|
- However, vehicle manufacturers have got in touch with me and said that this is not the case.
- Ancak araç üreticileri benimle temasa geçerek durumun böyle olmadığını söylediler.
- We had to get in touch with her before she went out.
- Dışarı çıkmadan önce onunla temasa geçmemiz gerekiyordu.
- You had better get in touch with your parents at once.
- Anne babanla hemen temasa geçmen iyi olur.
- She'd like him to get in touch with her as soon as possible.
- Mümkün olan en kısa sürede onunla temasa geçmesini istiyor.
- I couldn't get in touch with him.
- Onunla temasa geçemedim.
- We'll get in touch with Tom.
- Tom ile temasa geçeceğiz.
- I should get in touch with them.
- Onlarla temasa geçmeliyim.
- Please get in touch with me as soon as you get to Boston.
- Lütfen Boston'a varır varmaz benimle temasa geçin.
- Get in touch with your agent right away.
- Hemen vekilinle temasa geç.
- You need to get in touch with Tom.
- Tom'la temasa geçmelisin.
- Please get in touch with me as soon as you arrive in Boston.
- Lütfen Boston'a varır varmaz benimle temasa geçin.
- We'll get in touch with her.
- Onunla temasa geçeceğiz.
- I can't get in touch with her.
- Onunla temasa geçemem.
- I can't get in touch with him.
- Onunla temasa geçemiyorum.
- For more information, get in touch with us.
- Daha fazla bilgi için, bizimle temasa geçin.
- Tom can't get in touch with Mary.
- Tom, Mary ile temasa geçemiyor.
- I should get in touch with her.
- Onunla temasa geçmeliyim.
- Get in touch with me as soon as you arrive here.
- Buraya varır varmaz benimle temasa geçin.
- We'll get in touch with him.
- Onunla temasa geçeceğiz.
- We need to get in touch with Tom.
- Tom'la temasa geçmeliyiz.
- I'll get in touch with him.
- Onunla temasa geçeceğim.
- I'll get in touch with Jim and ask him to come over.
- Jim'le temasa geçip buraya gelmesini isteyeceğim.
- We'll get in touch with them.
- Onlarla temasa geçeceğiz.
- I'll get in touch with you again about this matter.
- Bu mesele hakkında sizinle tekrar temasa geçeceğim.
- Get in touch with your agent right away.
- Derhal temsilcinle temasa geç.
- For more information, get in touch with us.
- Daha fazla bilgi için bizimle temasa geçin.
- I'll get in touch with her.
- Onunla temasa geçeceğim.
- I'll get in touch with Jim and ask him to come over.
- Jim'le temasa geçeceğim ve uğramasını rica edeceğim.
- I should get in touch with Tom.
- Tom'la temasa geçmeliyim.
- Is there any way I can get in touch with Tom?
- Tom ile temasa geçmemin bir yolu var mı?
- Did you get in touch with him?
- Onunla temasa geçtin mi?
- I'll get in touch with them.
- Onlarla temasa geçeceğim.
- I'll get in touch with you next week.
- Gelecek hafta seninle temasa geçeceğim.
- I want to get in touch with Tom.
- Tom'la temasa geçmek istiyorum.
- Tom has been trying to get in touch with you.
- Tom seninle temasa geçmeye çalışıyor.
- I'll get in touch with Tom as soon as possible.
- En kısa zamanda Tom ile temasa geçeceğim.
- How do I get in touch with you?
- Sizinle nasıl temasa geçerim?
- If I knew his address, I would get in touch with him right away.
- Adresini bilsem, hemen onunla temasa geçerdim.
- Tell Tom that he can get in touch with me at home this evening.
- Tom'a bu akşam evde benimle temasa geçebileceğini söyle.
- I will get in touch with him as soon as possible.
- En kısa zamanda onunla temasa geçeceğim.
- Can't you get in touch with Tom?
- Tom'la temasa geçemez misin?
- We'll get in touch with your family.
- Ailenle temasa geçeceğiz.
- I should get in touch with him.
- Onunla temasa geçmeliyim.
- I will get in touch with you again about this matter.
- Bu konuyla ilgili seninle tekrar temasa geçeceğim.
