|
- The main reason for under-utilisation was that new Objective programmes were slow to be approved.
- Yetersiz kullanımın ana nedeni, yeni Hedef programlarının onaylanmasının yavaş olmasıydı.
- One of the main reasons for this was the use of alcohol.
- Bunun ana nedenlerinden biri alkol kullanımıydı.
- I believe it is along the right lines for four main reasons.
- Bunun dört ana nedenden ötürü doğru çizgide olduğuna inanıyorum.
- These are the main reasons for our opposition to the text.
- Bunlar bizim metne karşı çıkmamızın ana nedenleridir.
- I believe it is along the right lines for four main reasons.
- Dört ana nedenden ötürü bunun doğru çizgide olduğuna inanıyorum.
- We shall not be approving the Lamassoure report, for two main reasons.
- Lamassoure raporunu iki ana nedenden dolayı onaylamayacağız.
- That was one of the main reasons why we adopted a common strategy with Russia in 1999.
- Bu, 1999 yılında Rusya ile ortak bir strateji benimsememizin ana nedenlerinden biriydi.
- This is the main reason why we cannot accept this report.
- Bu raporu kabul edemeyişimizin ana nedeni budur.
- That was in fact the main reason for this own initiative report.
- Aslında bu kendi inisiyatif raporunun ana nedeni de buydu.
- That is the main reason why I intend to reject the proposals.
- Teklifleri reddetme niyetimin ana nedeni budur.
- However, there are 3 main reasons why I voted against the Report.
- Bununla birlikte Rapora karşı oy kullanmamın 3 ana nedeni var.
- We are opposed to it for three main reasons.
- Biz üç ana nedenden dolayı buna karşıyız.
- It is my view that there are three main reasons for this decline.
- Benim görüşüme göre bu gerilemenin üç ana nedeni var.
- However, there are three main reasons why I voted against the Report.
- Ancak, Rapora karşı oy kullanmamın üç ana nedeni var.
- However, the Commission's communication of 11 March 2003 on this subject is disappointing for three main reasons.
- Ancak Komisyon'un bu konudaki 11 Mart 2003 tarihli tebliği üç ana nedenden ötürü hayal kırıklığı yaratmaktadır.
- There are two main reasons why it has adopted this approach.
- Bu yaklaşımı benimsemesinin iki ana nedeni vardır.
- These, in short, are the two main reasons that have led me not to deliver a final vote in favour of this report.
- Kısacası bunlar, beni bu rapor lehinde nihai oy vermemeye iten iki ana nedendir.
- It is my view that there are three main reasons for this decline.
- Benim görüşüme göre bu düşüşün üç ana nedeni var.
- I believe it is along the right lines for four main reasons.
- Dört ana nedenden ötürü doğru çizgide olduğuna inanıyorum.
- In many countries, the main reason that people come to big cities is because of work.
- Birçok ülkede, insanların büyük şehirlere gelmelerinin ana nedeni çalışmaktır.
- That wasn't the main reason why Tom should've done that.
- Tom'un bunu yapması gerektiğinin ana nedeni bu değildi.
- What's your main reason for studying French?
- Fransızca öğrenmenizin ana nedeni nedir?
- The main reason kids tell lies is to avoid getting into trouble.
- Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni başlarını belaya sokmamaktır.
- That isn't the main reason why Tom wanted to do that.
- Tom'un bunu yapmak istemesinin ana nedeni bu değildi.
Show More (21)
|
