intimate - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
intimate ima etmek v.
  • Mr Patten intimates what might be the shape of that dialogue.
  • Bay Patten bu diyaloğun şeklinin ne olabileceğini ima ediyor.
  • Mr Patten intimates what might be the shape of that dialogue.
  • Sayın Patten bu diyaloğun nasıl şekillenebileceğini ima ediyor.
  • He intimated that all is not well in his marriage.
  • O, evliliğinde her şeyin iyi olmadığını ima etti.
Show More (1)
intimate mahrem adj.
  • Intimate photos were stolen from many celebrities' phones.
  • Birçok ünlünün telefonundan mahrem fotoğraflar çalındı.
  • Intimate photos were stolen from many celebrities' phones.
  • Pek çok ünlünün telefonlarından mahrem fotoğraflar çalındı.
Show More (-1)
intimate samimi arkadaş n.
  • We're intimate friends.
  • Biz samimi arkadaşlarız.
  • We're intimate friends.
  • Biz samimi arkadaşız.
Show More (-1)
intimate samimi adj.
  • Perhaps you could answer me in these more intimate surroundings this evening.
  • Belki de bu akşam bu daha samimi ortamda bana cevap verebilirsiniz.
Show More (-2)
intimate yakından adj.
  • Earlier, it had claimed intimate knowledge of the west of Scotland.
  • Daha önce, İskoçya'nın batısını yakından bildiğini iddia etmişti.
Show More (-2)
intimate yakın adj.
  • Sami and Layla were having an intimate relationship.
  • Sami ve Layla yakın bir ilişki yaşıyorlardı.
Show More (-2)