disquiet - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
disquiet huzursuzluk n.
  • There is a good deal of disquiet among small- and medium-sized enterprises and the open source movement.
  • Küçük ve orta ölçekli işletmeler ve açık kaynak hareketi arasında büyük bir huzursuzluk var.
  • Is it reasonable to create so much disquiet amongst people who we want to live within our society?
  • Toplumumuzda yaşamasını istediğimiz insanlar arasında bu kadar huzursuzluk yaratmak mantıklı mı?
Show More (-1)
disquiet rahatsızlık n.
  • The Presidency has already voiced the European Union's disquiet.
  • Dönem Başkanlığı Avrupa Birliği'nin rahatsızlığını dile getirmiştir.
Show More (-2)