1 |
warmer |
daha sıcak |
adj. |
|
- Sweet citruses require a warmer climate.
- Tatlı turunçgiller daha sıcak bir ortama ihtiyaç duyar.
- Sweet citruses require a warmer climate.
- Tatlı turunçgiller daha sıcak bir iklime ihtiyaç duyar.
- A warmer climate would be nice.
- Daha sıcak bir ortam olsa güzel olurdu.
- A warmer climate would be nice.
- Daha sıcak bir ortam olsa iyi olurdu.
- A warmer climate would be nice.
- Daha sıcak bir ortam iyi olurdu.
- Sweet citruses require a warmer climate.
- Tatlı turunçgiller daha sıcak bir iklim gerektirir.
- I feel warmer already.
- Şimdiden daha sıcak hissediyorum.
- Some birds migrate to warmer regions in the winter.
- Bazı kuşlar kışın daha sıcak bölgelere göç ederler.
- Today's a bit warmer than usual.
- Bugün her zamankinden biraz daha sıcak.
- I wish it were a little warmer.
- Keşke daha sıcak olsa.
- It is warmer today than yesterday.
- Bugün dünden daha sıcak.
- I need to go change into something warmer.
- Gidip daha sıcak bir şeyler giymeliyim.
- He moved to a warmer place for the sake of his health.
- Sağlığı için daha sıcak bir yere taşındı.
- It becomes warmer day after day.
- Günden güne daha sıcak oluyor.
- The climate of Kochi is warmer than that of Kyoto.
- Kochi'nin iklimi Kyoto'nunkinden daha sıcaktır.
- It will become much warmer in March.
- Mart ayında hava çok daha sıcak olacak.
- Our stork flew away to warmer countries.
- Bizim leylek daha sıcak ülkelere uçtu.
- It's much warmer today.
- Bugün hava çok daha sıcak.
- We could have our tea in the garden, were it a little warmer.
- Biraz daha sıcak olsaydı çayımızı bahçede içebilirdik.
- It is becoming warmer day by day.
- Gün geçtikçe daha sıcak oluyor.
- It's a lot warmer today than it was yesterday.
- Bugün hava düne göre çok daha sıcak.
- You should put on warmer clothes.
- Daha sıcak tutan giysiler giymelisin.
- I guess I'd better change into something warmer.
- Sanırım daha sıcak bir şeyler giysem iyi olacak.
- I prefer warmer weather.
- Daha sıcak havayı tercih ediyorum.
- I'd like to live in a warmer climate.
- Ben daha sıcak bir iklimde yaşamak istiyorum.
- He moved to a warmer place for the sake of his health.
- O sağlığı için daha sıcak bir yere taşındı.
- During the day it is warmer than at night.
- Gündüzleri geceden daha sıcak olur.
- Today's a bit warmer than usual, isn't it?
- Bugün her zamankinden biraz daha sıcak, değil mi?
- In Autumn, many birds fly to warmer countries.
- Sonbaharda birçok kuş daha sıcak ülkelere uçar.
- It will be warmer tomorrow.
- Yarın hava daha sıcak olacak.
- Some birds migrate to warmer regions in the winter.
- Bazı kuşlar kışın daha sıcak bölgelere göç eder.
- I need to go change into something warmer.
- Daha sıcak bir şeyler giymeliyim.
- It's warmer.
- Hava daha sıcak.
- She moved to a warmer place for the sake of her health.
- Sağlığı için daha sıcak bir yere taşındı.
- I'd like to live in a warmer climate.
- Daha sıcak bir iklimde yaşamak isterdim.
- Tomorrow will be warmer.
- Yarın daha sıcak olacak.
- I wish it were a little warmer.
- Keşke hava biraz daha sıcak olsaydı.
- In Autumn, many birds fly to warmer countries.
- Sonbaharda, birçok kuş daha sıcak ülkelere uçar.
- It's become warmer today.
- Bugün daha sıcak oldu.
- It has become much warmer.
- Hava çok daha sıcak oldu.
- Tomorrow will be even warmer than today.
- Yarın bugünden daha sıcak olacak.
- It's a lot warmer today than it was yesterday.
- Bugün hava dünden daha sıcak.
- Today's a bit warmer than usual, wouldn't ya say?
- Bugün her zamankinden biraz daha sıcak, değil mi?
- It's much warmer today.
- Bugün çok daha sıcak.
- It is warmer today than yesterday.
- Bugün hava düne göre daha sıcak.
- Put this jacket on, and you'll be much warmer.
- Bu ceketi giyersen çok daha sıcak olursun.
- Mittens are warmer than gloves.
- Tek parmaklı eldivenler eldivenlerden daha sıcaktır.
- It's going to get warmer soon.
- Yakında daha sıcak olacak.
- I prefer warmer weather.
- Daha sıcak havaları tercih ederim.
- I'll postpone my trip to Scotland until it's warmer.
- Havalar daha sıcak oluncaya kadar seyahatimi erteleyeceğim.
- It will get warmer soon.
- Yakında hava daha sıcak olacak.
Show More (49)
|
2 |
warmer |
sıcak |
adj. |
|
- That is why it is absolutely essential to deal with the fallen timber before the warmer weather arrives.
- Bu nedenle, sıcak havalar gelmeden önce düşen kerestelerle ilgilenmek kesinlikle elzemdir.
- It will get warmer and warmer.
- Hava gittikçe sıcak olacak.
- Our stork flew away to warmer countries.
- Bizim leylek sıcak ülkelere uçtu gitti.
- It will become much warmer in March.
- Mart ayında hava daha da sıcak olacak.
Show More (1)
|
3 |
warmer |
ısıtıcı |
n. |
|
- Where are my leg warmers?
- Bacak ısıtıcılarım nerede?
- Warmer waters harm coral reefs and alter the distribution, abundance, and productivity of many marine species.
- Isıtıcı sular, mercan resiflerine zarar verir ve birçok deniz türünün verimini, bolluğunu ve üretkenliğini değiştirir.
Show More (-1)
|