a hospital n. hastaneye kabul
a touch of hope for low-incomers n. dar gelirliye umut kapısı
a statement made at a police station n. karakol ifadesi
a bird's-eye view n. üstünkörü bakış
a bird's-eye view n. şöyle bir bakış
a marriage based on love n. aşk evliliği
confinement in a fortress n. kalebentlik
a mecca n. kutsal sayılan yer
a mecca n. çok önem verilen yer
a minute inquiry n. detaylı inceleme
a poor chance n. zayıf ihtimal
a distant memory n. derinlerdeki bir hatıra
a rich culture n. zengin bir kültür
a period of famine n. kıtlık dönemi
a reasonable level n. makul bir seviye
a large section of the community n. toplumun geniş kesimi
a disgraceful situation n. utanılacak durum
a mountain of washing up n. dağ gibi bulaşık
a period of shortage n. kıtlık dönemi
a last minute development n. bir son dakika gelişmesi
a flash news n. bir son dakika gelişmesi
a bleeding wound n. kanayan bir yara
a breaking news n. bir son dakika gelişmesi
fragrance of a flower n. çiçek kokusu
a live broadcast n. canlı yayın
a live broadcast n. naklen yayın
a live broadcast stream n. canlı yayın akışı
a first in the world n. dünyada bir ilk
a traffic tragedy n. trafik faciası
a vast majority of public n. halkın geniş bir kesimi
a jar of jam n. bir kavanoz reçel
a strong emotional bond n. güçlü bir duygusal bağ
a man with style n. tarz sahibi adam
a new breath n. yeni bir soluk
a lady with style n. tarz sahibi bayan
a historic success n. tarihi başarı
a historic victory n. tarihi bir zafer
a pair of glasses n. gözlük
a timely response n. zamanında müdahale
a thousand and one nights n. 1001 gece masalları
a short delay n. kısa bir gecikme
a brief delay n. kısa bir gecikme
a jar of sugar n. bir kavanoz şeker
a glass of beer n. bir bardak bira
a strong feeling of guilt n. büyük suçluluk duygusu
a strong feeling of guilt n. ağır suçluluk duygusu
a day of sorrow n. üzücü gün
a road of no return n. dönüşü olmayan yol
the birth of a child n. bebeğin dünyaya gelmesi
a fairy tale wedding ceremony n. dillere destan bir düğün
a sharp break n. keskin bir dönüş
a teaching story n. öğretici hikaye
a movie-like story n. film gibi hikaye
three meals a day n. günde üç öğün yemek
a glass of wine n. bir kadeh şarap
a great risk n. büyük bir risk
a major risk n. büyük bir risk
a tarnished reputation n. lekelenmiş itibar
a flyblown reputation n. lekelenmiş itibar
a flyblown reputation n. lekelenen itibar
a nonsmoker n. sigara içmeyen kimse
a night to remember n. hatırlanacak bir gece
a security vulnerability n. güvenlik zaafı
a last goodbye n. son bir elveda
a beautiful lady n. güzel bir bayan
a viable alternative n. geçerli bir seçenek
a changing environment n. değişen bir çevre
a few points worth stressing n. üzerinde durulması gereken birkaç konu
a prominent role n. önemli bir rol
a vital role n. önemli bir rol
a vital role n. hayati bir rol
a major role n. büyük bir rol
a primary role n. büyük bir rol
a key role n. önemli bir rol
a vital role n. büyük bir rol
visiting a neighbor n. komşu gezmesi
visiting a neighbor n. komşuyu ziyaret etme
a certain time period n. belli zaman periyodu
a tale of the cities n. (bu) kentlerin öyküsü
a seemingly impossible task n. imkansız gibi görünen bir görev
a slight chance n. yok denecek kadar az şans
a well-known member n. ünlü bir üye
a well-known member n. tanınmış bir üye
a pair of dice n. bir çift zar
a public place n. halka açık mahal
a serious criticism n. sıkı bir eleştiri
a bitter criticism n. acı bir eleştiri
a bitter criticism n. sıkı bir eleştiri
a strong criticism n. sıkı bir eleştiri
a man of honour n. onurlu adam
a man of honour n. şerefli adam
a female knight n. kadın şövalye
three-and-a-half-hour meeting n. üç buçuk saatlik toplantı
a great loss of time n. büyük zaman kaybı
ultimo tango a parigi n. paris'te son tango
a total fiasco n. tam bir fiyasko
a total flop n. tam bir fiyasko
death at a young age n. genç yaşta ölüm
