| 1 |
humor |
mizah |
n. |
|
- Tom has a dark sense of humor.
- Tom'un karanlık bir mizah duygusu var.
- Do you like absurd humor?
- Saçma mizahı sever misin?
- Tom has a good sense of humor.
- Tom iyi bir mizah duygusuna sahiptir.
- He has a very good sense of humor.
- Çok iyi bir mizah duygusu var.
- I'm glad to see you still have your sense of humor.
- Hâlâ mizah duygusuna sahip olduğunu gördüğüme memnun oldum.
- You young people have no sense of humor at all.
- Siz geç insanların mizah duygusu yok.
- Tom certainly seems to have a sense of humor.
- Tom kesinlikle mizah duygusuna sahip gibi görünüyor.
- Humor is also a way of saying something serious.
- Mizah da ciddi bir şey söylemenin bir yoludur.
- His humor is very witty, typically French.
- Mizahı çok esprili, tipik bir Fransız.
- Humor is no laughing matter.
- Mizah alaya alınacak şey değil.
- He has a very dry sense of humor.
- Onun çok sıkıcı bir mizah duygusu var.
- His humor is very dry.
- Onun mizah duygusu çok yavan.
- Humor is serious business.
- Mizah ciddi bir iş.
- This book's success lies in its humor.
- Bu kitabın başarısı mizahında yatıyor.
- I don't understand their humor.
- Onların mizahını anlamıyorum.
- Most Americans have a sense of humor.
- Birçok Amerikalının mizah duygusu vardır.
- I like Tom's subtle humor.
- Tom'un ince mizahını seviyorum.
- Humor is no laughing matter.
- Mizah gülünecek bir şey değildir.
- Tom often uses humor to defuse tense situations.
- Tom gergin durumları yatıştırmak için sık sık mizah kullanır.
- Tom has no sense of humor.
- Tom'un mizah duygusu yok.
- Tom has a wicked sense of humor.
- Tom'un kötü bir mizah duygusu vardır.
- It's a pity that Mary has no sense of humor.
- Ne yazık ki Mary mizah duygusuna sahip değil.
- People with no sense of humor are like meadows with no flowers.
- Mizah duygusu olmayan insanlar çiçeksiz çayırlar gibidir.
- Tom quit going out with Mary because he didn't like her sense of humor.
- Tom onun mizah duygusunu sevmediği için Mary ile çıkmayı bıraktı.
- Do you like absurd humor?
- Absürd mizahı sever misin?
- Tom loves Mary's sense of humor.
- Tom Mary'nin mizah duygusunu sever.
- I don't understand British humor.
- İngiliz mizahını anlamıyorum.
- The professor's speech was full of humor.
- Profesörün konuşması mizah doluydu.
- He is devoid of humor.
- O mizah yoksunu.
- It is a pity that he has no sense of humor.
- Mizah duygusunun olmaması çok yazık.
- Humor is no laughing matter.
- Mizah güldüren bir konu değildir.
- His humor is very dry.
- Mizahı çok kuru.
- Are you saying I have no sense of humor?
- Mizah duygumun olmadığını mı söylüyorsun?
- You have a good sense of humor.
- İyi bir mizah duygusuna sahipsin.
- She has a sense of humor.
- O, bir mizah duygusuna sahiptir.
- I don't appreciate Tom's humor.
- Tom'un mizahını takdir etmiyorum.
- Tom seems to have no sense of humor.
- Tom mizah duygusu yok gibi görünüyor.
- I hope they appreciate your humor.
- Umarım mizahını takdir ediyorlardır.
- He is devoid of humor.
- Mizahtan yoksundur.
- You used to have a sense of humor.
- Mizah duygun vardı.
- She looks down on me for not having a sense of humor.
- Mizah duygum olmadığı için, o beni küçümsüyor.
- Humor is serious business.
- Mizah ciddi bir iştir.
- Tom is known for his sense of humor.
- Tom mizah duygusu ile tanınır.
- Tom told Mary that he didn't like her sense of humor.
- Tom Mary'ye onun mizah duygusunu sevmediğini söyledi.
Show More (41)
|
| 2 |
humor |
espri |
n. |
|
- Tom used to have a good sense of humor.
- Tom'un güzel espri yeteneği vardı.
- Tom has absolutely no sense of humor.
- Tom espriden zerre anlamaz.
- I don't appreciate Tom's humor.
- Tom'un esprisini takdir etmiyorum.
- He said so with humor.
- O espri ile öyle söyledi.
- I don't appreciate your humor.
- Esprilerini takdir etmiyorum.
- He seems to have no sense of humor.
- Espri duygusu yok gibi görünüyor.
- His humor is very witty, typically French.
- Esprileri çok zekiceydi, tipik Fransız esprileri.
- The professor's speech was full of humor.
- Profesörün konuşması espri doluydu.
- I don't appreciate your humor.
- Senin esprini takdir etmiyorum.
Show More (6)
|
| 3 |
humor |
eğlendirmek |
v. |
|
- We'd better humor Tom.
- Tom'u eğlendirsek iyi ederiz.
- We'd better humor them.
- Onları eğlendirsek iyi olur.
Show More (-1)
|
| 4 |
humor |
espri anlayışı |
n. |
|
- I hope you'll learn to appreciate my humor.
- Umarım espri anlayışımı takdir etmeyi öğrenirsin.
Show More (-2)
|
| 5 |
humor |
neşe |
n. |
|
- For the past few days Jane has been quiet and out of humor.
- Son birkaç gündür Jane sessiz ve neşesizdi.
Show More (-2)
|
| 6 |
humor |
keyif |
n. |
|
- She was in no humor for lunch.
- Öğle yemeği için hiç keyfi yoktu.
Show More (-2)
|
