|
- It does not strictly do anything apart from altering the taste.
- Tadını değiştirmek dışında kesinlikle hiçbir şey yapmaz.
- Complementarity in this form leaves a nasty taste in my mouth.
- Bu formdaki tamamlayıcılık ağzımda kötü bir tat bırakıyor.
- Lastly, the document as a whole leaves a nasty taste in the mouth.
- Son olarak, belge bir bütün olarak ağızda kötü bir tat bırakıyor.
- Lastly, the document as a whole leaves a nasty taste in the mouth.
- Son olarak, belge bir bütün olarak ağızda kötü bir tat bırakmaktadır.
- The event changed the taste of everything in my life, but I knew that a good human being is a living one.
- Bu olay hayatımdaki her şeyin tadını değiştirdi ama iyi bir insanın yaşayan bir insan olduğunu biliyordum.
- Complementarity in this form leaves a nasty taste in my mouth.
- Bu haliyle tamamlayıcılık ağzımda kötü bir tat bırakıyor.
- We have also had a taste of Russian isolation.
- Rusya'nın izolasyonunun da tadına vardık.
- It's only now we truly feel the taste of freedom and independence.
- Özgürlüğün ve bağımsızlığın tadını ancak şimdi sahiden alıyoruz.
- Do you like the taste of beer?
- Biranın tadını sever misin?
- That experience left a bad taste in my mouth.
- O deneyim ağzımda kötü bir tat bıraktı.
- Umami is the fifth taste.
- Beşinci tat duygusu umamidir.
- Tom didn't like the taste.
- Tom tadını sevmedi.
- I don't like the taste of alcohol.
- Ben alkolün tadını beğenmiyorum.
- Mario prefers the taste of the sugar apple.
- Mario elma şekerinin tadını tercih ediyor.
- I don't like the taste.
- Tadını sevmedim.
- It's difficult to describe the taste of human flesh.
- İnsan etinin tadını tanımlamak zordur.
- If you have complaints about the taste of my cooking, you could start to make it yourself starting tomorrow.
- Yemeklerimin tadından şikayetçiyseniz, yarından itibaren kendiniz yapmaya başlayabilirsiniz.
- I like the unique taste of salted caramel.
- Tuzlu karamelin eşsiz tadını seviyorum.
- My little sister doesn't like the taste of cottage cheese.
- Küçük kardeşim süzme peynirin tadını sevmiyor.
- I don't like the taste of lady's finger.
- Kedi dili tatlısının tadını sevmiyorum.
- Some people think that lychees taste like grapes.
- Bazı insanlar liçi meyvesinin tadının üzüm gibi olduğunu düşünüyor.
- I hate the taste of alcohol.
- Alkolün tadından nefret ediyorum.
- My brother doesn't like the taste of sea urchin.
- Kardeşim deniz kestanesinin tadını sevmez.
- Once you get the taste for gambling, it's hard to give it up.
- Kumarın tadını bir kez aldın mı, bırakması zordur.
- The orange left a strange taste in my mouth.
- Portakal ağzımda garip bir tat bıraktı.
- I love the taste of mushrooms.
- Ben mantarların tadını severim.
- She wondered what his lips would taste like.
- Onun dudaklarının tadının nasıl olduğunu merak etti.
- I hate the taste of my saliva after eating chocolate.
- Çikolata yedikten sonra tükürüğümün tadından nefret ediyorum.
- Try the soup and add salt according to taste.
- Çorbayı deneyin ve tadına göre tuz ekleyin.
- From personal experience, I know that any encounter with him will leave a bad taste in your mouth.
- Kişisel tecrübelerime dayanarak, onunla karşılaştığınızda ağzınızda kötü bir tat bırakacağını biliyorum.
- I like the taste of lemon water.
- Limonlu suyun tadını seviyorum.
- I don't like the taste of lady's finger.
- Hint bamyasının tadından hoşlanmam.
- The gum has lost its taste.
- Sakız tadını kaybetti.
- Garlic is used to improve the taste of food.
- Sarımsak, yemeklerin tadını iyileştirmek için kullanılır.
- Tom said he didn't like the taste of beer.
- Tom biranın tadını sevmediğini söyledi.
- I don't like the taste.
- Tadını sevmiyorum.
- Whoever can listen to butterflies laughing can also know how clouds taste.
- Kelebeklerin gülüşünü dinleyebilen, bulutların tadını da bilir.
- Whoever can listen to butterflies laughing can also know how clouds taste.
- Kelebeklerin kahkahasını dinleyebilen biri, bulutların tadını da bilir.
- My brother doesn't like the taste of sea urchin.
- Erkek kardeşim deniz kestanesinin tadını sevmez.
- I can't distinguish the taste.
- Tatlarını pek seçemiyorum.
- I don't like the taste of alcohol.
- Alkolün tadını sevmiyorum.
- I don't like the taste of this.
- Bunun tadını sevmiyorum.
- Hunger makes anything taste good.
- Açlık her şeyin tadını güzelleştirir.
- Do you like the taste of truffle?
- Yer mantarının tadını sever misin?
- My little sister doesn't like the taste of cottage cheese.
- Küçük kız kardeşim süzme peynirin tadını sevmez.
- I don't like the taste of this.
- Bunun tadını sevmedim.
- I hate the taste of alcohol.
- Alkolün tadından nefret ederim.
- It's a matter of taste.
- Bu bir tat meselesi.
- He was curious about how it would taste, so he took a small bite.
- Onun tadının nasıl olacağı hakkında meraklıydı, bu yüzden küçük bir ısırık aldı.
- It's difficult to describe the taste of human flesh.
- İnsan etinin tadını tarif etmek zor.
- From personal experience, I know that any encounter with him will leave a bad taste in your mouth.
- Kişisel deneyimlerimden, onunla tartışmanın ağzında kötü bir tat bırakacağını biliyorum.
- According to the old man I met yesterday, cockroaches can be eaten and don't taste all that bad.
- Dün tanıştığım yaşlı adama göre hamamböcekleri yenebilir ve tatları o kadar da kötü değilmiş.
- That experience left a bad taste in my mouth.
- Bu deneyim ağzımda kötü bir tat bıraktı.
- She wondered how his lips would taste.
- Onun dudaklarının tadının nasıl olduğunu merak etti.
- It is said that the taste of love is bitter.
- Aşkın tadının acı olduğu söylenir.
- He was curious about how it would taste, so he took a small bite.
- Tadının nasıl olacağını merak ediyordu, bu yüzden küçük bir ısırık aldı.
- I like the taste of watermelon.
- Karpuzun tadını severim.
- I like the unique taste of salted caramel.
- Tuzlu karamelin eşsiz tadını severim.
- Why don't you try a taste of this?
- Neden bunun tadını denemiyorsun?
- I love the taste of mushrooms.
- Mantarın tadına bayılırım.
- I like the taste of lemon water.
- Limonlu suyun tadını beğeniyorum.
Show More (58)
|
