|
- Put this scarf around your neck.
- Bu atkıyı boynuna koy.
- I have a rash on my neck.
- Boynumda bir kızarıklık var.
- Tom grabbed the dog by the scruff of the neck.
- Tom köpeği boynundan yakaladı.
- The axe does not go to a humble neck.
- Balta mütevazı bir boyuna gitmez.
- I'd like to wring Tom's neck.
- Tom'un boynunu sıkmak isterdim.
- A giraffe extends its neck to get food.
- Bir zürafa yiyeceğini almak için boynunu uzatır.
- Tom wore a silver chain around his neck.
- Tom'un boynunda gümüş bir zincir vardı.
- She wore a red scarf around her neck.
- Boynuna kırmızı bir eşarp bağlamıştı.
- The vampire kissed her neck passionately.
- Vampir tutkuyla onun boynunu öptü.
- This sweater irritates my neck.
- Bu kazak boynumu rahatsız ediyor.
- Sami was stabbed six times in the neck.
- Sami boynundan altı kez bıçaklandı.
- Tom stabbed Mary in the neck with his ballpoint pen.
- Tom tükenmez kalemini Mary'nin boynuna sapladı.
- He got his neck broken in the accident.
- Kazada boynu kırıldı.
- It was hard to resist the impulse to wring Tom's neck.
- Tom'un boynunu sıkma dürtüsüne karşı koymak zordu.
- He grabbed me by the neck.
- Boynumdan kavradı.
- The owner of the small dog gripped its neck and scolded it.
- Küçük köpeğin sahibi köpeğin boynunu tutarak onu payladı.
- He kissed my neck.
- O boynumu öptü.
- Tom slept in an awkward position, and ended up with a kinked neck.
- Tom garip bir pozisyonda uyudu ve sonunda boynu tutuldu.
- Tom grabbed Mary by the neck.
- Tom Mary'yi boynundan yakaladı.
- Tom has a long neck.
- Tom'un uzun bir boynu var.
- The girl had a long scarf around her neck.
- Kızın boynunda uzun bir eşarp vardı.
- His neck is broken.
- Onun boynu kırılmış.
- Tom got his neck broken in a ski accident.
- Tom bir kayak kazasında boynunu kırdı.
- Tom looped a rope around the horse's neck.
- Tom atın boynuna bir ip doladı.
- My neck hurts a little.
- Boynum biraz acıyor.
- Tom wore a silver chain around his neck.
- Tom boynunun etrafına gümüş bir zincir taktı.
- I seized the cat by the neck.
- Kediyi boynundan yakaladım.
- Take your hand off my neck.
- Çek elini boynumdan.
- She wrapped her arms around his neck.
- Kollarını onun boynuna doladı.
- He caught me by the neck.
- Beni boynumdan yakaladı.
- My neck does hurt a little.
- Boynum biraz ağrıyor.
- Mary put the silver locket around her neck.
- Mary gümüş madalyonu boynuna taktı.
- A rash broke out on her neck.
- Boynunda bir kızarıklık çıktı.
- Sami stabbed the bear in the neck.
- Sami ayıyı boynundan bıçakladı.
- Mary fastened the locket around her neck.
- Mary madalyonu boynuna taktı.
- He kissed my neck.
- Boynumu öptü.
- Giraffes have very long necks.
- Zürafaların çok uzun boyunları vardır.
- She threw her arms around his neck.
- Kollarını onun boynuna doladı.
- Mary wore a red scarf around her neck.
- Mary boynuna kırmızı bir eşarp takmıştı.
- How's Tom's neck?
- Tom'un boynu nasıl?
- She threw her arms around her husband’s neck and kissed him.
- Kollarını kocasının boynuna dolamış ve onu öpmüş.
- Tom's neck is sore.
- Tom'un boynu ağrıyor.
- She became paralyzed from the neck down.
- Boynundan aşağısı felç oldu.
- The women put a garland round her neck.
- Kadınlar onun boynuna bir çelenk taktılar.
- I have a bad stiff neck.
- Boynum fena halde tutuldu.
- The vampire kissed her neck passionately.
- Vampir onun boynunu tutkuyla öptü.
- He grabbed me by the neck.
- Beni boynumdan yakaladı.
- She is wearing a gold necklace around her neck.
- O, boynuna altın bir kolye takıyor.
- His neck is broken.
- Boynu kırılmış.
- Tom is sticking his neck out.
- Tom boynunu uzatıyor.
- My neck still hurts.
- Boynum hâlâ acıyor.
