1 |
fan |
hayran |
n. |
|
- There is just one sport of which I am not a fan, and that is women's boxing.
- Benim hayranı olmadığım tek bir spor dalı var, o da kadın boksu.
- I am not a NATO fan, but anything is better than standing by idly.
- Ben bir NATO hayranı değilim ama her şey boş boş durmaktan iyidir.
- Tom is a big fan of science fiction.
- Tom büyük bir bilimkurgu hayranıdır.
- Tom is a big fan of science fiction.
- Tom büyük bir bilim kurgu hayranı.
- I am fan of football.
- Ben futbol hayranıyım.
- Are you a baseball fan?
- Sen bir beyzbol hayranı mısın?
- He is a big science fiction fan.
- Büyük bir bilim kurgu hayranıdır.
- I am a big golf fan.
- Büyük bir golf hayranıyım.
- Aren't you a baseball fan?
- Beyzbol hayranı değil misin?
- I'm a great baseball fan.
- Büyük bir beyzbol hayranıyım.
- A secret fan sent her flowers every morning.
- Gizli bir hayran ona her sabah çiçek gönderdi.
- He's a big fan of science fiction.
- Büyük bir bilim kurgu hayranı.
- Tom is a hockey fan, isn't he?
- Tom bir hokey hayranı, değil mi?
- I'm not a soccer fan.
- Ben futbol hayranı değilim.
- Mary is an obsessive fan of Tom.
- Mary, Tom'un saplantılı bir hayranı.
- I'm a big football fan.
- Büyük bir futbol hayranıyım.
- Sami was a Star Wars fan.
- Sami bir Star Wars hayranıydı.
- Tom is a huge baseball fan.
- Tom büyük bir beyzbol hayranı.
- Are you still a Giants fan?
- Hâlâ Giants hayranı mısın?
- Mary is not a huge football fan.
- Mary büyük bir futbol hayranı değildir.
- Are you a baseball fan?
- Beyzbol hayranı mısın?
- I'm a very big fan of their food.
- Yemeklerinin büyük bir hayranıyım.
- Tom is a fan.
- Tom bir hayran.
- I am your fan.
- Ben sizin hayranınızım.
- Tom is a baseball fan, isn't he?
- Tom bir beyzbol hayranı, değil mi?
- A fan page is always public.
- Bir hayran sayfası daima halka açıktır.
- I've been a fan a long time.
- Uzun zamandır hayranıyım.
- This problem is the clash of the idol's and obsessive fan's egos.
- Bu sorun, idolün ve saplantılı hayranın egolarının çatışmasıdır.
- Tom isn't a hockey fan.
- Tom hokey hayranı değil.
- I'm a big football fan.
- Ben büyük bir futbol hayranıyım.
- Tom has been a fan since 2013.
- Tom 2013'ten beri hayranımız.
- Tom is a hockey fan.
- Tom bir hokey hayranı.
- He's a big science fiction fan.
- Büyük bir bilim kurgu hayranı.
- Tim is a huge fan of satirical comedy.
- Tim büyük bir hicivsel komedi hayranıdır.
- This is a Chinese fan.
- Bu bir Çin hayranı.
- Tom isn't a hockey fan.
- Tom bir hokey hayranı değil.
- Aren't you a baseball fan?
- Bir beyzbol hayranı değil misin?
- She's an opera fan.
- O bir opera hayranı.
- Tom is a big baseball fan.
- Tom büyük bir beyzbol hayranıdır.
- Tom is a baseball fan.
- Tom bir beyzbol hayranı.
- Are you a fan?
- Hayran mısın?
- He is a keen Stephen King fan.
- Sıkı bir Stephen King hayranıdır.
- I'm not a fan.
- Ben bir hayran değilim.
- He's a big fan of science fiction.
- O büyük bir bilimkurgu hayranıdır.
- Lionel Messi of Argentina was kicked by a Rosario Central fan.
- Arjantin'in Lionel Messi'si bir Rosario Central hayranı tarafından tekmelenmişti.
- She's an opera fan.
- O bir opera hayranıdır.
- I'm a hockey fan.
- Ben bir hokey hayranıyım.
