blue - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
blue mavi adj.
  • One hundred and sixty-nine Portuguese beaches unfurled blue flags in 2003.
  • Yüz altmış dokuz Portekiz plajı 2003 yılında mavi bayrak açtı.
  • In addition, blue flags cost money.
  • Ayrıca, mavi bayraklar parayla satılmaktadır.
  • Starting with Windows Vista, the incidence of Blue Screens or Stop Errors has decreased drastically.
  • Windows Vista ile birlikte Mavi Ekran ya da Durdurma Hatalarının görülme sıklığı büyük ölçüde azaldı.
Show More (401)
blue morarmış adj.
  • He was blue with cold.
  • Soğuktan morarmıştı.
  • You can talk until you're blue in the face, but you'll never convince me.
  • Morarana kadar konuşabilirsin ama beni asla ikna edemezsin.
  • Your lips are blue.
  • Dudaklarınız morarmış.
Show More (6)
blue hüzünlü adj.
  • I was feeling blue all day.
  • Bütün gün hüzünlüydüm.
  • I'm feeling a little blue today.
  • Bugün biraz hüzünlüyüm.
  • Tom was really blue.
  • Tom gerçekten hüzünlüydü.
Show More (3)
blue keyifsiz adj.
  • I always feel blue on Mondays.
  • Pazartesi günleri her zaman keyifsizim.
  • I'm feeling a little blue today.
  • Bugün biraz keyifsiz hissediyorum.
Show More (-1)
blue mavi renkli adj.
  • Tom is wearing a blue sweater today.
  • Tom bugün mavi renkli bir kazak giyiyor.
  • Tom was wearing a faded blue work shirt.
  • Tom soluk mavi renkli bir iş gömleği giymişti.
Show More (-1)
blue mavili adj.
  • Do you have any in blue?
  • Mavilisinden var mı?
  • Tom has his father's blue eyes.
  • Tom'un gözünün maviliği babasına çekmiş.
Show More (-1)
blue morali bozuk adj.
  • She cheered me up when I was feeling blue.
  • Moralim bozukken beni neşelendirdi.
Show More (-2)