- Tom adjusted the scarf around his neck.
- Tom boynunun etrafındaki fuları düzeltti.
- I'd like to wring Tom's neck.
- Tom'un boynunu sıkmak istiyorum.
- Tom stroked the horse's neck.
- Tom atın boynunu okşadı.
- I wanted to wrap my arms around his neck.
- Kollarımı onun boynuna sarmak istedim.
- Is that a new tattoo on your neck?
- Boynundaki yeni dövme mi?
- The little girl put her arm around his neck, and looked into his eye, but she could see nothing.
- Küçük kız kolunu onun boynuna doladı ve gözlerinin içine baktı ama hiçbir şey göremedi.
- I ought to break your neck.
- Boynunu kırmalıyım.
- He has a thick neck.
- Kalın bir boynu var.
- He has a long neck.
- Uzun bir boynu var.
- Tom was stabbed three times in the neck.
- Tom boynundan üç kez bıçaklandı.
- My neck snapped when I did a headstand.
- Amuda kalktığımda boynum çatırdadı.
- I have a pain in my neck.
- Boynumda bir ağrı var.
- Tom's neck's broken.
- Tom'un boynu kırıldı.
- My neck hurts today.
- Bugün boynum ağrıyor.
- Have you recently felt any unexplained pain or stiffness in your neck?
- Son zamanlarda boynunuzda açıklanamayan bir ağrı veya sertlik hissettiniz mi?
- Is that a new tattoo on your neck?
- Bu senin boynunda yeni bir dövme mi?
- Tom could've broken his neck.
- Tom boynunu kırabilirdi.
- My neck still hurts.
- Boynum hala ağrıyor.
- Tom was shot in the neck.
- Tom boynundan vuruldu.
- Giraffes have very long necks.
- Zürafaların çok uzun boyunları var.
- I ought to break your neck.
- Boynunu kırmam gerekiyor.
- Mary threw her arms around Tom's neck.
- Mary kollarını Tom'un boynuna doladı.
- Dan swiftly grabbed the pitbull by the neck and threw it off the roof.
- Dan hızla pitbulu boynundan tuttu ve onu çatıdan attı.
- I'd like to wring her neck.
- Onun boynunu sıkmak isterdim.
- He got his neck broken in the accident.
- Kazada boynunu kırdı.
- Mary wore a red scarf around her neck.
- Mary boynuna kırmızı bir eşarp giydi.
- A giraffe extends its neck to get food.
- Bir zürafa yiyecek almak için boynunu uzatır.
- Mary threw her arms around Tom's neck.
- Mary kollarını Tom'nun boynuna attı.
- When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.
- O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu.
- My neck hurts a little.
- Boynum biraz ağrıyor.
- Tom slept in an awkward position, and ended up with a kinked neck.
- Tom'un tuhaf bir pozisyonda uyumasının neticesi boyun tutulması oldu.
- Tom looped a rope around the horse's neck.
- Tom atın boynuna bir ip bağladı.
- Tom broke his neck falling down a flight of stairs.
- Tom merdivenlerden düşerek boynunu kırdı.
- Take your hands off my neck.
- Çek ellerini boynumdan.
- I woke up with a crick in my neck.
- Boynumda bir tutulma ile uyandım.
- Tom's neck was broken.
- Tom'un boynu kırıldı.
- Sami put a cord around Layla's neck and strangled her to death.
- Sami, Layla'nın boynuna bir ip geçirdi ve onu boğarak öldürdü.
- My neck is a bit sore.
- Boynum biraz ağrıyor.
- A drop of sweat ran down his neck.
- Bir damla ter boynundan aşağı aktı.
- Sami put a napkin around his neck and started eating.
- Sami boynuna bir peçete geçirdi ve yemeye başladı.
- I put my arms around his neck.
- Kollarımı onun boynuna koydum.
- She threw her arms around her husband’s neck and kissed him.
- Kocasının boynuna kollarını attı ve onu öptü.
- Tom was wounded by a bullet in the neck.
- Tom boynundan bir kurşunla yaralandı.
- Dan swiftly grabbed the pitbull by the neck and threw it off the roof.
- Dan hızla pitbull'u boynundan yakaladı ve çatıdan aşağı attı.
- The girls wore grass skirts and had flowers around their necks.
- Kızlar çimen etekler giymişler ve boyunlarında çiçekler varmış.
- She wore a red scarf around her neck.
- Boynuna kırmızı bir eşarp takmıştı.
- I kissed Mary's neck.
- Mary'nin boynunu öptüm.
- Tom kissed my neck.
