Tureng - talkative - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	talkative	konuşkan	adj.
	Tom isn't as talkative as he used to be. Tom eskisi kadar konuşkan değil. I didn't think Tom would be so talkative. Tom'un bu kadar konuşkan olacağını düşünmemiştim. You're very talkative, aren't you? Çok konuşkansın, değil mi? After the second glass of wine, Tom became talkative. İkinci kadeh şaraptan sonra Tom konuşkan oldu. Pat is very talkative. Pat, çok konuşkandır. Tom became very talkative. Tom çok konuşkan oldu. You're talkative. Sen konuşkansın. He is a bit of talkative. O biraz konuşkan. Tom is as talkative as ever. Tom her zamanki gibi konuşkan. Tom wasn't talkative, but Mary was. Tom konuşkan değildi ama Mary öyleydi. Tom never was very talkative. Tom hiç konuşkan değildi. Tom isn't very talkative. Tom çok konuşkan değil. Tom wasn't very talkative this afternoon. Tom bu öğleden sonra pek konuşkan değildi. Tom is very talkative. Tom çok konuşkandır. Tom is talkative. Tom konuşkandır. George is quite talkative. George, oldukça konuşkandır. You're talkative, aren't you? Konuşkansın, değil mi? I'm not as talkative as you. Ben senin kadar konuşkan değilim. Tom is one of the most talkative people I know. Tom tanıdığım en konuşkan insanlardan biri. Tom was talkative. Tom çok konuşkandı. Tom isn't talkative. Tom konuşkan değildir. I don't trust talkative people. Konuşkan insanlara güvenmiyorum. My roommate is too talkative. Oda arkadaşım çok konuşkan. Tom is a talkative child. Tom konuşkan bir çocuktur. I was talkative. Ben konuşkandım. I know Tom is talkative. Tom'un konuşkan biri olduğunu biliyorum. Tom used to be talkative. Tom eskiden konuşkandı. Tom wasn't very talkative. Tom pek konuşkan değildi. You're really talkative tonight. Bu gece sahiden çok konuşkansın. Tom is as talkative as his father. Tom da babası kadar konuşkan. Tom never was very talkative. Tom hiçbir zaman çok konuşkan olmadı. I was talkative. Konuşkan biriydim. I know that Tom is talkative. Tom'un konuşkan olduğunu biliyorum. The boy certainly wasn't talkative. Çocuk kesinlikle konuşkan değildi. Tom is extremely talkative. Tom son derece konuşkan. He is a bit of talkative. O biraz konuşkandır. You always seem very talkative. Her zaman çok konuşkan görünüyorsun. She is a talkative person. Konuşkan bir insan. Tom is talkative, but Mary isn't. Tom konuşkan ama Mary değil. We should be more talkative. Daha konuşkan olmalıyız. I'm not usually this talkative. Genelde bu kadar konuşkan değilimdir. Tom was quite talkative last night. Tom dün gece oldukça konuşkandı. You're unusually talkative tonight. Bu gece alışılmadık derecede konuşkansın. I never was very talkative. Ben asla çok konuşkan değildim. Tom was talkative. Tom konuşkandı. Tom isn't talkative, but Mary is. Tom konuşkan değildir ama Mary konuşkandır. Tom is quite talkative. Tom oldukça konuşkan. I don't trust talkative people. Konuşkan insanlara güvenmem. I do not trust talkative people. Konuşkan insanlara güvenmem. Tom was very talkative, wasn't he? Tom çok konuşkandı, değil mi? Tom wasn't feeling particularly talkative. Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu. Tom said that Mary was talkative. Tom, Mary'nin konuşkan olduğunu söyledi. Tom was very talkative last night. Tom dün gece çok konuşkandı. Tom is a talkative person. Tom konuşkan bir insan. My friend is a talkative person. Arkadaşım konuşkan bir insandır. You're more talkative than most of Tom's other friends, aren't you? Sen Tom'un diğer arkadaşlarının çoğundan daha konuşkansın, değil mi? I know Tom is talkative. Tom'un konuşkan olduğunu biliyorum. My friend is a talkative person. Arkadaşım konuşkan biridir. Sometimes the silence is more talkative than the speech. Bazen sessizlik konuşmadan daha konuşkandır. He is a bit of talkative. Biraz konuşkan. During the second glass, he became talkative. İkinci kadehte konuşkanlaştı. Tom is quite talkative, isn't he? Tom çok konuşkan, değil mi? Tom wasn't very talkative. Tom