Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ölü beden | dead n. | ||
Tom couldn't bear to look at Mary's dead body. Tom, Mary'nin ölü bedenine bakmaya dayanamıyordu. More Sentences |
||||
Slang | ||||
Slang | ölü beden | landowner n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | ölü beden ve kemiklerin konulduğu yer | charnel-house n. |
Colloquial | ||
Colloquial | (ölü beden ve kemikleri) gömüldüğü yerden çıkarmak | uncharnel v. |
Colloquial | (ölü beden ve kemikleri) gömüldüğü yerden çıkarmak | uncharnelled adj. |
Slang | ||
Slang | yerin altına gömülmüş ölü beden | landowner [old-fashioned] n. |
Slang | mezardaki ölü beden | landowner [old-fashioned] n. |