- Tom boynumu öptü.
- Tom's neck's broken.
- Tom'un boynu kırık.
- The owner of the small dog gripped its neck and scolded it.
- küçük köpeğin sahibi onu boynundan tuttu ve onu azarladı.
- My neck hurts.
- Boynum ağrıyor.
- When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.
- Bağırdığında boynundaki damarlar belirgin bir şekilde ortaya çıkıyordu.
- He has a thick neck.
- Onun kalın bir boynu var.
- Take your hand off my neck.
- Elini boynumdan çek.
- Have you recently felt any unexplained pain or stiffness in your neck?
- Yakın zamanda boynunuzda nedensiz bir ağrı ve sertlik yaşadınız mı?
- I'd like to wring her neck.
- Boynunu kırmak isterdim.
- She has a scarf around her neck.
- Boynunda bir fular var.
- She felt something touch her neck.
- Boynuna bir şeyin dokunduğunu hissetti.
- Tom was stabbed in the neck three times.
- Tom boynundan üç kez bıçaklandı.
- Tom kissed Mary on the neck.
- Tom Mary'yi boynundan öptü.
- Mary snuggled up to Tom and put her arms around his neck.
- Mary Tom'a sokuldu ve kollarını onun boynuna doladı.
- A rash broke out on her neck.
- Boynunda bir döküntü oluştu.
- Tom kissed Mary on the neck just below her left ear.
- Tom, Mary'yi boynundan, sol kulağının hemen altından öptü.
- He kissed her neck.
- Adam onun boynunu öptü.
- There's something on your neck.
- Boynunda bir şey var.
- She is wearing a gold necklace around her neck.
- Boynuna altın bir kolye takmış.
- My neck snapped when my car was hit from behind.
- Arabama arkadan çarpıldığı zaman boynum kırıldı.
- I woke up with a crick in my neck.
- Boynumda bir ağrı ile uyandım.
- He kissed her neck.
- Onun boynunu öptü.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
- Bu gölgeler dev dinozorlara benziyordu, uzun bir boyun ve dişsiz çok büyük bir çene.
- My neck snapped when my car was hit from behind.
- Arabama arkadan çarpılınca boynum kırıldı.
- The collar chafed her neck.
- Yaka boynuna sürtüyordu.
- Tom was stabbed in the neck three times.
- Tom üç kez boynundan bıçaklandı.
- Even the long neck of a giraffe contains only seven vertebrae.
- Bir zürafanın uzun boynunda bile sadece yedi omur bulunur.
- Sami put a napkin around his neck and started eating.
- Sami boynuna peçete koydu ve yemek yemeye başladı.
- The collar chafed her neck.
- Tasma boynunu acıtıyordu.
- Tom kissed Mary on the neck just below her left ear.
- Tom Mary'yi sol kulağının tam altından boynundan öptü.
- The cat had a ribbon around its neck.
- Kedinin boynunda bir kurdele vardı.
- The women put a garland round her neck.
- Kadınlar boynuna çelenk taktı.
- My neck does hurt a little.
- Boynum gerçekten biraz acıyor.
- Has your neck thickened during the previous year?
- Geçen yıl boynunuz kalınlaştı mı?
- Mary had a black scarf around her neck.
- Mary'nin boynunda siyah bir eşarp vardı.
- The man seized him by the neck.
- Adam onu boynundan yakaladı.
- I still had the pain in my neck.
- Boynum hâlâ ağrıyordu.
- Tom scratched his neck.
- Tom boynunu kaşıdı.
- I wanted to wrap my arms around his neck.
- Kollarımı onun boynuna dolamak istedim.
- A drop of sweat ran down his neck.
- Boynundan bir damla ter aktı.
- The girls wore grass skirts and had flowers around their necks.
- Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.
- One of the detectives seized him by the neck.
- Dedektiflerden biri onu boynundan yakaladı.
- She has a scarf around her neck.
- Onun boynunda bir eşarbı var.
- The horse broke its neck when it fell.
- At düştüğünde boynunu kırdı.
- I put my arms around his neck.
- Kollarımı boynuna doladım.
- She wore a red scarf around her neck.
- Boynuna kırmızı bir atkı takmıştı.
- He caught me by the neck.
- O, beni boynumdan yakaladı.
- For men of that culture, women with extremely long necks are considered attractive.
- O kültürün erkekleri için aşırı uzun boyunlu kadınlar çekici kabul edilir.
- Put this scarf around your neck.
- Bu eşarbı boynuna dola.
Show More (144)
|
