Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | şehrin sınırları | city limits n. | ||
Tom doesn't actually live within Boston city limits. Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor. More Sentences |
||||
General | şehrin sınırları | city limit n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Speaking | ||
Speaking | aslında şehrin sınırları dışında | it's outside the city proper expr. |