blink - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
blink gözlerini kırpıştırmak v.
  • Tom blinked his eyes.
  • Tom gözlerini kırpıştırdı.
  • She blinked her eyes.
  • Gözlerini kırpıştırdı.
  • He blinked.
  • Gözlerini kırpıştırdı.
Show More (4)
blink kırpmak v.
  • No one even blinked.
  • Kimse gözünü bile kırpmadı.
  • Tom didn't even blink.
  • Tom gözünü bile kırpmadı.
  • Dan didn't even blink.
  • Dan gözünü bile kırpmadı.
Show More (1)
blink yanıp sönen n.
  • It's minus six outside and the heating's on the blink.
  • Dışarısı eksi altı ve kaloriferler yanıp sönüyor.
Show More (-2)