Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ön sıra | front row n. | ||
We do not need any cheap seats in the front row, as long as the ultimate performance is worth watching. Nihai performans izlemeye değer olduğu sürece ön sırada ucuz koltuklara ihtiyacımız yok. More Sentences |
||||
General | ön sıra | forefront n. | ||
Military | ||||
Military | ön sıra | van n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | peşi sıra anlamına gelen ön ek | post- pref. |
Idioms | ||
Idioms | ön sıra/önlerde yer | a ringside seat n. |
Idioms | ön sıra/önlerde yer | a ringside view n. |
Politics | ||
Politics | (ingiltere'de) avam kamarasında konuşmacının sağ tarafında kalan ön sıra | treasury bench n. |
Automotive | ||
Automotive | bölünmüş sıra tipi ön koltuk | split bench seat n. |
Religious | ||
Religious | (kilisede) protokol için ayrılmış ön sıra | stall n. |
Military | ||
Military | yürüyüş hattının sağa veya sola dönük olup ön ve arka sıra yan yana yürüyecek şekilde ilerlemesi | file marching n. |