- Get in touch with me as soon as you arrive here.
- Buraya varır varmaz benimle temasa geç.
- The police got in touch with the health department.
- Polis sağlık bölümüyle temasa geçti.
- Did you get in touch with Tom?
- Tom'la temasa geçtin mi?
- Please get in touch with me when you are here.
- Lütfen buraya geldiğinde benimle temasa geç.
- We'll get in touch with you.
- Sizinle temasa geçeceğiz.
- I will get in touch with you again about this matter.
- Bu konu hakkında sizinle tekrar temasa geçeceğim.
- I can't get in touch with him.
- Onunla temasa geçemem.
- I'll get in touch with Tom as soon as possible.
- En kısa zamanda Tom'la temasa geçeceğim.
- Have you been able to get in touch with the extraterrestrials yet?
- Uzaylılarla temasa geçebildiniz mi?
- The police got in touch with the health department.
- Polis sağlık departmanıyla temasa geçti.
- Tom said he needed to get in touch with Mary.
- Tom, Mary ile temasa geçmesi gerektiğini söyledi.
- Could you get in touch with him?
- Onunla temasa geçebilir misin?
- Get in touch with me.
- Benimle temasa geç.
- Did you get in touch with her?
- Onunla temasa geçtin mi?
- I will get in touch with him as soon as possible.
- Mümkün olduğunca kısa sürede onunla temasa geçeceğim.
- I got in touch with Tom.
- Tom'la temasa geçtim.
- You can get in touch with him at his home tonight.
- Kendisiyle bu akşam evinden temasa geçebilirsin.
- Could you get in touch with him?
- Onunla temasa geçer misiniz?
- I'll get in touch with you on Monday.
- Pazartesi günü seninle temasa geçeceğim.
- I'll get in touch with you.
- Seninle temasa geçeceğim.
- You had better get in touch with your parents at once.
- Bir an önce ebeveynlerinle temasa geçsen iyi olur.
- Old friends got in touch with me.
- Eski dostlar benimle temasa geçti.
- I'll get in touch with Tom.
- Tom'la temasa geçeceğim.
- You can get in touch with him at his home tonight.
- Bu gece onun evinde onunla temasa geçebilirsin.
- Please get in touch with me when you are here.
- Burada olduğun zaman benimle temasa geç.
- I'll get in touch with you soon.
- Yakında sizinle temasa geçeceğim.
- Tom wants to get in touch with Mary.
- Tom Mary ile temasa geçmek istiyor.
- I will get in touch with you.
- Sizinle temasa geçeceğim.
- I can't get in touch with them.
- Onlarla temasa geçemem.
- Did you ever get in touch with Tom?
- Tom'la hiç temasa geçtin mi?
- Please get in touch with me as soon as you arrive in Boston.
- Lütfen Boston'a varır varmaz benimle temasa geç.
- I have to get in touch with Tom.
- Tom'la temasa geçmeliyim.
- Old friends got in touch with me.
- Eski arkadaşlar benimle temasa geçti.
- I can't get in touch with them.
- Onlarla temasa geçemiyorum.
- Tom tried to get in touch with Mary.
- Tom Mary ile temasa geçmeye çalıştı.
- Tom hasn't been able to get in touch with Mary yet.
- Tom henüz Mary ile temasa geçemedi.
- If there's anything urgent, you can get in touch with me.
- Acil bir şey olursa, benimle temasa geçebilirsiniz.
- I couldn't get in touch with Tom.
- Tom'la temasa geçemedim.
- I haven't been able to get in touch with Tom.
- Tom'la temasa geçemedim.
- I'll get in touch with you as soon as I return from America.
- Amerika'dan döner dönmez sizinle temasa geçeceğim.
- Be sure to get in touch with me, if there is anything I can do for you.
- Sizin için yapabileceğim bir şey olursa benimle temasa geçmeyi unutmayın.
- I'll get in touch with Tom as soon as possible.
- En kısa zamanda Tom ile temasa geçerim.
- Did you get in touch with them?
- Onlarla temasa geçtin mi?
- I'm trying to get in touch with her sister.
- Kız kardeşiyle temasa geçmeye çalışıyorum.
Show More (85)
|
