çıkmamak - Türkisch Englisch Wörterbuch

çıkmamak

Bedeutungen von dem Begriff "çıkmamak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çıkmamak cleave v.
Phrasals
çıkmamak remain on v.
Idioms
çıkmamak dead end v.

Bedeutungen, die der Begriff "çıkmamak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 81 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
akıldan çıkmamak haunt v.
Tom's face haunts me.
Tom'un yüzü aklımdan çıkmıyor.

More Sentences
dışarı çıkmamak stay in v.
It is better to stay in than go out.
Evde kalmak dışarı çıkmaktan daha iyidir.

More Sentences
aklından çıkmamak haunt v.
Sami is haunted by a terrible moment in his past.
Sami'nin geçmişindeki korkunç bir an aklından çıkmıyor.

More Sentences
dışarı çıkmamak stay indoor v.
Catherine stayed indoors because it was raining.
Catherine yağmur yağdığı için dışarı çıkmadı.

More Sentences
gıkı çıkmamak keep mum v.
umduğu gibi çıkmamak fall short of v.
birisinin sözünden çıkmamak be tied to someone's apron strings v.
gıkı çıkmamak not to object v.
ses çıkmamak get no news from v.
sabaha çıkmamak not to live till the morning v.
ses çıkmamak get no news v.
ses çıkmamak not to be heard v.
dışarı çıkmamak stop in v.
-den kazançlı çıkmamak get the worst of v.
hiç aklından çıkmamak haunt v.
hiç aklından çıkmamak obsess v.
acısı içinden çıkmamak rankle v.
sıkıştığı yerden çıkmamak box in v.
sıkıştığı yerden çıkmamak box up v.
karşı çıkmamak acquiesce v.
telefonlara çıkmamak avoid phone calls v.
telefona çıkmamak avoid phone calls v.
sahip çıkmamak disown v.
akıldan çıkmamak linger v.
akıldan çıkmamak revolve v.
mahkemeye çıkmamak skip bail v.
Phrasals
(birinin) yoluna çıkmamak steer away from (someone or something) v.
(bir şeyin/yerin) dışına çıkmamak keep within (something or some place) v.
(bir şeyin/yerin) dışına çıkmamak keep within (something or some place) v.
bir şeyden çıkmamak keep within something v.
'-e karşı çıkmamak acquiesce to v.
dışarı çıkmamak keep inside v.
yoluna çıkmamak keep out (of something) v.
(bir yerden) çıkmamak keep to (something) v.
dışına çıkmamak keep within v.
kafasından çıkmamak play over v.
(bir şeyin) altından çıkmamak stay under (something) v.
Colloquial
haber çıkmamak not to hear anything (from/about) v.
Idioms
çıt çıkmamak not hear a dicky bird [uk] v.
ses seda çıkmamak not hear a dicky bird [uk] v.
çıtı çıkmamak not say a dicky bird [uk] v.
çalıştığı yerden çıkmamak take the ball before the bound v.
(araba sürerken) yoldan çıkmamak keep it between the ditches v.
şeridinden çıkmamak keep it between the ditches v.
yoldan çıkmamak keep it between the ditches v.
ucuza çıkmamak not come cheap v.
(bir fikre, düşünceye, öneriye, bulguya) arka çıkmamak not agree with (someone or something) v.
arkadaş arasına çıkmamak not show one's face v.
birisinin yoluna çıkmamak leave the field clear for somebody v.
gıkı çıkmamak sit still for something v.
gıkı çıkmamak not to make a peep v.
geç saatlere kadar yatakta çıkmamak have a lie-in v.
sonuç çıkmamak turned out to be hot air v.
sesi soluğu çıkmamak haven't seen hide nor hair of v.
(birinin) akından çıkmamak come back to haunt (one) v.
(birinin) akından çıkmamak return to haunt (one) v.
(birinin) ağzından laf çıkmamak not pass (one's) lips v.
(birinden) laf çıkmamak not pass (one's) lips v.
ağzından laf çıkmamak not pass your lips v.
laf çıkmamak not pass your lips v.
yataktan çıkmamak lie in [us] v.
cezasına karşı gelmemek/çıkmamak kiss the rod v.
sesi/çıtı çıkmamak be (as) quiet as a mouse v.
öne çıkmamak be off the radar v.
birinin blöfüne karşı çıkmamak call somebody's bluff v.
belli bir grubun/zümrenin dışına çıkmamak circle the wagons v.
genel kuralların dışına çıkmamak fall into line v.
genel kuralların dışına çıkmamak fall in line v.
sesi soluğu çıkmamak haven't seen hide nor hair of someone/something v.
(birinin) yoluna çıkmamak leave the field clear for (one) v.
arkadaş arasına çıkmamak not show face v.
akından çıkmamak return to haunt v.
gıkı çıkmamak sit still for v.
yoluna çıkmamak stay out of the way v.
yoluna çıkmamak stay out of one's way v.
Speaking
çıt çıkmamak there be not a sound to be heard v.
Trade/Economic
sahip çıkmamak disclaim v.
Law
mahkeme huzuruna çıkmamak make default v.
suçlamaya karşılık vermek için mahkemeye çıkmamak bail v.
suçlamaya karşılık vermek için mahkemeye çıkmamak forfeit bail v.
Slang
en ufak bir ses duymamak/çıkmamak not hear a dicky bird v.