çok konuşkan değildi. Tom is as talkative as ever. Tom her zamanki kadar konuşkan. He got drunk and became talkative. Sarhoş oldu ve konuşkanlaştı. He is as talkative as ever. Her zamanki gibi konuşkan. Tom isn't talkative. Tom konuşkan değil. Tom is very talkative, isn't he? Tom çok konuşkan, değil mi? You're talkative, aren't you? Sen konuşkansın, değil mi? Tom is always talkative, isn't he? Tom her zaman konuşkandır, değil mi? Tom wasn't very talkative this afternoon. Tom bu öğleden sonra çok konuşkan değildi. You're really talkative tonight, aren't you? Bu gece çok konuşkansın, değil mi? Tom is a talkative child. Tom konuşkan bir çocuk. Tom was very talkative. Tom çok konuşkandı. Tom and Mary are both talkative, aren't they? Tom ve Mary çok konuşkanlar, değil mi? She's not talkative. Konuşkan değil. Tom is as talkative as his father. Tom babası kadar konuşkandır. You're more talkative than most of Tom's friends. Tom'un çoğu arkadaşından daha konuşkansın. She's not talkative. O konuşkan değil. You're more talkative than most of Tom's other friends, aren't you? Tom'un diğer arkadaşlarından daha konuşkansın, değil mi? I'm not as talkative as you. Senin kadar konuşkan değilim. Tom isn't very talkative. Tom pek konuşkan değildir. I never was very talkative. Hiçbir zaman çok konuşkan olmadım. Tom is always talkative. Tom her zaman konuşkandır. Tom is as talkative as his father. Tom da babası kadar konuşkandır. Tom got drunk and became very talkative. Tom sarhoş oldu ve çok konuşkanlaştı. Tom wasn't talkative. Tom konuşkan değildi. Tom is always talkative, isn't he? Tom sürekli konuşkan değil mi? Tom wasn't feeling particularly talkative. Tom kendini pek konuşkan hissetmiyordu. I know that Tom is talkative. Tom'un konuşkan biri olduğunu biliyorum. Tom isn't talkative, but Mary is. Tom konuşkan değil ama Mary öyle. Tom is always talkative. Tom her zaman konuşkan. I'm not usually this talkative. Ben genellikle bu kadar konuşkan değilim. You're really talkative tonight, aren't you? Bu gece gerçekten konuşkansın, değil mi? Tom is talkative, isn't he? Tom konuşkan, değil mi? Tom is quite talkative, isn't he? Tom oldukça konuşkan, değil mi? You're very talkative tonight. Bu gece çok konuşkansın. Show More (94)
2	talkative	geveze	adj.
	You're talkative. Sen gevezesin. Tom was very talkative. Tom çok gevezeydi. Tom is talkative, but Mary isn't. Tom gevezedir ama Mary değildir. You're more talkative than most of Tom's friends. Tom'un arkadaşlarının çoğundan daha gevezesin. Pat is very talkative. Pat, çok geveze. Tom got drunk and became very talkative. Tom sarhoş oldu ve çok geveze bir hale geldi. You're unusually talkative tonight. Bu gece aşırı derecede gevezesin. You're very talkative tonight. Bu gece çok gevezesin. George is quite talkative. George, oldukça gevezedir. Tom used to be talkative. Tom gevezeydi. George is quite talkative. George, hayli geveze. Tom isn't as talkative as he used to be. Tom eskiden olduğu kadar geveze değil. I do not trust talkative people. Ben geveze insanlara güvenmiyorum. Sometimes the silence is more talkative than the speech. Bazen sessizlik konuşmadan daha gevezedir. My roommate is too talkative. Oda arkadaşım çok gevezedir. Tom is as talkative as his father. Tom da babası gibi geveze. He is a bit of talkative. O biraz gevezedir. I know Tom is talkative. Tom'un geveze olduğunu biliyorum. I don't trust talkative people. Ben geveze insanlara güvenmiyorum. He is as talkative as ever. O, her zamanki kadar geveze. You always seem very talkative. Sen her zaman çok geveze görünüyorsun. Tom is very talkative. Tom çok geveze. Tom is talkative. Tom geveze. I know that Tom is talkative. Tom'un geveze olduğunu biliyorum. Tom wasn't talkative, but Mary was. Tom geveze değildi ama Mary gevezeydi. Show More (22)
3	talkative	çenesi düşük	adj.
	I know that Tom is talkative. Tom'un çenesi düşük biri olduğunu biliyorum. I know Tom is talkative. Tom'un çenesi düşük biri olduğunu biliyorum. Show More (-1)