Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | (birini bir şey) hakkında bilgilendirmek | inform (one) about (something) v. | ||
Caesar was informed about their arrival. Sezar onların gelişleri hakkında bilgilendirildi. More Sentences |
||||
Phrasals | (birini bir şey) hakkında bilgilendirmek | inform (one) of (something) v. | ||
The Court will examine the conception and implementation of this plan and will keep Parliament informed of its progress. Mahkeme, bu planın tasarlanmasını ve uygulanmasını inceleyecek ve Parlamentoyu ilerleme hakkında bilgilendirecektir. More Sentences |
||||
Phrasals | (birini bir şey) hakkında bilgilendirmek | run (something) by (one) v. | ||
Phrasals | (birini bir şey) hakkında bilgilendirmek | acquaint (one) with (something) v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | (birini bir şey) hakkında bilgilendirmek | run (something) past (one) v. |