|
- Tom sent Mary several love letters.
- Tom Mary'ye birkaç aşk mektubu gönderdi.
- Tom wrote Mary a love letter, but he didn't send it.
- Tom, Mary'ye bir aşk mektubu yazdı ama göndermedi.
- Tom wrote a love letter to Mary, but never gave it to her.
- Tom, Mary'ye bir aşk mektubu yazdı ama bunu ona hiç vermedi.
- To write a love letter in English is not easy.
- İngilizce aşk mektubu yazmak kolay değil.
- I wrote her a love letter.
- Ona bir aşk mektubu yazdım.
- Tom has written quite a few love letters to Mary.
- Tom, Mary'ye epeyce aşk mektubu yazdı.
- Can you help me write a love letter?
- Bir aşk mektubu yazmama yardım edebilir misin?
- Tom doesn't know how to write a love letter in French.
- Tom Fransızca bir aşk mektubunu nasıl yazacağını bilmiyor.
- He wrote me love letters.
- O bana aşk mektupları yazdı.
- He wrote me love letters.
- Bana aşk mektupları yazdı.
- Both Tom and Mary asked me to help them write love letters.
- Hem Tom hem de Mary aşk mektupları yazmak için benden yardım istediler.
- Tom wrote Mary a long love letter.
- Tom, Mary'ye uzun bir aşk mektubu yazdı.
- He asked me to write him a love letter in Arabic.
- Benden ona Arapça bir aşk mektubu yazmamı istedi.
- To write a love letter in English is not easy.
- İngilizce bir aşk mektubu yazmak kolay değildir.
- Can you translate a love letter?
- Bir aşk mektubunu çevirebilir misin?
- It's not easy writing a love letter in English.
- İngilizce aşk mektubu yazmak kolay değildir.
- Tom sent Mary some love letters.
- Tom, Mary'e bazı aşk mektupları gönderdi.
- When is the last time you wrote a love letter?
- En son ne zaman bir aşk mektubu yazdın?
- She wrote me a love letter in Esperanto.
- Bana Esperanto dilinde bir aşk mektubu yazdı.
- Tom kept every love letter Mary ever wrote him.
- Tom, Mary'nin ona yazdığı her aşk mektubunu sakladı.
- I want to write my girlfriend a love letter in French.
- Kız arkadaşıma Fransızca bir aşk mektubu yazmak istiyorum.
- I wrote her a love letter.
- Ona aşk mektubu yazdım.
- I wrote my teacher a love letter and he read it in front of the whole class.
- Öğretmenime bir aşk mektubu yazdım ve o da bunu tüm sınıfın önünde okudu.
- She cherished his old love letters.
- Onun eski aşk mektuplarını bağrına bastı.
- Who doesn't write love letters?
- Kim aşk mektubu yazmıyor?
- Can you help me write a love letter?
- Bir aşk mektubu yazmama yardım eder misin?
- Tom wrote a love letter to Mary, but never gave it to her.
- Tom, Mary'ye bir aşk mektubu yazdı ama ona hiç vermedi.
- Tom sent Mary some love letters.
- Tom, Mary'ye aşk mektupları gönderdi.
- It isn't easy to write a love letter in English.
- İngilizce bir aşk mektubu yazmak kolay değildir.
- Tom asked me to help him write a love letter.
- Tom bir aşk mektubu yazmasına yardım etmemi istedi.
- I was writing her a love letter.
- Ona bir aşk mektubu yazıyordum.
- Mary is sending me unsolicited love letters.
- Mary bana istenmeyen aşk mektupları gönderiyor.
- Tom asked me to help him write a love letter.
- Tom benden bir aşk mektubu yazmasına yardım etmemi istedi.
- Tom sent Mary a love letter, but he never did find out whether it arrived.
- Tom, Mary'ye bir aşk mektubu gönderdi, ama ulaşıp ulaşmadığını asla öğrenemedi.
- When is the last time you wrote a love letter?
- En son ne zaman bir aşk mektubu yazdınız?
- Do you write love letters?
- Aşk mektupları yazıyor musun?
- He wrote me a love letter.
- O bana bir aşk mektubu yazdı.
- He wrote me a love letter.
- Bana bir aşk mektubu yazdı.
- It's not easy writing a love letter in English.
- İngilizce aşk mektubu yazmak kolay değil.
- Writing love letters isn't easy for me.
- Aşk mektubu yazmak benim için kolay değil.
- Who doesn't write love letters?
- Kim aşk mektupları yazmaz?
- Tom sent Mary several love letters.
- Tom, Mary'ye birkaç aşk mektubu gönderdi.
- Tom wrote a love letter to Mary, but she didn't read it.
- Tom, Mary'ye bir aşk mektubu yazdı ama Mary mektubu okumadı.
- Tom kept every love letter Mary ever wrote him.
- Tom Mary'nin şimdiye kadar ona yazdığı her aşk mektubunu sakladı.
- Tom has written quite a few love letters to Mary.
- Tom, Mary'ye pek çok aşk mektubu yazdı.
- Tom wrote love letters to Mary.
- Tom, Mary'ye aşk mektupları yazdı.
- He wrote her a long love letter.
- Ona uzun bir aşk mektubu yazdı.
- This is a kind of love letter.
- Bu bir tür aşk mektubu.
- A love letter from Gray?
- Gray'den bir aşk mektubu mu?
- Tom doesn't know how to write a love letter in French.
- Tom Fransızca bir aşk mektubunun nasıl yazılacağını bilmiyor.
- It isn't easy to write a love letter in English.
- İngilizce aşk mektubu yazmak kolay değil.
- This is a kind of love letter.
- Bu bir çeşit aşk mektubu.
- I wrote a love letter last night.
- Dün gece bir aşk mektubu yazdım.
- Fadil and Layla exchanged more than a thousand love letters.
- Fadıl ve Leyla birbirlerine binden fazla aşk mektubu yazdılar.
- He asked me to write him a love letter in Arabic.
- Ona Arapça bir aşk mektubu yazmamı istedi.
- I wrote my teacher a love letter and he read it in front of the whole class.
- Öğretmenime bir aşk mektubu yazdım ve o bunu bütün sınıfın önünde okudu.
- She wrote me a love letter in Esperanto.
- O bana Esperanto dilinde bir aşk mektubu yazdı.
- Writing love letters isn't easy for me.
- Aşk mektupları yazmak benim için kolay değil.
- She cherished his old love letters.
- Onun eski aşk mektuplarına değer verirdi.
Show More (56)
|
