stub - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
stub vurmak v.
  • Tom stubbed his toe.
  • Tom ayak parmağını vurdu.
  • The thief stubbed his toe on the door.
  • Hırsız ayak parmağını kapıya vurdu.
Show More (-1)
stub izmarit n.
  • Layla had multiple stub wounds to her back.
  • Leyla'nın sırtında birden fazla izmarit yarası vardı.
Show More (-2)
stub çarparak incitmek (ayak parmağını) v.
  • The thief stubbed his toe on the door.
  • Hırsız ayak parmağını kapıya çarparak incitti.
Show More (-2)
stub (sigara) söndürmek v.
  • Layla had multiple stub wounds to her back.
  • Layla'nın sırtında çok sayıda sigara söndürme yarası vardı.
Show More (-2)