|
- Lives have been wasted and innocent blood has been spilled in a bout of violence that we can only condemn.
- Sadece kınayabileceğimiz bir şiddet olayında hayatlar heba edilmiş ve masum kanı dökülmüştür.
- While I was daydreaming about this over a coffee this morning, I spilt my drink on my trousers.
- Bu sabah kahve eşliğinde bunları hayal ederken içeceğimi pantolonuma döktüm.
- I've been spilling my guts to you after a hard blow.
- Ağır bir darbeden sonra içimi size döküyordum.
- Tom spilled his drink, so I bought him another one.
- Tom içkisini döktü, ben de ona bir tane daha aldım.
- I've been spilling my guts to you after a hard blow.
- Aldığım ağır bir darbenin ardından sana içimi döktüm.
- Tom spilled his drink, so I bought him another one.
- Tom içkisini döktü, bu yüzden ona bir tane daha aldım.
- He's spilled more blood for freedom than you ever will.
- O, özgürlük için senin asla dökemeyeceğin kadar çok kan döktü.
- Tom spilled some wine on his shirt.
- Tom gömleğine biraz şarap döktü.
- All of the milk was spilled.
- Sütün hepsi döküldü.
- Are you the one who spilled the paint?
- Boyayı döken sen misin?
- You've spilt your coffee.
- Kahvenizi dökmüşsünüz.
- The flight attendant accidentally spilled some hot coffee on Tom.
- Uçuş görevlisi yanlışlıkla Tom'un üzerine biraz sıcak kahve döktü.
- Tom spilled wine on his shirt.
- Tom gömleğinin üzerine şarap döktü.
- Tom was really careful not to spill the coffee.
- Tom kahveyi dökmemek için çok dikkatliydi.
- I spilled the milk.
- Ben sütü döktüm.
- The flight attendant accidentally spilled some hot coffee on Tom.
- Uçuş görevlisi kazayla Tom'un üzerine sıcak kahve döktü.
- Tom spilled red wine all over Mary's white dress.
- Tom, Mary'nin beyaz kıyafetinin üzerine baştan aşağı kırmızı şarap döktü.
- She spilled her drink all over my dress.
- İçkisini elbisemin üzerine döktü.
- Don't spill your wine on the upholstery.
- Şarabını döşemeye dökme.
- You spilled some ketchup on your tie.
- Kravatına ketçap dökmüşsün.
- Be careful not to spill gasoline when filling the tank on your lawn mower.
- Çim biçme makinenizin deposunu doldururken benzin dökmemeye dikkat edin.
- I spilled my wine.
- Şarabımı döktüm.
- Tom spilled soup on his shirt.
- Tom gömleğine çorba döktü.
- Tom is being very careful not to spill any gasoline.
- Tom benzin dökmemek için çok dikkatli davranıyor.
- Don't spill your wine on the upholstery.
- Şarabınızı döşemeye dökmeyin.
- I almost spilled my coffee.
- Neredeyse kahvemi döküyordum.
- Tom spilled his drink on himself.
- Tom içkisini kendi üstüne döktü.
- I almost spilled the coffee on my keyboard.
- Neredeyse kahveyi klavyeme döküyordum.
- I spilled coffee on your tablecloth.
- Masa örtüne kahve döktüm.
- Who spilled the ink on the floor?
- Mürekkebi yere kim döktü?
- How much oil has actually been spilled?
- Aslında ne kadar petrol dökülmüş?
- You've spilt your coffee.
- Kahvenizi döktünüz.
- Tom spilled soup on his shirt.
- Tom gömleğinin üstüne çorba döktü.
- I spilled the milk.
- Sütü döktüm.
- The boy spilled the ink, but he didn't mean to.
- Çocuk mürekkebi döktü ama böyle olsun istemedi.
- Tom spilled ink on the desk.
- Tom masanın üzerine mürekkep döktü.
- Tom was really careful not to spill the coffee.
- Tom kahveyi dökmemek için gerçekten dikkatliydi.
- Tom suspected Mary was the one who had spilled coffee on his computer.
- Tom bilgisayarına kahve döken kişinin Mary olduğundan şüphelenmektedir.
- I nearly spilled my coffee on the keyboard.
- Neredeyse kahvemi klavyeye döküyordum.
- I almost spilled the coffee on my keyboard.
- Kahveyi neredeyse klavyeme döküyordum.
- Tom spilled coffee on himself.
- Tom kendi üstüne kahve döktü.
- The boy spilled the ink, but he didn't mean to.
- Çocuk mürekkebi döktü ama bunu isteyerek yapmadı.
- Tom suspected Mary was the one who had spilled coffee on his computer.
- Tom, bilgisayarına kahve döken kişinin Mary olduğundan şüphelendi.
- You spilled your coffee.
- Kahveni dökmüşsün.
- Don't spill the soup.
- Çorbayı dökme.
- Tom bumped into Mary and spilled his drink on her.
- Tom Mary'ye çarptı ve içkisini üzerine döktü.
- You've spilled your coffee.
- Kahvenizi dökmüşsünüz.