- I'm a huge fan of golf.
- Büyük bir golf hayranıyım.
- I'm a fan.
- Ben bir hayranım.
- Argentina's Lionel Messi was kicked by a Rosario Central fan.
- Arjantin'in Lionel Messi'si bir Rosario Central hayranı tarafından tekmelenmişti.
- I am a big golf fan.
- Ben büyük bir golf hayranıyım.
- He's a big science fiction fan.
- O büyük bir bilim kurgu hayranı.
- Sami was a Star Wars fan.
- Sami bir Yıldız Savaşları hayranıydı.
- I'm a fan like everybody else.
- Ben başka herkes gibi bir hayranım.
- Tom wasn't a hockey fan.
- Tom bir hokey hayranı değildi.
- Tom was a hockey fan.
- Tom bir hokey hayranıydı.
- I'm a fan like everybody else.
- Ben de herkes gibi bir hayranım.
- I'm a very big fan of their food.
- Onlarının yemeklerinin çok büyük bir hayranıyım.
- I'm a Giants fan.
- Ben bir Giants hayranıyım.
- Are you a fan?
- Sen bir hayran mısın?
- A secret fan sent her flowers every morning.
- Gizli bir hayranı her sabah ona çiçek gönderirdi.
- He is a big science fiction fan.
- O büyük bir bilim kurgu hayranıdır.
- Tom has been a fan since 2013.
- Tom 2013'den beri bir hayrandır.
- Tom is a baseball fan, isn't he?
- Tom bir beyzbol hayranı değil mi?
- I'm a great baseball fan.
- Ben büyük bir beyzbol hayranıyım.
- Tom isn't a huge football fan.
- Tom büyük bir futbol hayranı değil.
- Mary is an obsessive fan of Tom.
- Mary Tom'un takıntılı bir hayranıdır.
- Tom is a big baseball fan.
- Tom büyük bir beyzbol hayranı.
- I'm a Trump fan.
- Ben bir Trump hayranıyım.
- I'm your biggest fan.
- Ben senin en büyük hayranınım.
- I'm not a fan.
- Hayran değilim.
- I am a big fan of the arts.
- Ben büyük bir sanat hayranıyım.
- I'm not a big fan of his.
- Ben de onun hayranı değilim.
- I am your fan.
- Ben senin hayranınım.
- A fan page is always public.
- Bir hayran sayfası her zaman herkese açıktır.
- I've been a fan a long time.
- Uzun bir süredir bir hayranım.
- Tom is a huge baseball fan.
- Tom büyük bir beyzbol hayranıdır.
- Mary is not a huge football fan.
- Mary büyük bir futbol hayranı değil.
Show More (75)
|
2 |
fan |
taraftar |
n. |
|
- The virus can travel with returning players and fans in food and on their footwear.
- Virüs, geri dönen oyuncular ve taraftarlarla birlikte yiyeceklerde ve ayakkabılarında seyahat edebilir.
- That's what the fans wanted.
- Taraftarların istediği buydu.
- Argentina's Lionel Messi was kicked by a Rosario Central fan.
- Arjantinli Lionel Messi bir Rosario Central taraftarı tarafından tekmelendi.
- Tom is a Red Sox fan.
- Tom bir Red Sox taraftarı.
- Who has more fans, Celine Dion or Mariah Carey?
- Kimin daha fazla taraftarı var, Celine Dion'un mu yoksa Mariah Carey'nin mi?
- The fans watched him kick the ball into the goal.
- Taraftarlar, onun topu ağlara göndermesini izledi.
- The fans watched him kick the ball into the goal.
- Taraftarlar onun topu kaleye vuruşunu izledi.
- I have never been a fan of religion.
- Ben asla bir din taraftarı olmadım.
- We are enthusiastic Hanshin Tigers fans.
- Hanshin Tigers'ın coşkulu taraftarlarıyız.
- That's what the fans wanted.
- Taraftarların istediği şey odur.
- Tom is a fan.
- Tom bir taraftar.
- The player was acclaimed by the fans.
- Oyuncu taraftarlar tarafından alkışlandı.
- The fans of that team are very fanatical.
- O takımın taraftarları çok fanatik.
