Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (biriyle) birlikte olmak | land up with (someone) v. |
Phrasals | (biriyle) birlikte olmak | cohabit with (someone) v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | biriyle para karşılığı birlikte olmak | have sex with someone for money v. |
Phrasals | ||
Phrasals | birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak | match someone (up) (with someone) v. |
Phrasals | birinin (biriyle) çift/birlikte olmasına önayak olmak | and match something (up) (with something) v. |
Phrasals | (biriyle/bir şeyle) birlikte başlatılmış olmak/başlamak | originate with (someone or something) v. |
Colloquial | ||
Colloquial | (biriyle) birlikte olmak/yatmak | be with (one) v. |
Idioms | ||
Idioms | (birini) aşan biriyle birlikte olmak | hit above (one's) weight v. |
Slang | ||
Slang | biriyle para karşılığı birlikte olmak | turn a trick v. |
Slang | siyahi biriyle bir kere birlikte olmak alışkanlık yapar | once you go black, you never go back expr. |