(biriyle) görüşmek - Türkisch Englisch Wörterbuch

(biriyle) görüşmek

Bedeutungen von dem Begriff "(biriyle) görüşmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
(biriyle) görüşmek contact with (one) v.
Are you still in contact with Tom?
Tom'la hâlâ görüşüyor musunuz?

More Sentences
(biriyle) görüşmek meet up with (one) v.
All I do is meet up with some kid at a skate park.
Tek yaptığım paten pistinde bir çocukla görüşmek.

More Sentences
(biriyle) görüşmek meet with (someone) v.
The leaders from the opposition and from NGOs, who I have met with in the country, confirm this.
Ülkede görüştüğüm muhalefet ve STK liderleri de bunu teyit ediyor.

More Sentences
(biriyle) görüşmek talk to (one) v.
I need to talk to an expert.
Bir uzmanla görüşmem gerekiyor.

More Sentences
(biriyle) görüşmek dialogue with (one) v.
(biriyle) görüşmek rap with (one) v.
(biriyle) görüşmek catch up with (someone) v.
(biriyle) görüşmek confer with (one) v.
(biriyle) görüşmek confer with (someone) v.
(biriyle) görüşmek link with (someone) v.
Idioms
(biriyle) görüşmek have a word with (one) v.
(biriyle) görüşmek touch base (with someone) v.
Archaic
(biriyle) görüşmek discourse v.
Slang
(biriyle) görüşmek holla at (one) v.

Bedeutungen, die der Begriff "(biriyle) görüşmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 43 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrasals
(biriyle) sonra görüşmek catch up with (someone) v.
I'll catch up with you guys later.
Sizinle sonra görüşürüz arkadaşlar.

More Sentences
General
biriyle görüşmek touch base with v.
(biriyle) devamlı görüşmek hant [dialect] v.
(özellikle tedavi veya teşhis amacıyla) travma geçirmiş biriyle görüşmek debrief v.
Phrasals
(biriyle bir konu hakkında) görüşmek/müzakere etmek see (one) about (something) v.
(biriyle bir konu hakkında) görüşmek/müzakere etmek see someone about someone or something v.
(biriyle) bir konuda konuşmak/görüşmek dialogue with (one) v.
biriyle görüşmek dialogue with someone v.
biri/bir şey adına (biriyle/bir şeyle) görüşmek intercede with (someone or something) v.
(biri için biriyle/bir şeyle) görüşmek intercede (for someone) (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) görüşmek keep with (someone or something) v.
biriyle görüşmek associate with someone v.
(biriyle) (bir şeye sahip olmak için) görüşmek bargain with (one) v.
(biriyle) bir şeyi görüşmek bounce something around (with someone) v.
(biriyle) görüşmek için aramak call for (someone) v.
(bir konuda/bir konu hakkında) biriyle iletişim kurmak/görüşmek check with someone (about something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine görüşmek confer on (someone or something) with (one) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında görüşmek confer with (one) about (someone or something) v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine görüşmek confer with (one) on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) biriyle görüşmek consult (with) someone (about someone or something) v.
(bir şeyle) ilgili biriyle görüşmek consult (someone) about (something) v.
biriyle görüşmek contact with someone a link to someone v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında görüşmek converse with someone (about someone or something) v.
biriyle (biri/bir şey) hakkında görüşmek converse (with someone) about someone or something v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında görüşmek converse about (someone or something) with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) görüşmek converse with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) hakkında görüşmek converse with (someone or something) about (someone or something) v.
biriyle biri/bir şey hakkında görüşmek discuss someone or something with someone v.
(biriyle biri/bir şey) hakkında görüşmek discuss (someone or something) with (one) v.
(yakınlardaki biriyle) iletişime geçmek/görüşmek hunt up v.
(biriyle) konuşmak/görüşmek istemek inquire for (one) v.
(biriyle bir konuyu) görüşmek negotiate (with one) about (something) v.
(biriyle bir konuyu) görüşmek negotiate (with one) over (something) v.
Colloquial
biriyle görüşmek be onto somebody v.
Idioms
(biriyle) sonra görüşmek/konuşmak catch (someone) some other time v.
(biriyle) başka zaman görüşmek/konuşmak catch (someone) some other time v.
(biriyle) özel olarak görüşmek closet (someone/oneself) with (someone) v.
birinden son bilgileri almak veya birine son bilgileri vermek için (biriyle) görüşmek touch base (with someone) v.
Slang
(biriyle) sonra görüşmek/konuşmak catch (one) another time v.
(biriyle) başka zaman görüşmek/konuşmak catch (one) another time v.
(biriyle) sonra görüşmek/konuşmak catch (one) later v.
(biriyle) sonra görüşmek/konuşmak catch (one) on the flip side v.
(biriyle) başka zaman görüşmek/konuşmak catch (one) on the flip side v.