- The fans have been amazing.
- Taraftarlar inanılmazdı.
- The fans cheered.
- Taraftarlar tezahürat yaptı.
- The nineties generation in tennis has been utterly useless so far, exasperated fans say.
- Bıkkın taraftarlar, teniste doksanlar jenerasyonunun şu ana kadar hiçbir işe yaramadığını söylüyor.
- Which team are you a fan of?
- Hangi takımın taraftarısın?
- That team's fans are very fanatical.
- O takımın taraftarları çok fanatik.
- I'm a Giants fan.
- Giants taraftarıyım.
- Are you still a Giants fan?
- Hâlâ Giants taraftarı mısın?
- Our fans deserve our best.
- Taraftarlarımız en iyisini hak ediyor.
- We are enthusiastic Hanshin Tigers fans.
- Biz hevesli Hanshin Tigers taraftarlarıyız.
- The fans cheered for their team.
- Taraftarlar takımları için tezahürat yaptı.
- The stadium was flooded with baseball fans.
- Stadyum beyzbol taraftarlarıyla dolup taştı.
Show More (21)
|
3 |
fan |
vantilatör |
n. |
|
- In this way, the fan does two jobs at once.
- Bu şekilde, vantilatör aynı anda iki iş yapar.
- I want a fan.
- Vantilatör istiyorum.
- I hope you brought a fan.
- Umarım bir vantilatör getirmişsindir.
- Turn the fan on.
- Vantilatörü aç.
- I turned off the fan.
- Vantilatörü kapadım.
- It was hot, so I turned on the fan.
- Hava sıcaktı, ben de vantilatörü açtım.
- The fan is over my head.
- Vantilatör başımın üstünde.
- The fan doesn't work.
- Vantilatör çalışmıyor.
- There's a fan on the desk.
- Masanın üzerinde bir vantilatör var.
- There's a fan on the table.
- Masada bir vantilatör var.
- I turned on the fan and directed it to the wall.
- Vantilatörü açtım ve duvara doğru yönlendirdim.
- I want the fan.
- Ben vantilatörü istiyorum.
- That lady has a fan because it is hot.
- Şu hanımefendinin vantilatörü var çünkü hava çok sıcak.
- In the fall, covers are put over the fans in trains.
- Sonbaharda trenlerdeki vantilatörlerin üzerine örtüler örtülür.
- There is a fan on the desk.
- Masanın üzerinde bir vantilatör var.
- Tom turned off the fan.
- Tom vantilatörü kapattı.
- The fan is over my head.
- Vantilatör başımın üzerindedir.
- Tom turned on the fan.
- Tom vantilatörü açtı.
- There's a fan on the desk.
- Masada bir vantilatör var.
- Tom turned on the fan.
- Tom vantilatörü çalıştırdı.
- I turned on the fan.
- Vantilatörü açtım.
Show More (18)
|
4 |
fan |
fan |
n. |
|
- The automatic fan function can be set in five different levels to maximise the climate comfort for each occupant.
- Otomatik fan işlevi, her bir yolcunun iklim konforunu en üst düzeye çıkarmak için beş farklı seviyeye ayarlanabilir.
- Sami was a Star Wars fan.
- Sami bir Star Wars fanıydı.
- The fan in my computer is very loud.
- Bilgisayarımdaki fan çok gürültülü.
- Turn the fan on.
- Fanı çalıştır.
- I turned on the fan and directed it to the wall.
- Ben fanı açtım ve duvara doğru yönlendirdim.
- The fan in my computer is very loud.
- Bilgisayarımın fanı çok gürültülüdür.
- The ceiling fan is on.
- Tavan fanı açık.
- It was hot, so I turned on the fan.
- Hava sıcaktı, bu yüzden fanı açtım.
- There is a fan on the desk.
- Masanın üzerinde bir fan vardır.
- I want an electric fan.
- Bir elektrikli fan istiyorum.
- Install properly the fans and radiator in your computer case.
- Bilgisayar kasanızdaki fanları ve radyatörü düzgün bir şekilde takın.
- The fan doesn't work.
- Fan çalışmıyor.
- I turned off the fan.
- Fanı kapattım.
