dinner - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
dinner akşam yemeği n.
  • Every dinner is a cause to break out her new silverware.
  • Her akşam yemeği yeni gümüş takımlarını çıkarması için bir sebep.
  • The prices are reasonable for a nice dinner.
  • Fiyatlar şık bir akşam yemeği için gayet makul.
  • Jen is going to have a dinner with her best friend tonight.
  • Jen bu gece en yakın arkadaşıyla akşam yemeğine çıkacak.
Show More (1311)
dinner yemek n.
  • I dreamt that three Members of the European Parliament were enjoying having dinner together.
  • Rüyamda Avrupa Parlamentosu'nun üç üyesinin birlikte yemek yemenin keyfini çıkardığını gördüm.
  • We were out to dinner with another couple last Saturday night.
  • Geçen Cumartesi akşamı bir başka çiftle yemekteydik.
  • I had dinner earlier than you.
  • Senden önce yemek yedim.
Show More (406)