emasculate - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
emasculate hadım etmek v.
  • The veterinarian needed to emasculate the aggressive dog.
  • Veterinerin saldırgan köpeği hadım etmesi gerekiyordu.
Show More (-2)
emasculate zayıflatmak v.
  • The new regulations emasculated the company's ability to compete.
  • Yeni düzenlemeler şirketin rekabet etme kabiliyetini zayıflattı.
Show More (-2)
emasculate iktidarsız hissettirmek v.
  • The constant belittlement began to emasculate him.
  • Sürekli küçümsenmek adamı iktidarsız hissettirmeye başlamıştı.
Show More (-2)