- There's a fan on the desk.
- Masanın üzerinde bir fan vardır.
- Tom replaced a fan belt.
- Tom fan kayışını değiştirdi.
- I want a fan.
- Bir fan istiyorum.
Show More (13)
|
5 |
fan |
meraklı |
adj. |
|
- I'm not a fan of that maniac.
- O manyağın meraklısı değilim ben.
- I'm not a fan of pacifism.
- Barışseverliğe meraklı değilim.
- I'm not a fan of conservatism.
- Ben muhafazakârlığın meraklısı değilim.
- Also, I am not a fan of the cafeteria food.
- Ayrıca, kafeterya yemeklerinin de meraklısı değilim.
- I'm not a fan of comic books.
- Ben bir çizgi roman meraklısı değilim.
- I am not a fan of environmentalism.
- Çevreciliğin meraklısı değilim.
- I'm not a fan of the choreography.
- Ben bu koreografinin meraklısı değilim.
- I was a fan of jumping.
- Ben atlama meraklısıydım.
- I'm not a fan of that maniac.
- O manyağın hiç meraklısı değilim.
- I am not a fan of environmentalists.
- Ben çevrecilerin meraklısı değilim.
Show More (7)
|
6 |
fan |
yelpaze |
n. |
|
- She bought a Chinese fan.
- O bir Çin yelpazesi satın aldı.
- There's a fan on the desk.
- Masanın üzerinde bir yelpaze var.
- She bought a Chinese fan.
- Bir Çin yelpazesi aldı.
- I want the fan.
- Yelpazeyi istiyorum.
- There's a fan on the table.
- Masanın üzerinde bir yelpaze var.
- That lady has a fan because it is hot.
- O kadının bir yelpazesi var çünkü hava sıcak.
- My uncle collects Chinese fans.
- Amcam Çin yelpazesi koleksiyonu yapıyor.
- My uncle collects Chinese fans.
- Amcam Çin yelpazeleri biriktirir.
Show More (5)
|
7 |
fan |
yelpazelemek |
v. |
|
- Fan yourself with this.
- Kendini bununla yelpazele.
- Tom is fanning himself.
- Tom kendini yelpazeliyor.
- Use this to fan yourself.
- Kendini yelpazelemek için bunu kullan.
- You fan yourself.
- Yelpazelen.
- I am fanning myself with a magazine.
- Kendimi bir dergiyle yelpazeliyorum.
- You fan yourself.
- Kendini yelpazele.
- Tom fanned himself with his notebook.
- Tom defteriyle kendini yelpazeledi.
Show More (4)
|
8 |
fan |
yellemek |
v. |
|
- Use this to fan yourself.
- Kendini yellemek için bunu kullan.
- Fan yourself with this.
- Bununla kendini yelle.
- Tom fanned himself with his notebook.
- Tom, dizüstü bilgisayarı ile kendini yelledi.
- I am fanning myself with a magazine.
- Bir dergiyle kendimi yelliyorum.
- Tom is fanning himself.
- Tom kendini yelliyor.
Show More (2)
|
9 |
fan |
tutkun |
n. |
|
- I am a fan of cars.
- Ben bir araba tutkunuyum.
- I'm a huge fan of golf.
- Ben büyük bir golf tutkunuyum.
- He was a fan of fishing.
- O bir balığa gitme tutkunuydu.
Show More (0)
|
10 |
fan |
körüklemek |
v. |
|
- He fanned the fire into flame.
- O ateşi körükledi.
- Fanned by the strong wind, the flames spread in all directions.
- Rüzgarla körüklendiği için, alevler her yöne yayıldı.
Show More (-1)
|
11 |
fan |
fanatik |
n. |
|
- My older brother is a very enthusiastic soccer fan.
- Ağabeyim çok hevesli bir futbol fanatiğidir.
- He interfered with the fans.
- O, fanatiklere müdahale etti.
Show More (-1)
|
12 |
fan |
havalandırmak |
v. |
|
- Use this to fan yourself.
- Kendini havalandırmak için bunu kullan.
Show More (-2)
|
13 |
fan |
pervane (kanadı) |
n. |
|
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
- Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
Show More (-2)
|