Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | (yürürlükten) kaldırmak | lift v. |
General | (yürürlükten) kaldırmak | lift v. |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yürürlükten kaldırmak (yasayı) | repeal v. | ||
This proposal repeals and replaces the Regulation of 1985. Bu teklif 1985 tarihli Yönetmeliği yürürlükten kaldırmakta ve onun yerine geçmektedir. More Sentences |
||||
General | yürürlükten kaldırmak | do away with v. | ||
We should do away with the death penalty. Ölüm cezasını yürürlükten kaldırmalıyız. More Sentences |
||||
General | yürürlükten kaldırmak | abrogate v. | ||
There is therefore nothing to abrogate. Dolayısıyla yürürlükten kaldırılacak bir şey yok. More Sentences |
||||
General | yürürlükten kaldırmak | repeal v. | ||
This has now stopped, and in January of this year, the Mandatory Death Penalty Act of 1944 was repealed. Bu durum artık sona ermiştir ve bu yılın Ocak ayında 1944 tarihli Zorunlu Ölüm Cezası Yasası yürürlükten kaldırılmıştır. More Sentences |
||||
General | yürürlükten kaldırmak | lift v. | ||
The government lifted the embargo on certain raw materials. Hükümet bazı hammaddeler üzerinde uygulanan ambargoyu yürürlükten kaldırdı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | yürürlükten kaldırmak | abolish v. | ||
General | ||||
General | yürürlükten kaldırmak | revoke v. | ||
General | yürürlükten kaldırmak | annul v. | ||
General | yürürlükten kaldırmak | dismantle v. | ||
General | yürürlükten kaldırmak | rescind v. | ||
General | yürürlükten kaldırmak | legislate away v. | ||
General | yürürlükten kaldırmak | abate v. | ||
General | geçici olarak yürürlükten kaldırmak | suspend v. | ||
General | yürürlükten kaldırmak | elide v. | ||
General | (yasayı, kararı, hükmü) kısmen yürürlükten kaldırmak | derogate [obsolete] v. | ||
General | yürürlükten kaldırmak | overturn v. | ||
General | yürürlükten kaldırmak | disestablish v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | yürürlükten/uygulamadan kaldırmak | throw over v. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | yürürlükten kaldırmak | abolish v. | ||
Law | ||||
Law | yürürlükten kaldırmak | null v. | ||
Law | (kanunu) eskisini yürürlükten kaldırmak yerine yeni ve karşıt bir kanun çıkararak dolaylı olarak iptal etmek | obrogate v. | ||
Law | yürürlükten kaldırmak | discharge v. | ||
Politics | ||||
Politics | bir izni yürürlükten kaldırmak | revoke an authorization v. | ||
Politics | hükümleri yürürlükten kaldırmak | repeal provisions v. | ||
Politics | yürürlükten kaldırmak | abolish v. |