- Tom spilled red wine all over Mary's white dress.
- Tom, Mary'nin beyaz elbisesinin her yerine kırmızı şarap döktü.
- Tom spilled a little wine on his shirt.
- Tom gömleğine biraz şarap döktü.
- The flight attendant accidentally spilled some hot coffee on Tom.
- Uçuş görevlisi kazara Tom'un üstüne biraz sıcak kahve döktü.
- I spilled my drink.
- İçkimi döktüm.
- I spilled my drink.
- Ben içkimi döktüm.
- If you spill boiling water, you can easily scald yourself.
- Eğer kaynar su dökerseniz, kolayca haşlanabilirsiniz.
- I'm afraid I spilled coffee on the tablecloth.
- Korkarım masa örtüsüne kahve döktüm.
- She spilled coffee on the table.
- Kahveyi masanın üzerine döktü.
- How much oil has spilled so far?
- Şimdiye kadar ne kadar petrol döküldü?
- He admitted to spilling the red wine.
- Kırmızı şarabı döktüğünü itiraf etti.
- Tom spilled the milk.
- Tom sütü döktü.
- I accidentally spilled the milk.
- Yanlışlıkla sütü döktüm.
- Tom almost spilled his coffee.
- Tom neredeyse kahvesini döküyordu.
- How much oil has actually been spilled?
- Gerçekte ne kadar petrol döküldü?
- The pen is spilling ink.
- Kalem mürekkep döküyor.
- Tom spilled the can of blue paint on the white carpet.
- Tom mavi boya kutusunu beyaz halının üzerine döktü.
- I'll try not to spill anything.
- Bir şey dökmemeye çalışacağım.
- I spilled some fruit juice on my new shirt.
- Yeni gömleğime biraz meyve suyu döktüm.
- Tom spilled some red wine on his white shirt.
- Tom beyaz gömleğine biraz kırmızı şarap döktü.
- How much oil is spilled into the ocean every year?
- Her yıl okyanusa ne kadar petrol dökülür?
- Tom spilled his tea.
- Tom çayını döktü.
- Did Tom spill something again?
- Tom yine bir şey mi döktü?
- What did Tom spill?
- Tom ne döktü?
- Tom bumped into Mary and spilled his drink on her.
- Tom Mary'ye çarptı ve içkisini ona döktü.
- The flight attendant accidentally spilled some hot coffee on Tom.
- Uçuş görevlisi yanlışlıkla Tom'un üzerine sıcak kahve döktü.
- I spilled coffee on my pants.
- Pantolonuma kahve döktüm.
- How much oil is spilled into the ocean every year?
- Her yıl okyanusa ne kadar petrol dökülüyor?
- Did Tom spill something again?
- Tom tekrar bir şey döktü mü?
- Tom spilled wine on his shirt.
- Tom gömleğine şarap döktü.
- Tom spilled coffee all over my shirt.
- Tom gömleğimin her yerine kahve döktü.
- I almost spilled coffee on my keyboard.
- Neredeyse klavyeme kahve döküyordum.
- I ruined one of my best shirts when I spilled some battery acid on the sleeve.
- Koluna biraz batarya asidi döktüğümde en iyi gömleklerimden birini mahvettim.
- You spilled your coffee.
- Kahveni döktün.
- Tom spilled his drink on himself.
- Tom içkisini üzerine döktü.
- Who spilled the ink on the floor?
- Yere kim mürekkep döktü?
- I spilled coffee all over my shirt.
- Gömleğimin her yerine kahve döktüm.
- Tom spilled coffee on himself.
- Tom üzerine kahve döktü.
- The neighbor's cat spilled its cup of milk on the floor tiles.
- Komşunun kedisi süt kabını yer karolarına döktü.
- Tom spilled his drink.
- Tom içkisini döktü.
- As Tom sat down, he bumped the table and his coffee spilled onto the tablecloth.
- Tom otururken masaya çarptı ve kahvesi masa örtüsüne döküldü.
- Tom admitted to spilling the red wine.
- Tom kırmızı şarabı döktüğünü kabul etti.
- Be careful not to spill your beer.
- Biranı dökmemeye dikkat et.
- People often spill their guts to bartenders.
- İnsanlar genellikle barmenlere içlerini dökerler.
- Did you spill something on my book?
- Kitabıma bir şey mi döktün?
- What did you spill?
- Ne döktün?
- I ruined one of my best shirts when I spilled some battery acid on the sleeve.
- En iyi gömleklerimden birini koluna akü asidi döktüğümde mahvettim.
- I'm afraid I spilled coffee on the tablecloth.
- Maalesef masa örtüsüne kahve döktüm.
- She spilled her drink all over my tuxedo.
- İçkisini smokinimin üzerine döktü.
- Be careful not to spill your beer.
- Biranı dökmemek için dikkatli ol.
- Tom spilled coffee all over Mary's dress.
- Tom, Mary'nin elbisesine kahve döktü.
- The flight attendant apologized for spilling hot coffee on Tom.
- Uçuş görevlisi Tom'un üzerine sıcak kahve döktüğü için özür diledi.
Show More (95)
|