|
- Tom rescued Mary's dog from the burning house.
- Tom, Mary'nin köpeğini yanan evden kurtardı.
- The child was rescued from a burning house.
- Çocuk, yanan bir evden kurtarıldı.
- Don't you smell something burning in the kitchen?
- Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu almıyor musun?
- The firemen's face was grim when he came out of the burning house.
- İtfaiyeci yanan evden çıktığında yüzü asıktı.
- She hid her burning cheeks in the bosom of the young man.
- Yanan yanaklarını genç adamın koynuna sakladı.
- Surrounded by burning candles, she dips herself into a bubble bath.
- Yanan mumlarla çevrili, kendini köpük banyosuna daldırıyor.
- The brave fireman rescued a boy from the burning house.
- Cesur itfaiyeci, yanan evden bir çocuk kurtardı.
- Tom woke up in the night with a burning pain in the middle of his chest.
- Tom geceleyin göğsünün ortasında yanan bir ağrı ile uyandı.
- Tom got in a burning car and burned.
- Tom yanan bir arabaya bindi ve yandı.
- Tom pulled Mary out of the burning car.
- Tom Mary'yi yanan arabadan çıkardı.
- Tom said that he thought he smelled something burning.
- Tom yanan bir şeyin kokusunu aldığını düşündüğünü söyledi.
- Don't you smell something burning in the next room?
- Yan odada yanan bir şeyin kokusunu almıyor musun?
- Tom was able to escape from the burning plane.
- Tom yanan uçaktan kaçmayı başardı.
- Tom rescued the children from the burning house.
- Tom çocukları yanan evden kurtardı.
- There was a light burning in the window.
- Pencerede yanan bir ışık vardı.
- The firemen rushed into the burning house.
- İtfaiyeciler yanan eve doğru koştu.
- The brave fireman rescued a boy from the burning house.
- Cesur itfaiyeci, yanan evden bir erkek çocuğu kurtardı.
- Tom went back into the burning house to get Mary.
- Tom, Mary'yi almak için yanan eve geri döndü.
- Tom carried two children from the burning house.
- Tom yanan evden iki çocuğu taşıdı.
- The fireman rushed into the burning house.
- İtfaiyeci yanan eve koştu.
- Tom died trying to save a child from a burning building.
- Tom yanan bir binadan bir çocuğu kurtarmaya çalışırken öldü.
- I thought I smelled something burning.
- Yanan bir şeyin kokusunu aldığımı sandım.
- The instant he opened the door, he smelt something burning.
- O, kapıyı açar açmaz yanan bir şeyin kokusunu aldı.
- Tom was able to escape from the burning plane.
- Tom yanan uçaktan kaçabildi.
- Someone left a burning cigarette on the table.
- Birisi masanın üzerine yanan bir sigara bırakmış.
- The sailors abandoned the burning ship.
- Denizciler yanan gemiyi terk ettiler.
- He rescued the child from the burning house.
- Çocuğu yanan evden kurtardı.
- I almost got killed when I went into the burning house to save Tom.
- Tom'u kurtarmak için yanan eve girdiğimde neredeyse ölüyordum.
- I almost got killed when I went into the burning house to save Tom.
- Tom'u kurtarmak için yanan eve gittiğimde neredeyse ölüyordum.
- Someone left a burning cigarette on the table.
- Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.
- There's something burning.
- Yanan bir şey var.
- Tom pulled Mary out of the burning car.
- Tom yanan arabadan Mary'yi çıkardı.
- Tom rescued the children from the burning house.
- Tom, çocukları yanan evden kurtardı.
- Tom received a commendation for bravery for rescuing a woman from a burning house.
- Tom, yanan bir evden bir kadını kurtardığı için cesaretinden dolayı takdirname aldı.
- Do you smell rubber burning?
- Yanan lastik kokusunu alıyor musun?
- I thought that I smelled something burning.
- Yanan bir şey kokusu aldığımı sandım.
- Coast guard officials said they rescued 17 people from the burning yacht.
- Sahil güvenlik yetkilileri, yanan yattan 17 kişiyi kurtardıklarını söyledi.
- It was brave of you to go into the burning house.
- Yanan evin içine girmen cesurcaydı.
- He rescued the child from the burning house.
- Yanan evden çocuğu kurtardı.
- I smell something burning, Mother.
- Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum, anne.
- I thought that I smelled something burning.
- Yanan bir şeyin kokusunu aldığımı sandım.
- There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
- Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
- The firemen rushed into the burning house.
- İtfaiyeciler yanan eve koştular.
- She hid her burning cheeks in the bosom of the young man.
- O, yanan yanaklarını genç adamın kucağında sakladı.
- Tom went to Burning Man.
- Tom Yanan Adam'a gitti.
- I smell something burning.
- Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
- The fireman rushed into the burning house.
- İtfaiyeci yanan eve doğru koştu.
- It was brave of you to go into the burning house.
- Yanan eve girmeniz çok cesurcaydı.
- Tom woke up in the night with a burning pain in the middle of his chest.
- Tom gece göğsünün ortasında yanan bir ağrıyla uyandı.
- Tom rescued Mary's dog from the burning house.
- Tom yanan evden Mary'nin köpeğini kurtardı.
- I smell something burning in the kitchen.
- Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
- Tom carried two children from the burning house.
- Tom yanan evden iki çocuk taşıdı.
Show More (49)
|