(bir şeyle) uğraşmak

Bedeutungen von dem Begriff "(bir şeyle) uğraşmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrasals
1	Phrasals	(bir şeyle) uğraşmak	contend with (something) v.
This is unfortunately not so, because the Internal Market has to contend with very different things. Ne yazık ki bu böyle değil çünkü İç Pazar çok farklı şeylerle uğraşmak zorunda. More Sentences
2	Phrasals	(bir şeyle) uğraşmak	grapple with (something) v.
The question I've grappled with as a biologist is why. Bir biyolog olarak benim uğraştığım soru "niye". More Sentences
3	Phrasals	(bir şeyle) uğraşmak	fuss (around) with (something) v.
4	Phrasals	(bir şeyle) uğraşmak	tussle with (someone) v.
5	Phrasals	(bir şeyle) uğraşmak	wrestle with (something) v.
Colloquial
6	Colloquial	(bir şeyle) uğraşmak	be up to (something) v.
Idioms
7	Idioms	(bir şeyle) uğraşmak	be in the throes of v.
Slang
8	Slang	(bir şeyle) uğraşmak	phutz with (something) v.
9	Slang	(bir şeyle) uğraşmak	futz (around) with (something) v.

Bedeutungen, die der Begriff "(bir şeyle) uğraşmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 26 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrasals
1	Phrasals	(biriyle veya bir şeyle) uğraşmak	bother with (someone or something) v.
Don't bother with that. Onunla uğraşma. More Sentences
General
2	General	bir şeyle uğraşmak	cope with v.
3	General	bir şeyle uğraşmak	twiddle v.
4	General	(bir şeyle) hobi olarak uğraşmak	be unpaid v.
5	General	bir şeyle coşkulu şekilde uğraşmak	plough into v.
Phrasals
6	Phrasals	(biriyle veya bir şeyle) uğraşmak	bother with someone or something v.
7	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) uğraşmak	cope with (someone or something) v.
8	Phrasals	biriyle/bir şeyle uğraşmak	fuss (around) with someone or something v.
9	Phrasals	bir şeyle uğraşmak	grapple with something v.
10	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) uğraşmak	pick on (someone or something) v.
11	Phrasals	(bir şeyle) uğraşmak/uğraşıp durmak	work away (at something) v.
Proverb
12	Proverb	bildiğin/aşina olduğun bir şeyle uğraşmak bilmediğin bir şeyin riskine girmekten daha kolaydır	better the devil you know
13	Proverb	bildiğin/aşina olduğun bir şeyle uğraşmak bilmediğin bir şeyin riskine girmekten daha kolaydır	better the devil you know (than the devil you don't)
14	Proverb	bildiğin/aşina olduğun bir şeyle uğraşmak bilmediğin bir şeyin riskine girmekten daha kolaydır	better the devil you know than the one you don't know
Colloquial
15	Colloquial	bir şeyle uğraşmak	screw around v.
16	Colloquial	(birini bir şeyle) uğraşmak zorunda bırakmamak	spare (one) (something) v.
Idioms
17	Idioms	bir şeyle uğraşmak/oynamak	mess about with v.
18	Idioms	bir şeyle uğraşmak/oynamak	monkey about with (someone or something) v.
19	Idioms	bir defada birçok şeyle birden uğraşmak yerine, odaklanacak tek bir önemli konu seçmek	pick one's battles v.
20	Idioms	bir şeyle uğraşmak	hot on something v.
21	Idioms	bir şeyle uğraşmak	be in the middle of (something or some place) v.
22	Idioms	(bir şeyle kendisi) uğraşmak	take (something) into (one's) own hands v.
23	Idioms	nafile/beyhude bir şeyle uğraşmak	wrestle with a pig v.
24	Idioms	nafile/beyhude bir şeyle uğraşmak	milk the pigeon [obsolete] v.
25	Idioms	bir şeyle/bir şey yapmakla uğraşmak	be in the middle of something/of doing something v.
26	Idioms	olmayacak bir şeyle uğraşmak	go down a blind alley v.