a colorful show n. renkli bir gösteri
a pair of gloves n. bir çift eldiven
living in a foreign country n. yabancı bir ülkede yaşama
a close friend n. yakın arkadaş
a rare occasion n. ender rastlanır durum
a time in the past n. geçmişte bir zaman
death of a soldier n. bir askerin ölümü
a technical disipline n. teknik bir disiplin
get a blister n. vücudun bir noktasının su toplaması
chasing a mirage n. bir serabı/hayali kovalama
a momentary pleasure n. bir anlık zevk
a deep-rooted history n. köklü bir tarih
a bar of chocolate n. bir kalıp çikolata
a month-long recess n. bir aylık ara
a hard woman n. zor kadın
a literal translation n. birebir tercüme
a word-for-word translation n. birebir tercüme
a literal translation n. birebir çeviri
a word-for-word translation n. birebir çeviri
a wide selection of colours n. geniş renk yelpazesi
a wide spectrum of colors n. geniş renk yelpazesi
a full range of services n. her çeşit/türlü hizmet
a man with an ankle holster n. ayak bileğinde silah kılıfı olan adam
a correction message n. düzeltme mesajı
a sharp stick n. keskin bir sopa
a fishing pole and bait n. bir olta ve yem
a copy of the flight plan n. uçuş planın bir kopyası
a bottle of peroxide n. oksijenli su şişesi
a series of choices n. seçimler dizisi
a trained soldier n. eğitimli bir asker
a spy novel n. casusluk romanı
a border town n. bir sınır kasabası
a piece of metal n. bir metal parçası
a search party n. kayıp arama ekibi
a licensed pilot n. lisanslı pilot
a high-paying firm n. yüksek ücretli bir firma
a crack shot n. usta bir nişancı
a repeating rifle n. mükerrer ateşli tüfek
a natural explanation n. doğal bir izah
a natural explanation n. doğal bir açıklama
a bathroom with a toilet n. tuvaletli banyo
a game plan n. bir oyun planı
a big place n. büyük bir yer
a put away n. bir şey için ayrılmış para
a murder suspect n. katil zanlısı
a top-secret unit n. çok gizli bir birim
want to be a teacher n. öğretmen olmak istemek
a fountain of blood n. bir kan çeşmesi
a-year-training n. bir yıllık eğitim
a small town near a lake n. gölün kıyısında küçük bir kasaba
a crime investigation n. bir suç araştırması
a strong odor n. keskin koku
a former marine n. eski bir deniz piyadesi
a minor detail n. küçük bir ayrıntı
a minor detail n. ufak bir ayrıntı
a rational behavior n. makul bir davranış
a reasonable behavior n. mantıklı bir davranış
a month's work n. bir aylık bir iş
a one-room schoolhouse n. tek sınıflık okul binası
a fake exchange n. sahte bir takas
a false impression n. yanlış bir izlenim
a series of muscle contractions n. bir dizi kas kasılması
a great care n. büyük bir dikkat
a great attention n. büyük bir dikkat
pat-a-cake n. şarkılı bir çocuk oyunu
a progressive school system n. ilerici bir okul sistemi
a distant relative n. uzaktan bir akraba
a hard period n. zorlu bir dönem
a difficult period n. zorlu bir dönem
a big commotion n. büyük kargaşa/karmaşa
product of a number n. bir sayının çarpımı/katı
a catch-all term n. kapsamlı/kapsayıcı terim
a little garden n. küçük bir bahçe
a change of clothes n. yedek elbise
a wall of flesh n. etten duvar
a temporary hospital n. geçici hastane
a homosexual lawyer n. eşcinsel bir avukat
a recreational drug user n. eğlence amacıyla arada sırada uyuşturucu kullanan kimse
a film reminiscent of the eighties/80s n. 80'lerin ruhunu yansıtan film
a film in/reflecting the sprit of the 80s n. 80'lerin ruhunu yansıtan film
a film reminiscent of the eighties/80s n. seksenlerin ruhunu yansıtan film
a plain expression n. yalın bir anlatım
a slow dance n. yavaş bir dans
a terrible traffic accident n. korkunç bir trafik kazası
a clear mind n. salim kafa
a part of the group n. grubun bir parçası
a tongue-lashing n. zılgıt
a tongue-lashing n. azar
two of a kind n. tıpatıp
a great development n. büyük bir gelişme
pied-a-terre n. garsoniyer
a skinny kid n. cılız bir çocuk
a modest budget n. mütevazı bir bütçe